Geçtiğimiz günlerde Bingöl'e gelerek çeşitli incelemelerde bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, Bingöl'ün Yayladere Belediyesi'nce düzenlenen 10'uncu Sülbüs Doğa ve Kültür Festivali'ne katıldı. Burada, festivalin Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından sekteye uğratıldığını iddia eden Sarı: “Özgürlüklerden yana olan, özgürlük mücadelesi veren grupların bunu engellemeye kalkışması kendileriyle çeliştiklerinin de en somut göstergesidir” açıklamasında bulundu.
Sarı'nın açıklamasına tepki gösteren DBP İlçe Başkanlığı, yazılı basın açıklaması yaparak: “Festivallerde halkın her türlü sorunu ve sevincini paylaşması gerektiğine olan inancımızla, bu etkinliğin milliyetçi, baskıcı ve inkarcı bir çizgiye gelmemesi için parti teşkilatı olarak olabildiğince çaba gösterdik. Fakat tüm çabalarımıza rağmen başta CHP zihniyeti olmak üzere milliyetçi kesimler, Yayladere halkının gerçekliğini çarpıtan bir çizgide ısrar ettiler. Tüm çabalarımıza ve görüşmelerimize rağmen sonuç alamayınca, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da milliyetçi, inkârcı, özgürlük ve demokrasi düşmanı hiçbir etkinliğe katılmayacağımızı belirtip boykot kararı aldık. Bu boykot kararımızı gerekçeleri ile beraber halkımızla paylaştık” denildi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı'nın Yayladere halkını tanımadığını ifade edilen açıklamada: “Yüz yıla yakın süredir halka üstten bakan, toplumu ve halkı aşağıda gören bu zihniyet, Yayladere halkının öz iradesi ile milliyetçiliğe ve tekçiliğe karşı duruşunu ne anlamıştır ne de anlayabilir. CHP'li temsilci yaptığı konuşmada, doğa duyarlılığı ve insan sevgisinden bahsetmiştir. CHP'nin gerçekleştirdiği Kürt ve Alevi yurttaşlarımıza yönelik katliamlar ve Kürdistan'da doğa katliamı konusunda tarihin kara sayfalarında yer alan saldırıları tüm kamuoyunca bilinmektedir. CHP gibi 1924'te, 1938'de ve sonrasında ilimizin doğasını ve insanlarını ‘zehirli gaz'larla yok etmek isteyen, bu konuda doğa düşmanı AKP'ye örnek olan bir parti temsilcisinin ekolojik duyarlılık ve insan sevgisinden bahsetmesi bir siyasi aymazlık örneği olarak tarihe geçecektir” ifadelerine yer verildi.
“KENDİ PARTİSİNİN PRATİĞİNDEN HABERİ YOK”
CHP'nin Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü hususunda her türlü engeli koyduğunu ve Kürt sorununa ilişkin katliam önerisinde bulunduğunu ifade edilen açıklamada: “Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen bir temsilcisinin kendi partisinin pratiğinden bile haberi yoktur. Yayladere'de barıştan bahseden CHP, Ankara'da TBMM bünyesinde kurulan Çözüm Komisyonu'na üye bile vermemiştir. Aynı CHP ‘Kürtler yoktur' zihniyeti taşıyan kesimlerle seçim işbirliği yapmaktadır. CHP'nin tüm siyasi çalışmaları barışa karşıdır, savaş yanlısıdır. Dolayısıyla barış vurgusu yapan bir siyasi parti temsilcisinin, partisi ile birlikte samimiyet testinden geçmesi gerekmektedir. CHP de tarihi boyunca bu testten kalmış bir siyasi partidir” denildi.
“SÖZ SÖYLEME HAKKI OLAN SON PARTİ CHP'DİR”
Yayladere ve yöreye ilişkin söz söyleme hakkını kendinde bulması gereken son parti CHP olduğu vurgulanan açıklamada: “İnsanlarımıza Kürtçe konuştukları için beşer-onar kuruş kelime başına ceza yazan, Şark Islahat Planı ile bölgemizi insansızlaştıran, Dersim Katliamı sırasında ilçemizin tüm köylerini toptan imhayı planlayan, halkımıza her türlü siyasi ve ekonomik baskıyı reva gören CHP'dir. 1923'ten başlayarak bugüne kadar Türkiye'de halkların ve inançların tüm özgürlük mücadelelerine karşı baskı uygulayan, bu mücadeleleri engelleyen CHP anlayışı, bizim gibi tüm siyasi çalışmalarını özgürlük mücadelesi üzerine kurmuş, bu uğurda bedeller vermiş bir siyasi partiye özgürlük dersi vermeye değil, partimiz ve halkımızdan özgürlük mücadelesi dersi almaya muhtaçtır. CHP anlayışı bizlerden ve halkımızdan özgürlük dersi almak yerine, milliyetçi-inkarcı kesimlerle işbirliği yaparak asıl zihniyetini de halkımıza göstermiştir. Bizler parti olarak milliyetçiliği, inkarcılığı besleyen anlayışlara karşı tarihi bir duruş sergileyen Yayladere halkını kutluyoruz, halkımızla birlikte bu mücadeleyi en yükseğe çıkaracağımızın sözünü tekrar veriyoruz” ifadeleri kaydedildi.