Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, parti binasında düzenlenen halk toplantısına katıldı.
Burada gündeme dair açıklamalarda bulunan Baluken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı darbe yapmakla suçlayarak şunları söyledi: “Belediyelere kayyum atanmak suretiyle belediye başkanının, belediye meclisinin tamamen devreden çıkacağı ve saraydan verilen talimatlarla belediye çalışmalarının yürütüleceği bir düzenleme öngörülüyor ki bu da darbenin tamamlanması açısından mevcut darbe mekaniğinin kendi hedeflediği sonuca gitmesi açısından son derece kritik bir aşamayı gösteriyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Yüzde 90-95 oy almış bir belediye başkanının bir takım asılsız gerekçelerle görevden alınması ve yerine kayyum atanması durumunda bu Türkiye siyasetinde geri dönülemez bir takım sonuçları da gündemleştirir” dedi.
HALK RAHATSIZ
Baluken, “Halk bu darbe uygulamalarının genelinden rahatsızdır. Türkiye halkları, Kürt halkı genel olarak bu darbe uygulamalarının daha fazla çözümsüzlük üreteceğini, çatışmayı derinleştireceğini, ülkede var olan kaos ortamını bütün Türkiye coğrafyasına yayacağını düşünüyor. Dediğim aşamalara saray ve AKP iktidarı pervasız bir şekilde bir geçiş yaparsa, korkarız ki artık geri dönülemez bir takım sonuçları bütün halklarımız önlerinde bulacaktır. O nedenle bu anlayışa karşı halkımızın örgütlü bir mücadeleyi yürütmesi, kendi iradesine sahip çıkması son derece önemlidir ve bu tarihi süreç içerisinde de belirleyici olacaktır” ifadelerini kullandı.
Bingöl'ün Ak Parti hükümetlerine Kürt meselesi barışçıl yöntemlerle çözülsün diye rekor oylar verdiğini ifade eden Baluken, şunları söyledi: “Bingöl halkının bu süreçte şunu bilmesi gerekiyor, yıllarca AKP iktidarına ve Tayip Erdoğan'a buradan rekor oylar gitti. Kürt meselesi barışçıl yöntemlerle çözülsün diye, sorunlar masada siyaset kanalları kullanılarak çözüme kavuşsun diye, ülkenin demokrasisine katkı sağlansın diye Bingöl halkı büyük oylarla AKP iktidarına Tayip Erdoğan'a her türlü desteği vermiş oldu. Ancak gelinen süreçte Tayip Erdoğan için Bingöl halkının yâda genel olarak bütün Türkiye halklarından çok kendi siyasi istikbalinin önemli olduğu ortaya çıktı. Halkın taleplerini dikkate almış olsaydı, bugün kalıcın sağlandığı bir ortamda bu açıklamayı yapacaktık. Ama halkın talebinden çok kendi geleceğini, kendi siyasi istikbalini düşündüğü için büyük bir kaos, çatışma ve savaş ortamını maalesef bütün Türkiye halklarının önüne getirdiği gibi Bingöl halkının da önüne getirmiştir.”
“BİNGÖL HAK ETTİĞİ HİÇBİR HİZMETİ ALAMAMIŞTIR”
Açıklamasında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ı işaret ederek, kentin hizmet almadığını savunan Baluken, “6 yıla yakın bir bakanlık makamı Bingöl halkının vermiş olduğu oylarla Bingöl halkını temsili yetini sağlamasına rağmen Bingöl hak ettiği hiçbir hizmeti alamamıştır. Hiçbir bakanın şehrinde olmayacak kadar geri kalmışlık, yoksulluk, işsizlik, açlık hala Bingöl'de hüküm sürmektedir. Bingöl en temel kamusal hizmetlerden yoksun olmaya devam etmektedir. Sağlık, eğitim, ulaşım, yerel yönetimler hizmeti başta olmak üzere hala Bingöl halkına en temel kamusal hizmeti bile çok gören bir anlayışla karşı karşıyayız” diye konuştu.
Baluken, “Son dönemlerde AKP hükümetinin uyguladığı Sur, Cizre, Silopi katliam süreçlerinde de Bingöllü bakan Bingöl halkından almış olduğu yetkiyle terörle mücadelede yüksek koordinasyonda yer alarak dâhil olmuştur. Yani bütün o süreçlerin planlanmalarında kararlarında Bingöl halkının yetkisini alarak siyaset yapan Kalkınma Bakanının imzası vardır. Bu Bingöl halkı adına asla kabul edilemeyecek bir durumdur. Bingöl halkı barış için oy verdi, demokrasi için oy verdi, özgürlüklerin genişletilmesi ve hizmet yoksunluğunun giderilmesi için oy verdi. Ancak Bingöl halkından oy alanlar bu talepleri kabinede hükümet içerisinde, devlet içerisinde dile getireceklerine terörle mücadele yüksek koordinasyon toplantılarında katliam planlarının altına imza atmış oldular. Bunu Bingöl halkı asla unutmayacak” şeklinde konuştu.