'Bingöl'deki olay adli bir vaka olarak geçiştirilemez'Önceki gün madde bağımlısı bir şahsın 4 kişinin ölümüne, 5 kişinin de yaralanmasına yol açtığı bıçaklı saldırısını kınayan HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı, gençlerin maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalan yönetim sisteminin sorunlu olduğunun altını çizdi.24 Temmuz Çarşamba günü Bingöl il merkezinde madde bağımlısı bir gencin rastgele önüne çıkan insanları bıçaklaması sonucu 4 kişi hayatını kaybetmiş, 5 kişi de yaralanmıştı. Her hafta Gazze'deki soykırımı tel'in etmek ve Filistin'deki direnişe destek olmak amacıyla basın açıklaması düzenleyen HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı, bu haftaki basın açıklamasını Bingöl'de yaşanan saldırıya ayırdı. Bu saldırının adli bir vaka olarak değerlendirilemeyecek kadar önemli bir hadise olduğunun altı çizilen açıklamada, önlem alınmadığı taktirde daha vahim hadiselerin yaşanabileceğine dikkat çekildi Bingöl Merkez Ulu Camii önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını, HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı adına Avukat Nihat Buğrahan okudu. "Bu menfur saldırının iyi analiz edilmesi ve bundan dersler çıkarılması gerekmektedir"Olayın sıradan adli bir vaka olarak geçiştirilemeyecek kadar önemli bir hadise olduğunun altı çizilen açıklamada, "Bingöl'ümüzde meydana gelen üzücü olayda maalesef 4 vatandaşımız vefat etti, 5 vatandaşımız da yaralandı. Hepimizi derinden üzen bu olayda vefat edenlere Yüce Allah'tan rahmet, acılı ailelerimize başsağlığı, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar diliyoruz. Allah bir daha böyle bir acı yaşatmasın. Şehrimizde meydana gelen bu üzücü olay, meseleyi daha geniş bir perspektiften ele almayı zorunlu kılmıştır. Öncelikle olayın sıradan adli bir vaka olarak geçiştirilemeyecek kadar önemli bir hadise olduğunun altını çiziyoruz. Olayın bütün yönleriyle soruşturulması, olaya geç müdahale edildiği ve gerekli tedbirlerin alınmasında ihmal olduğu iddiaları da şeffaf bir şekilde ortaya konmalı ve kamuoyu aydınlatılmalıdır. Bu menfur saldırının iyi analiz edilmesi ve bundan dersler çıkarılması gerekmektedir. Kuşkusuz memleketimizin en önemli sorunlarından biri de alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığıdır." denildi. "Uyuşturucu madde temini kolaylaşıyor, önleyici tedbirler ve denetimler yetersiz kalıyor"Önlem alınmadığı taktirde daha vahim olayların yaşanabileceğine dikkat çeken Buğrahan, "Bir memlekette; inanç zayıflamış, manevî değerler törpülenmişse, çocuklar sevgiden yoksun, huzursuz ve sağlıksız aile ortamlarında yetişiyorsa, gençlerimiz ekonomik ve sosyal sorunların neden olduğu kaygı ve sıkıntıdan kurtulmak için çareyi uyuşturucu ve alkolde arıyorsa, çocuklar ve gençler için iyi arkadaş çevresi ve ortamı oluşturulamıyorsa, uyuşturucu madde temini kolaylaşıyor, önleyici tedbirler ve denetimler yetersiz kalıyorsa, hiç şüphesiz daha vahim olayların yaşanması da muhtemeldir." ifadelerine yer verdi. "İyi insan yetiştiremeyen eğitim sistemi sorunludur"Aile kurumunu hedefe koyarak manevi bağların zayıflamasına duyarsız kalanların da mesuliyet altında olduğunu vurgulayan Buğrahan, "Bu olay bir kez daha gösterdi ki; iyi insan yetiştiremeyen eğitim sistemi sorunludur. Gençlerimizin maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalan yönetim sistemi sorunludur. Ve suçlulara caydırıcı cezalar vermeyen hukuk sistemi sorunludur. Gençliğin gidişatından şikâyet etmek ve bütün suçu gençlere yüklemek, işin kolayına kaçmaktır. Yaşanan bu acı hadisenin tek sorumlusu madde bağımlısı olan şahıs değildir. Gençlerimizin bu bataklığa düşmesine seyirci kalanlar, sorumluluklarını yerine getirmeyenler, çocuklarımızın ve gençlerimizin imanı çalınırken hiçbir bir şey olmamış gibi davrananlar, aile kurumunu hedefe koyarak manevi bağların zayıflamasına duyarsız kalanlar da mesuliyet altındadır." şeklinde konuştu. "Meselenin aile, eğitim ve sosyal çevre başta olmak üzere birçok boyutu vardır"Sadece olayın sonuçları üzerinden yapılacak değerlendirmelerin yetersiz kalacağını belirten Buğrahan, "Gençliği çepeçevre kuşatan, onların akıl ve ruh sağlığını tehdit eden madde bağımlılığı ile mücadele idare makamında olanların en önemli gündem maddelerinden biri olmalıdır. Uyuşturucu madde bağımlılığı ile mücadelede, önleyici ve koruyucu tedbirler, polisiye tedbirlerle sınırlı tutulmamalı, mutlaka daha geniş bir yelpazeye yayılmalıdır. Meselenin aile, eğitim ve sosyal çevre başta olmak üzere birçok boyutu vardır. Dolayısıyla sadece olayın sonuçları üzerinden yapılacak değerlendirmeler yetersizdir." dedi. "Madde bağımlılığına bulaşma yaşı da maalesef her geçen yıl daha da düşmektedir"Buğrahan, insanların dünya ve ahiret hayatını mahveden zehirli ve zararlı maddelerin yerel, bölgesel ve küresel ölçekte bir ticarî piyasasının bulunduğuna vurgu yaptı. Buğrahan, "Alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, salgın bir hastalık gibi hızla yayılmakta ve nice hayatları karartmaktadır. Madde bağımlılığına bulaşma yaşı da maalesef her geçen yıl daha da düşmektedir. Sosyal medya mecralarından yayınlanan yanıltıcı reklam ve tanıtımlarla alkol ve benzeri zararlı maddelerin kullanımının özendirilmesi tam bir felakettir. İnsanımızın dünya ve ahiret hayatını mahveden zehirli ve zararlı maddelerin yerel, bölgesel ve küresel ölçekte bir ticarî piyasası bulunmaktadır. Bu piyasa art niyetli, din ve maneviyat düşmanları tarafından sürekli canlı tutulmakta, yetkililer ise tedbir alma hususunda maalesef çok duyarsız ve pasif kalmaktadırlar. Alkol ve uyuşturucu maddeler ile ilgili mücadelenin yöntem, tedbir ve cezai müeyyideler bakımından yetersiz olduğu gün gibi ortadadır." dedi. Buğrahan, devleti idare edenlere ve halka çağrısını maddeler halinde şöyle sıraladı: "1. Gençleri ruhî açıdan dengede tutabilecek ve zararlı alışkanlıklara yönelmelerine engel oluşturacak şekilde gerek ailede gerekse okullarda din eğitimine ağırlık verilmeli, gençler manevî yönden de iyi yetiştirilmelidir. 2. Gençlerin uyuşturucu bataklığına sürüklenmesine sebep olan bireysel, sosyal, ekonomik, psikolojik sebepler araştırılmalı ve bu yöndeki problemlerin çözümüne yönelik önlemler alınmalıdır. 3. Sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmaya teşvik edilmek suretiyle gençlerin boş zamanlarını faydalı işlerle geçirmeleri sağlanmalıdır. 4. Topluma manevî rehberlik eden bütün kurum, kuruluş, cemaat ve şahıslar İslam'ın uyuşturucuya bakış açısını ortaya koymada ve gençlerin manevî gelişimlerine katkı sunmada gerekli hassasiyeti göstermeli, bu tür konularda iş birliği yapmalıdır. 5. Aile yapısı güçlendirilmeli, aile kurumunu olumsuz yönde tehdit eden unsurların ortadan kaldırılmasına yönelik önlemler alınmalıdır. 6. Anne ve babalar çocuklarıyla daha yakından ilgilenmeli, onları yalnızlığa itmemeli ve problemlerine çözüm bulmada gayret göstermelidir. 7. Alkol, uyuşturucu ve benzeri madde bağımlılıklarının zararlarını konu edinen yazılı, sesli ve görsel içerikler hazırlanmalı; günümüzün etkin kitle iletişim araçları vasıtasıyla insan hayatı üzerindeki olumsuz etkilerine yer verilerek toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir. 8. Uyuşturucunun zararlarını ortaya koyucu mahiyette konferans, panel ve benzeri etkinliklerle toplumsal bilincin oluşmasına yönelik programlar düzenlenmelidir. 9. Okul, aile ve öğrenci iş birliği sağlanmalıdır. Öğretmenler öğrencileri daha yakından tanımalı, onları anlamaya çalışmalı ve problemlerinin çözümünde onlara yardımcı olmalıdır. 10. Toplum, bütün kesimleriyle madde bağımlılığına karşı yürütülen mücadeleye destek vermelidir. 11. Gençlerin uyuşturucu maddeleri kolaylıkla edinebilecekleri yolları kapatmak için gerekli tedbirler alınmalı, denetimler artırılmalı ve caydırıcı müeyyideler uygulanmalıdır." Basın açıklaması, Gazze'de yaşanan vahşet ve Bingöl'de yaşanan saldırıda hayatını kaybedenlerle yaralı olanlara yapılan dua ile sona erdi.
YORUM YAZIN
|
|