Seyfan-Der Milli eğitim düzeyindeki okullar ve üniversitedeki eğitime yönelik yazılı basın açıklaması yaptı.
Bingöl'ün fiziki altyapı, donanım ve okullaşma oranları bakımından kendisine düşen payı aldığı belirtilen açıklamada, “Bingöl bu alanda kendisine düşen payı almaktadır ancak Bingöl bu alanda da halen ülke ortalamasının altındadır. Halen okul, derslik, eğitim araçları ve laboratuar eksiklikleri yanı sıra eğitmen sayı ve niteliklerindeki yetersizlikler eğitim kalitesine olumsuz etki etmektedir. Çocukların kişilik gelişiminde ve yaratıcılıklarının ortaya çıkmasında, zihinsel ve sosyal gelişimiyle toplumsallaşmalarının sağlandığı 3-6 yaş eğitiminin daha fazla önemsenmesi gerekmektedir. Eğitim kademelerinde mevcut laboratuar araç ve gereçlerin yeterliliği ile bunların eğitim sürecinde hangi sıklıkta kullanıldığı, öğrencilerin bunlardan ne derecede yararlandığı muammadır. Eğitim kalitesinin artırılmasında mali kaynakların nitelikli kullanımının da büyük önemi vardır. Göçler nedeniyle kırsal alanlarda birçok okul atıl durumdayken kentlerde aşırı yığılma sonucu hala 30-40 kişilik sınıflarda ikili eğitim yapılmaktadır. Okullaşma oranı kadar nitelikli eğitimin geliştirilmesi de önemsenmelidir” denildi.
Bingöl Üniversitesi'nde okuyan öğrencilerin barınma sıkıntısı çektiğine vurgu yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Üniversiteler, yaşam standartlarının yükseltilmesinde, ülke kalkınmasında, nitelikli insan kaynaklarının yetiştirilmesinde ve bilginin üretiminde çok önemli konuma sahip kurumlardır. Bingöl Üniversitesi de bu anlamda Bingöl için bir katma değerdir ancak Bingöl'e şehir dışından gelen birçok öğrencinin barınma sorunundan dolayı okula başlamadan geri gittiği bir gerçektir, bu eksikliğin giderilmesi anlamında mutlak manada çok ciddi teşvikler yapılmalıdır. Devletten bu anlamda pozitif ayrımcılık talebinde bulunulmalıdır. Üniversiteler sadece lisans eğitimi veren yerler değil aynı zamanda yeni bilgilerin topluma kazandırılması, ülke meselelerinin kritik edilmesi, kültürel değerlerin korunması ve zenginleştirilmesi gibi sorumluluklara sahiptirler. Üniversite eğitim sürecinin öğrenciler üzerindeki etkisi arttıkça tutum davranış ve değer yargılarının gelişmesiyle toplumda değişim süreci başlar, bir şehirde yükseköğretim görmüş insanların sayısının artmasıyla toplumsal gelişim hızlanır. Sosyoekonomik kalkınmanın ve gelişmenin lokomotif kurumu üniversitelerin kuruluş misyonunu sahiplenmesiyle beklenen akademik fayda sağlanacaktır.”