'Biz gücümüzü, milyonlarca seçmenin iradesinden alıyoruz'HDP Bingöl İl Başkanlığı: 'Ancak biz gücümüzü, direncimizi Türkiye halklarından milyonlarca seçmenin iradesinden haklılığımızdan alıyoruz. Kumpas davalar, kapatma davası yada fezlekelerle umudun, yeni yaşamın, özgürlüğün mücadelesini engelleyebileceklerini sanıyorlarsa büyük yanılıyorlar.'Partilerinin kapatma davalarıyla ilgili merkez saat kulesi önünde açıklama yapan HDP İl Başkanlığı yöneticileri, alınan kararlara tepki gösterdi. HDP'den yapılan açıklamada; “Bu dava baştan sona siyasi iktidarın HDP'ye yönelik kurguladığı bir intikam davasıdır. Dava siyasi iktidarın gerçekleri örtmek, HDP'ye karşı kurduğu kumpası yargı eliyle devam ettirme planının bir parçası. Bu davada düşman hukuku uygulamalarının bir örneğini gördük. Nitekim daha duruşmalar başlamadan önce İletişim Başkanı tarafından partimize dönük karalama kampanyaları başlatıldı. Bu davayla iktidarın niyetinin HDP'yi kriminalize edip algı oluşturmak,7 Haziran seçimlerinin yarattığı hezimetle halka, toplumsal muhalefete, siyasilerimize göz dağı vermek olduğunu çok iyi biliyoruz. HDP Ancak o duruşma salonlarında arkadaşlarımız yargılanan değil yargılayan oldu! Savcının ve mahkeme heyetinin nasıl talimatla iş yaptığını örtbas etmek, arkadaşlarımızın savunmalarının yankısını kısmak için daha duruşmanın ilk gününde Sincan Cezaevine gidişte polis güvenlik bahanesiyle duruşmaya katılımın önünü kesmeye çalıştı…Tüm HDP'liler, destek vermeye gelen halk, avukatlar ve gazeteciler Sincan yolunda polis bariyerlerine takıldı…Destek vermeye gelen halk ve yargılanan arkadaşlarımızın yakınları uzun süre dışarda bekletildi, GBT yapıldı haklarında…Yargılananların yakınları, akrabaları duruşma salonuna alınmadı, sadece aşağı kattaki bir ekrandan duruşmayı izlemelerine izin verildi. Yargılamanın aleniyeti hiçbir şekilde sağlanmadı. Adil yargılanma hakkı açıkça ihlal edildi… Cezaevi önünde Eş genel başkanların yapacağı kısa bir basın açıklaması dahi engellenmeye çalışıldı. Polis anonslarının sesi sonuna kadar açılarak eş genel başkanlarımızın sesi bastırılmaya çalışıldı… Eş genel başkanların iktidarın örgütlediği grupların pankartlı provakasyonuna polisler müdahale etmedi. Bu örgütlendirilmiş provokatif girişimlerde bulunarak duruşmaya gelenler üzerinde baskı kurmaya çalıştılar…Koridorlarda slogan atıp, tehditlerde bulundular. Duruşmanın güvenliğini ihlal ettiler ancak kolluk asla müdahale etmedi. Duruşmanın ve duruşmaya katılanların güvenliğini sağlayacak, adil yargılanma hakkının kullanılmasını sağlayacak herhangi bir güvenlik önlemi alınmadı… İlk duruşmada yargılamanın ve savunmanın temel unsuru olan avukatlar içeri alınmadı, avukatların yerlerine polisler ve jandarma oturtuldu, müvekkiller ile avukatları arasına polis ve jandarmayı konularak iletişim kurulması devamlı olarak engellendi, avukatların yalnızca bir kısmı içeriye girebildi, 100 den fazla avukat duruşma kapısında bekletildi, Bu duruma içeride kalan avukatlar tüm avukatlar olmadan kimlik tespiti yapılmasına itiraz edildi. Mahkeme başkanı bütün itirazlara ve yargılanan arkadaşlarımızın kimlik tespiti yaptırmamasına rağmen sanki kimlik tespiti yapılmış gibi duruşmaya devam etti. Mahkeme başkanı yüzlerce avukata üstenci, taraflı ve talimatlı olduğunu, zaten ne karar vereceğini açıkça gösteren bir tavırdaydı. Sıkça avukatların sözünü kesti. SEGBİS İle duruşmaya katılan Selahattin Demirtaş'ın ve Figen Yüksekdağ'ın mikrofonlarını kapatarak, söz vermeyerek açıkça hukuka, kanuna, usule aykırı davrandı. Avukatlar mahkeme başkanının taraflı tutumuna karşı reddi hakim talebinde bulunmak üzere Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'a söz verilmesini talep etti. Ancak bu da başkan tarafından engellendi. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ve diğer arkadaşlarımız a4 kağıtlarına taleplerini yazıp kameraya göstererek seslerini duyurmaya çalıştılar. İlk duruşmada avukatlar tüm bu tek adam rejiminin ürünü olan, yargılama ile , hukukla alakası olmayan tavra karşı alkışlarla protesto eylemi sürdürdüler ve haklı olarak duruşma salonunu terk ettiler. Mahkeme başkanı sanki avukatlar hiç salonu terk etmemiş gibi yargılama yürütmeye devam etti. Duruşmada hazır bulunan arkadaşlarımızın avukatsız olarak yargılamanın sürdürülemeyeceği, bu şekilde bir yargılanın anlamının olmadığı ifade etmesi ve salonu terk etme girişimi de başkan tarafından engellendi. Yargılamanın başından sonuna değin polis; seyircinin, basının ve yabancı temsilcilerin içeri alınmasını engelledi…Bunu mahkeme başkanının talimatına dayandırdı… Yine mahkeme başkanından talimat aldıklarını söyleyen polisler cezaevi girişinde avukatlar durdurup arabalarının fotoğraflarını çekti… Mahkeme başkanının tavrı yargılamayı yasal prosedürlere uymadan hızlı bir şekilde hızlı bir şekilde ilerletmek, HDP'ye yönelik açılan kapatma davasına bu davadan bir karar çıkarmak… Bu dava da gösteriyor ki; HDP'yi demokratik siyaset alanından tasfiye etmek, kumpas davalarla faaliyetlerimizi engellemek, belediyelerine el koyarak halkla temasını kesmeye çalışmak, tüm seçilmişleri, yöneticileri ve seçmenlerine yönelik hukuksuz kararlar vermek, onları siyasi rehineler haline getirmek gibi siyasi iktidarın temel hedefleri arasında… Yargıyı siyasi amaçlarına alet ederek, vekilliklerimizi düşürerek, kumpas davalarla asılsız iddialarda bulunarak, partimizi kapatma tehditlerinde bulunarak bir sonuç elde edebileceğini sanan bir iktidar var. Aslında bir yandan daBu kumpas davasının ve HDP'nin kapatılması girişimi tüm toplumsal muhalefete, tüm özgürlük, demokrasi ve adalet talep edenlere yönelik bir baskı aracı olarak kullanılıyor… Ancak biz gücümüzü, direncimizi Türkiye halklarından milyonlarca seçmenin iradesinden haklılığımızdan alıyoruz. Kumpas davalar, kapatma davası yada fezlekelerle umudun, yeni yaşamın, özgürlüğün mücadelesini engelleyebileceklerini sanıyorlarsa büyük yanılıyorlar. Bizler halkımızla birlikte özgürlük, eşitlik, adalet talep eden herkesle demokratik siyaset alanında birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Halka, ötekileştirilen ezilen yok sayılanlara yönelik yapılan tüm antidemokratik uygulamaları, halka dayattıkları yoksulluğu, izledikleri düşman siyasetini yarattıkları adaletsiz ortamı ifşa etmeye, AKP iktidarını rahatsız etmeye her yerde devam edeceğiz. Hem mecliste hem de sokaklarda olacağız.” YORUM YAZIN
|
|