Dünyaya suriye çağrısıUluslararası kurumlar ve ülkelerin sığınmacı krizinde yeterli destek vermediklerini ifade eden Bakan Yılmaz, Uluslararası hukuk da, uluslararası vicdan da bütün ülkelerin ve bütün uluslararası kurumların Suriye meselesine çok daha fazla katkıda bulunmalarını gerektirir dedi.![]() Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, ABD'nin New York kentinde BM Kalkınma Programı'nın (UNDP) 50. Kuruluş Yıl Dönümü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen ‘Gezegeni Koruma ve Kalkınmayı Sürdürme: Ekonomi ve Yaşam Koşullarını Geliştirmeyle Çevreyi Koruma Nasıl Dengelenecek?' başlıklı oturuma katıldı. Oturumda konuşan Bakan Yılmaz, büyüme, sosyal adalet ve çevrenin korunması arasında önemli bir ilişki olduğunu vurgulayarak, “Eğer kısa dönemli planlarınız var ve büyümenin kalitesine fazla önem vermiyorsanız bu hedeflerin bazılarından ödün verebilirsiniz” dedi. Enerji verimliliği alanında Türkiye'nin uygulamaları konusunda örnekler veren Bakan Yılmaz, Türkiye'nin yüksek oranda ithal enerjiye bağımlı olduğuna işaret etti. Enerji verimliliğine yatırım yaparak Türkiye'nin düşük karbon salınımı ekonomik perspektifini uyguladığını vurgulayan Yılmaz, böylece daha az enerji kullanımının ve dolayısıyla daha düşük maliyetin özel sektörü daha rekabetçi hale getirdiğini, çevrenin de korunduğunu kaydetti. DÜNYAYA SURİYE ÇAĞRISI Oturumun ardından açıklamalarda bulunan Bakan Yılmaz, uluslararası kurumlar ve ülkelerin sığınmacı krizinde yeterli destek vermediğini söyledi. Türkiye ile UNDP ilişkilerinin son yıllarda stratejik bir nitelik kazandığını vurgulayan Yılmaz, UNDP'nin Türkiye'yi bölgesel merkez olarak belirlediğini ve üçüncü ülkelerde ortak projeler yürüttüklerini hatırlattı. Bakan Yılmaz, Suriye krizi ve bu kriz nedeniyle ülkelerinden kaçarak komşu ülkelere sığınan Suriyelilere de değinerek “Şu çağrıyı yapıyoruz bütün dünyaya: Herkes daha fazla taşın altına elini koymalı. Maalesef çok şeyler söyleniyor, çok güzel fikirler ifade ediliyor ama artık fikirlerin ötesinde uygulamayı görmemiz lazım” diye konuştu. Suriye'de yaşanan trajedi konusunda ülkelerin daha fazla inisiyatif almasını ve daha fazla eylem içinde olmasını beklediklerini ifade eden Yılmaz, şunları söyledi: “Bu tür işler, sadece bir ülkeye, bir komşuya bırakılacak konular değil aslında, bütün insanlığın sorumluluk alması gereken meseleler. Biz Türkiye olarak çok şükür görevimizi bihakkın yapıyoruz. Hem devlet olarak hem de millet olarak bunu başaran bir ülkeyiz. Bu da tarihe altın harflerle geçecek inşallah. Ama maalesef aynı şeyi uluslararası toplum için söyleyemeyiz.” “Uluslararası toplum, uluslararası kurumlar üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yapamadılar bugüne kadar” tespitinde bulunan Yılmaz, gelecek dönemde daha fazla destek verilmesini ümit ettiklerini söyledi. Türkiye'nin Suriyeliler için 10 milyar dolara yaklaşan bir maliyeti tek başına üstlendiğini kaydeden Yılmaz, “Çok fazla konuşan ama fazla bir iş yapmayan ülkelerle mukayese ettiğinizde Türkiye'nin çabası ortada. Ve bundan sonra da Türkiye üzerine düşeni yapacak. Ama bir taraftan da şunu söylemek durumundayız: Bu ağır ve giderek de ağırlığı artan sorunu sadece Türkiye'nin omuzlarına bırakmaları hiç doğru bir yaklaşım değil” diye konuştu. Suriye trajedisinin insani trajedi olduğunu ve bütün insanlığı ilgilendirdiğini vurgulayan Yılmaz, “Uluslararası hukuk da, uluslararası vicdan da bütün ülkelerin ve bütün uluslararası kurumların Suriye meselesine çok daha fazla katkıda bulunmalarını gerektirir” dedi. EKONOMİK BÜYÜME Türkiye'nin ekonomik büyümesini de değerlendiren Yılmaz, küresel krizin etkilerinin devam etmesi, bölgesel jeopolitik sorunlar, terör saldırıları ve iki seçim yaşanmasına karşın geçen yıl Türkiye'nin yüzde 4 civarında büyüme yakaladığını söyledi. Dünyada Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin yüzde 2 dahi büyüyemediklerini vurgulayan Yılmaz, "Bu bizim halkımızın ve girişimcilerimizin dinamizmini gösteriyor. İnşallah bu yıl daha da iyi bir performans göstereceğiz" dedi. Türkiye'nin bu yıl için büyüme hedefinin yüzde 4 buçuk olduğunu ifade eden Yılmaz, siyasi istikrarını pekiştiren bir ülke olarak bunun başarılmaması için hiçbir sebebin olmadığını kaydetti. Bu yıl hem siyasi istikrarın sağlanması hem de Avrupa'da nispeten daha iyi bir dönem yaşanması beklentisinin büyümeyi olumlu etkileyeceğini anlatan Yılmaz, emtia fiyatlarındaki düşüşün de önemli olduğunu dile getirdi. YAPISAL REFORMLAR Bakan Yılmaz bu yıl cari açığın da yüzde 4'ün altını görmesini beklediklerini de belirterek "Bir taraftan büyüyeceğiz, istihdam üreteceğiz bir taraftan da cari açığı azaltacağız. Bütün bu süreçler içinde en önemli husus da yapısal reformlar" dedi. Hükümetin takvime bağlayarak kamuoyu ile paylaştığı reformları birer birer hayata geçirdiğini dile getiren Yılmaz, son dönemde hem demokratikleşme hem de ekonomik reformlar konusunda Meclis'e çok önemli kanunların sevk edildiğini söyledi. Kişisel verilerin korunması kanunu, bilirkişilikle ilgili bir kanun, insan hakları ve eşitlik kurumu ile ilgili kanunun bunlar arasında yer aldığını anlatan Yılmaz, tüm bunların demokrasi alanında önemli ilerlemeler olduğunu kaydetti. Patent Kanunu ile ilgili çalışmaların devam ettiğini, iş gücü piyasaları ile ilgili bir kanunun Meclis'te tartışıldığını belirten Yılmaz, "Siyasi istikrar, dünyada nispeten daha iyi bir ortam ve yapısal reformlar Türkiye'yi pozitif yönde ayrıştıracak hususlar. Dünyanın durumu kötü olsa da, gelişmekte olan ülkeler nispeten daha kötü bir performans sergilese de Türkiye siyasi istikrarıyla ve yapısal reformlarıyla pozitif ayrışmaya, büyümesini sürdürmeye ve istihdam üretmeye devam edecek" diye konuştu. YORUM YAZIN ![]()
|
|