Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Ferhat Encü'yü Meclis'e gelebilecek bir fezleke ile ilgili konuşan Adalet Bakanı'nın açıklamalarına HDP tarafından karşılık geldi.
HDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken ve Çağlar Demirel tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında
AK Parti'nin, öz yönetim talep eden Kürtlere savaş açtığı savunulan açıklamada, “Bir darbe ve savaş konseptini devreye sokmuştur. Geçmişte denenmiş, halklara kan ve gözyaşından başka bir şey getirmediği ve sorunu daha da derinleştirdiği görülmüş politikalar, bugün bir kez daha uygulanmak istenmektedir.
Bölgede yaşananlar herhangi bir hukuki kavramla tanımlanamayacak düzeye ulaşmış durumdadır. Anti demokratik uygulamalar olmasına rağmen, olağanüstü halin ve sıkıyönetimin bile bir hukuku varken hatta savaşın bile bir hukuku, uyulması gereken kuralları varken, şu anda bölgede tüm hukuk devre dışı bırakılmıştır. Hiçbir yasal düzenlemeye dayanmadan ilan edilen sokağa çıkma yasakları altında insanlar tüm temel haklarından mahrum bırakılmaktadır. Kürt halkı, soykırım politikalarına karşı topyekûn bir direnişe geçmiştir. Biz Halkların Demokratik Partisi olarak, Kürt halkının öz yönetim talebini sahipleniyoruz. Bu talebi kanla boğmak isteyen AKP'ye karşı halkımızın yükselttiği direnişin yanındayız. Tüm parti örgütlerimiz gibi TBMM Grubumuz da bu direnişlerin yanındadır. HDP'nin halkın meşru direnişini sahiplenmesi ve orada yaşanan tüm vahşeti ve hukuksuzluğu görünür kılması AKP'yi rahatsız etmektedir. Buna bağlı olarak da, sokağa çıkma yasağı ilan edilen yerlerde bulunan milletvekillerimiz özel olarak hedef alınmaktadır” denildi.
“Şırnak milletvekilimiz Sayın Ferhat Encü'ye dönük saldırılar, bu darbe ve savaş konsepti saldırılarının son örneğidir.” Denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Halkın katliam politikalarına karşı geliştirdiği direnişin yanında yer almak için yasağın ilk gününden itibaren Silopi'de bulunan Encü'nün kaldığı ev, hiçbir yasal arama izni olmamasına rağmen kapısı kırılarak aranmak istenmiştir. Bu hukuksuzluğa karşı vekilimiz Encü de, tepkisini koymuş ve bu hukuksuz aramaya izin vermemiştir. Bir milletvekilin kaldığı eve dönük böylesi bir hukuksuz aramaya karşı direnmesi meşrudur. Dahası, bir milletvekilin kaldığı evinin bu şekilde kapısı kırılarak aranmak istemesi, halkın karşılaştığı uygulamaların derecesini göstermesi açısından da önemlidir. Olay anından itibaren milletvekilimiz, iktidar güdümündeki havuz medyası tarafından hedef haline getirilmiştir. Sonrasında da iktidar partisinin mensupları da bu kampanyadaki yerini almıştır. Milletvekilimiz şahsında partimize ve diğer milletvekillerine bir mesaj verilmek istendiği aşikârdır. Biz bu mesajı daha önceki tüm siyasi soykırım operasyonlarından zaten biliyoruz. Adalet Bakanı ve Başbakan da, bu kampanyanın bir parçası olmuştur. Adalet Bakanı, yaptığı açıklama ile Sayın Encü hakkında bir fezleke gelmesi durumunda gerekeni yapacağını söylemiştir. Bölgede yaşanan tüm katliamlara, hukuksuzluklara göz yuman, bunlar hakkında tek bir işlem yapmayan Adalet Bakanı, söz konusu milletvekilimiz olunca çok hızlı davranmaktadır. AKP bu şekilde davranarak bizleri sindirebileceğini zannediyor. Fakat şu çok iyi bilinmektedir ki, hayat felsefesi “yaşamak direnmektir” olan bizler asla tehditler ve şantajlar karısında sinmeyiz, boyun eğmeyiz. Bedeli ne olursa olsun halkımızın meşru taleplerinin sahiplenicisi olmaktan ve halkımızın meşru direnişinin yanında yer almaktan vazgeçmeyiz. Yaptığınız adaletsizliklerin hesabını sizden sormak için mücadele etmekten bir an geri durmayacağız.”