Bingöl Baro Başkanı Av. Erdal Aydemir, yaptığı basın açıklamasında; “12 Haziran 2007 tarihinde İstanbul Ümraniye'de ele geçirilen el bombaları, Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması ve Danıştay saldırısı olarak kamuoyunda bilinen eylemler ile daha önce meydana gelen bazı adli olay ve olay failleri ile de bağlantısının kurulması üzerine genişletilen soruşturma neticesinde ulaşılan , “Derin Devlet” ifadesi ile anılan, birçok kanlı eylemin sorumlusu olan Ergenekon Terör Örgütü ile Türkiye'nin Güneydoğu'sunda işlenen faili meçhul siyasal cinayetler ve kayıplar arasında belirgin bir bağ olduğu anlaşılmaktadır” dedi.
Binlerle ifade edilen kayıplar ve bu faili meçhul cinayetlerin bölgede JİTEM adlı organizasyona atfedildiğini, bu organizasyonun devlet içinde bir yapılanma olduğunu, üst düzey muvazzaf askerler ve PKK itirafçılarından oluşan bu organizasyonun devletin terörle mücadele konsepti gereği birçok kişiyi öldürdüğünü, çok sayıda kişiyi kaybettiğini, çok sayıda kişiyi ölüm kuyularına attığının kamuoyuna yansıdığını kaydeden Aydemir şunları söyledi: “Daha önce TBMM Faili Meçhul Siyasal Cinayetler Araştırma Komisyonu Raporu, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan “Susurluk Raporu” ve TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Raporları ile ortaya konmuş; ancak çete örgütlenmelerinin arkasındaki güçler ve işledikleri insanlığa karşı suçların ortaya çıkarılması bakımından etkin soruşturmalar yapılmamıştı.
Anılan yasadışı gruplarca işlenen, henüz failleri aydınlatılmayan, kamuoyunca Ergenekon Terör Örgütü tarafından gerçekleştirildiği konusunda çok ciddi ve kuvvetli şüpheler bulunan birçok faili meçhul cinayet ve zorla kaybetme olayının failleri hakkında henüz bir kamu davası açılmadığı da bilinmektedir.
Tüm bu nedenlerle bölgemizdeki birçok politik nitelikli faili meçhul cinayetle zorla kaybettirme suçlarının faili olan Ergenekon Terör Örgütü' nün –(Susurluk Raporundaki şu tespitten de anlaşılacağı üzere : “Devletin ilgili tüm kurumları bu iş ve eylemlerden haberdardır.)- devlet içinde odaklı olması hasebiyle dönemin adli, idari, askeri ve siyasi aktörlerini de kapsayacak şekilde kovuşturmanın genişletilmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için hukuken ve ahlaken zorunluluk arz etmektedir.
Türkiye'nin geçmişiyle hesaplaşma-yüzleşme fırsatının ve imkânının bir daha heba olmaması için devlet içinde yasadışı bir şekilde örgütlenmiş bu organizasyonların tüm ilişkilerinin ve işledikleri tüm suçların açığa çıkması bir zorunluluktur.
Türkiye'de başta hukuk örgütü olan barolar olmak üzere bütün sivil toplum örgütlerine düşen görev, bugüne kadar kamu gücünü kullanıp bu gücün arkasına sığınarak suç işleme imtiyazını elinde tutan ve soruşturulamayan güçlerin hukuk içerisinde yargılanmalarını sağlamak olmalıdır.
Bu amaçla biz barolar ve insan hakları örgütleri, Hakikatleri Araştırma ve Geçmişle Yüzleşme Komisyonu adıyla oluşturduğumuz çalışma grubunu kamuoyuna deklere ediyoruz. Yargısız infazlar, faili meçhul cinayetler ve zorla kaybetme olayları hakkında bilgi sahibi olanların bu bilgilerini bizimle paylaşmalarını diliyoruz.”
Bingölünsesi Gazetesi