Medyada yer alan haberlerde İsviçre'de taraflar arasında sürdürülen görüşmelerde beş madde üzerinde anlaşma sağlandığı yönündeki haberlerin yer aldığını ifade eden Boğatekin, şunları söyledi: “Buna göre tazminat miktarı ile birlikte, Mavi Marmara davasında yargılanan İsrailli yöneticiler hakkında davaların düşürülmesi, Hamas yöneticilerinden bazılarının sınır dışı edilmesi ve Akdeniz'de ortak doğal gaz arama çalışmalarının başlatılması gibi hususlar üzerinde taraflar arasında bir ön mutabakata varıldığı iddia edilmektedir. Bu iddia her ne kadar henüz Türkiye Hükümeti tarafından doğrulanmamış olmakla birlikte, yalanlanmamıştır da ve yetkililerce hala sürdürülen bu sessizliğin hiç de hayra alamet olmadığı açıktır. Açık ve net biçimde ve dolaylı, ikircikli yollara, ifadelere başvurmaksızın şu hususun altını çiziyoruz: Hangi gerekçeyle olursa olsun; karşılığında hangi menfaat, avantaj elde edilirse edilsin İsrail isimli Siyonist işgal çetesi ile ilişkilerin normalleştirilmesi kabul edilemez, çünkü İsrail normal bir devlet değildir” dedi.
“İsrail, İslam topraklarını gasp eden, Filistin'i sömürgeleştiren, Aziz Kudüs'ü ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'yı esir tutan işgalci, zalim bir güçtür. İsrail ile aramızda sadece Mavi Marmara sorunu yoktur.” diyen Boğatekin, şunları kaydetti: “Mavi Marmara katliamı İsrail'in işgal ve katliamlar zincirinin sadece bir halkasıdır. Dolayısıyla sorunu Mavi Marmara katliamının acılarının tazmini zeminine oturtan bir anlayış İslam Ümmeti'nin maruz kaldığı büyük zulmü ve Filistin gerçeğini anlayamamış olmanın yanında; adalet, vicdan ve hukuk kavramlarından da fersah fersah uzak düşmüş demektir. Siyonist çetenin halen etap etap Mescid-i Aksa'nın tahrip edilmesine yönelik sistemli bir operasyon yürüttüğü ve bu zulme karşı ancak taşlarla, bıçaklarla karşı durmaya çalışan Filistinli gençleri vahşice katlettiği bir dönemde Siyonistlerle el sıkışmak, mutabakatlar imzalamak, ilişkiler geliştirme çabaları sürdürmek tek kelimeyle utanç vericidir! Bu yapılanın bir günah olduğunun altını çiziyor, Müslümanlar olarak asla bu büyük günaha, vebale ortak olmayacağımızı tekrarlıyoruz.”