Bingöl'de devam eden toz toprak ve su sıkıntısıyla ilgili sorunları değerlendiren Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği (ESOB) Başkanı Ali Bayram, yaşananları ‘zulüm' olarak nitelendirdi.
“2013 MODEL ARAÇLA ŞEHRİ DOLAŞSAYDI”
Toz topraktan dolayı kapısını açamayan esnafın uğradığı zararın yanı sıra şoför esnafının da kazandığını sanayiye bıraktığını söyleyen Bayram, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın Bingöl ziyaretine dikkat çekti.
Bayram: “Sayın Bakanımız Bingöl'e gelip bir dizi incelemelerde bulunmuş. Fakat tablo değişmemiş. Yine partililerle bir araya gelip yol çalışmalarını yerinde görmüş. İyi güzel de, bir de çarşı ya çıkıp esnafı dinleseydi keşke. 2013 model bir halk otobüsü veya ticari taksiye binip şehirde dolaşsaydı da nasıl vahim bir tablo olduğuna bizzat şahit olsaydı. Yeni araçlar bile şuanda dökülmeye başlamış. Esnaf kapısını açamıyor, işlerde düşüş var, vatandaş sağlık riski nedeniyle çarşıya çıkamıyor. Gelip işadamı, sanayici, bilmem kimlerle görüşülüyor. Bir de esnafla görüşülse, sıkıntıları dinlense fena mı olurdu? Esnaf kazandığı parayı Sanayiye bırakıyor. Bir günde inceleme yapılırken bu esnaflarımızla görüşülse ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır” dedi.
“AKIBET TOKİ KONUTLARINKİ GİBİ OLACAK”
TOKİ'nin 2003 depreminden sonra Bingöl'de inşa ettiği konutların o günkü halini işaret eden Bayram, alt ve üstyapı işinin de bu durumda olduğunu savundu.
Konutların teslim edilmesinden sonra evlere yerleşen tüm hak sahiplerinin o günün artlarında 5 ila 8 Bin TL masraf ettiğinin hafızalardan silinmediğini anlatan Bayram: “O zaman bu sıkıntıları dile getirdik. Türkiye'de inşa edilen deprem konutlarının en yüksek fiyatla satışının Bingöl'de yapıldığını da, en kalitesiz konutların inşa edildiği ilin de Bingöl olduğunu söylemiştik. Çünkü işin üzerinde duran olmamıştı, eleştirilere kulak verilmemişti. Bugün yine aynı tabloyla karşı karşıyayız. Kimse işin bu yönünü görmüyor. İş yapılıyor ama nasıl yapılıyor? Trilyonlar toprağa gömülüyor. Bu işin sıkıntısı bugün değil ama yarın mutlaka yaşanacaktır” diye konuştu.
“MAL DA GİTTİ CAN DA!”
Yaşanan toz topraktan ziyade su sorunun da ciddi problemler oluşturduğunu savunan bayram, malı zarar gören, işi zayıflayan esnafın veya vatandaşın sağlığını da kaybetme noktasına geldiğini belirtti.
Bingöl'deki sağlık kuruluşlarının verilerini paylaşmasını isteyen Bayram: “Bingöl'de iki yıl öncesi ile bu yılki hasta sayısını, bunlardan toz toprak ve su sıkıntısından kaynaklanan rahatsızlıkların önceki yıllarla mukayesesini istatistik verilerle açıklasınlar. Bir iş yapılıyor diye insanlar sağlığını kaybetti. İnsanlar kapı penceresini açamıyor, millet tozdan dolayı çarşıya çıkamıyor. Kimsenin bu dikkate aldığı yok. Tatlı sözlerle, duygusal yaklaşımlarla bu zararı karşılayabilecekler mi? Dışarıdan gelip Bingöl'de tatil yapmak isteyen hemşerilerimiz bile çabucak kaçtı. Çünkü bu tabloya daha fazla tahammül edemediler. Bedava ekmek vermekle fırıncı esnafıma zarar veren (ki, kime, nasıl veriliyor buna da bakmak lazım), gıda dağıtan belediye benim esnafıma bunun kalmayıp, karşılığı büyük zararlar da veriyor. Kimsenin bunu sorguladığı yok. Birileri de ortalıkta dolanıp sözde savunuculuk yapıyor. Benim esnafımın zararını, halkımın sağlığını nasıl geri getireceksiniz önce bunu bir açıklayın, sonra kalkıp savunuculuk yapın!” şeklinde konuştu.
ADAYLARA VE ELEŞTİRENLERE SESLENDİ
Yaklaşan seçimleri işaret eden Bayram, AK Parti'den aday adayı olacaklara da seslendi: “Her önüne gelen aday olacak. Ciddi adaylara lafım yok tabi ki. Ama o aday adaylarının ‘bu bu işler yapıldı ama şu yanlış da yapıldı' deyip diyemeyeceklerini merak ediyorum. Bakalım kim hakikati dile getirebilecek.”
Hakkındaki eleştirilere de değinen Bayram, kimseyi hedef almadığını, sadece var olan sıkıntıları dile getirdiğini söyledi.
Hakkında çeşitli iddialar yayarak itibarsızlaştırma politikası güdenlere seslenen Bayram: “Varsa bir eleştirisi olan, buyursun yer belli, mekân belli. Neyi varsa yüzüme söylesin. Madem haksız olduğumuzu savunuyorlar, gelsinler yüzümüze söylesinler. Ne şahsım olarak, ne de kuruluş olarak kimseyi hedef almadık, almayız da. Ama hiçbir şey, bizi hakikatleri dile getirmekten, sorunları paylaşıp çözüm üretme gayretinden de alıkoyamayacaktır”