Enstitüler Konferans Salonunda düzenlenen ve Moderatörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Melek Halifeoğlu'nun yaptığı programın panelistleri; Sosyolog ve Siyaset Bilimci Prof. Dr. Abdullah Taşkesen, Kırıkkale Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Hidayet Şefkatli Tuksal ile Aktivist Mehtap Toruntay'dı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Çiftci'nin de katıldığı panele; akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Yoğun ilginin gösterildiği panelin açılış konuşmasını programın moderatörü Dr. Öğr. Üyesi Melek Halifeoğlu yaptı.
Panelistlerden Prof. Dr. Abdullah Taşkesen, “Ataerkil bir toplumda yaşadığımız için kadının toplum içerisindeki sosyalizasyonu gecikiyor” diye sözlerine başladı. Şiddetin eşit olmayan güç ilişkilerinden kaynaklanan bir olgu olduğunu belirten Prof. Dr. Taşkesen, “Bu, bilhassa kadına yönelik işlenen bir durum halindedir. Şunu söylemek istiyorum; ne olursunuz kadınlara karşı yumuşak davranın. Kadınlara karşı kullandığınız dil güzel olsun” diye konuştu.
Kırıkkale Üniversitesi Dr.Öğr.Üyesi Hidayet Şefkatli Tuksal da toplumda kadın ve kadının yaşantı dünyasında kadının karşılaştığı sorunlara değindi. Kadının ev işlerini yapan bir figür olarak görüldüğünü belirten Tuksal, “Kadın meselesi sadece devlet kurumlarının ya da üst makamlardan birinin kadınların haklarını tanıması meselesi değildir. Yasalarımız baktığımız zaman hiçbir problem yok. Bu yasalarda tam olarak sağlanmış durumdadır ama bu yasalarda verilen durumu gündelik hayatımızda ne kadar uygulayabiliyoruz. Bu bizim sorunumunuzdur” dedi.
Programın son panelisti Aktivist Mehtap Toruntay da sözlerine “kışkırtılmış erkeklik, bastırılmış kadın” algısını kadının temel sorununu oluşturduğunu belirterek sözlerine başladı. Toruntay, “Türkiye'deki toplumsal olaylara baktığımızda kadına yönelik şiddet her zaman birinci gündemi oluşturmuştur. Kadına yönelik şiddet konusu da kadının en başat sorunudur. Şiddet konusu en başat konu olduğu için de kadın hakları ve kadının diğer sorunları gündem konusu dahi olamıyor” diye ifade etti. Toruntay, çeşitli istatiksel veriler aktararak sunumunu sonlandırdı.
Programın moderatörü Dr. Öğr. Üyesi Melek Halifeoğlu ise “Dikkat edilmesi gereken bir nokta da kadın meselesinin sadece bir cinsiyet meselesi olmamasıdır. Filozof Simon de Beauvoir, “kadın doğulmaz, kadın olunur” sözüyle aslında kadınlık durumunun toplumsal rollerle inşa edildiğinden bahseder. Bu durum aynı şekilde erkeklik durumu için de geçerlidir. Bu yüzden kadın meselesinin çözümü erkeklerle beraber yürütülecek ve çözüme ulaştırılacak bir durumdur” şeklinde konuştu.
Panel, soru ve cevap faslının ardından sona erdi.