Geçtiğimiz Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP, Bingöl'ün kuzey ilçelerinde yüksek oranda oy aldı. Önceki gün seçim değerlendirmesi yapan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: “kırsal alanda bu dönem, baskı ve bir takım tehditler duyuyoruz” açıklamasında bulundu. Bakan Yılmaz'ın açıklamalarına cevap veren Hakların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken ise, Bingöl'de tehditle siyaset yapılamayacağını söyledi.
“MİNAREYE KILIF HAZIRLIYORLAR”
İsim vermeden Bakan Yılmaz'ı eleştiren Baluken: “Bingöl'de bazı siyasetçiler tarafından yapılan açıklamaları minareye kılıf hazırlama girişimi ve halk iradesi ile yüzleşmekten korkma durumu olarak değerlendiriyoruz. Devletin ve halkımızın her türlü maddi kaynağını hoyratça kullanarak seçim çalışması yürüten, partimize karşı yerelde diğer tüm siyasi partilerle ittifak gerçekleştiren AKP'nin sandıkta karşı karşıya kaldığı sonuç; oy sayısında düşüş, siyasi zeminlerinin kayması ve başarısız oldukları gerçekliğidir” dedi.
AK Parti iktidarının tüm seçimlerde halka havuç-sopa politikası ile yaklaştığını savunan Baluken: “Seçim çalışmaları kapsamında halka giderken Vali'yi il başkanı, Kaymakamları ilçe başkanı olarak görevlendiren AKP bu yönüyle sopa politikasını; seçim öncesi gittiğimiz güzergâhlarda, hemen bizden sonra kamu kaynakları olan sosyal yardımları seçim malzemesi olarak gönderip havuç politikasını yürütmüştür. Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları ile ortaya çıkan gerçek, AKP'nin havuç-sopa politikasının iflas etmesidir” dedi.
“TEHDİTLE SİYASET YAPILMAZ”
Açıklamasında AK Parti'nin halkı çeşitli yollarla tehdit ettiğini ileri süren Baluken: “Hâlbuki Bingöl'de tehditle siyaset yapılamayacağını en iyi kendilerinin bilmesi gerekir. İktidarda olduklarından beri köylüleri ‘hizmet' vermemekle, güvencesiz çalıştırdıkları emekçileri işten çıkarmakla, kadınları maaşlarını kesmekle, yoksul halkımızı ekmek vermeyi kesmekle, iş adamlarını ihalelerden men etmekle, tehdit eden bizzat AKP iktidarıdır. Bunca tehdide rağmen bugün geldiğimiz noktada açıktır ki, AKP iktidarı Bingöl'de kan kaybetmekte ve bu durum kendilerinde telaşa neden olmaktadır. AKP iktidarı tehdit konusundaki cüretkârlığını, baskı konusunda da göstermekten geri durmamıştır. Tüm Bingöl halkı da bilmektedir ki, devletin tüm birimleri ile seçim günü sandıkta baskı kurmaya çaba gösteren iktidar partisi, birçok kırsal köyümüzde açık ve toplu oy kullandırtmaya çalışmaktadır. Nitekim Bingöl'deki seçimlerde görev yapan yurt içinden ve yurt dışından gözlemci heyetlerin raporlarına bakıldığında, yapılan sandık hileleri ve bu hilelerin hangi partinin lehine sonuçlar verdiği açık şekilde ortadadır” şeklinde konuştu.
“TEHDİTLE OY ALANLARIN EN BÜYÜK SORUNU MEŞRULUKTUR”
Açıklamasında, tehdit ve baskı ile oy alan siyasetçilerin en büyük sorununun meşruluk olduğunu kaydeden Baluken, şu ifadeleri kaydetti: “Bunun içindir ki, partimizden seçilmiş milletvekilleri bir tek korumaya ihtiyaç duymadan halkın arasına çıkabilirken, AKP'den seçilmiş milletvekilleri ilimizdeki camilere bile onlarca koruma ile gidebilmektedir. Yani halkımızdan önce kendileri meşruluk konusundaki şaibeli durumlarının farkındadırlar.Bizler kamuoyunun bilgilenmesi adına, bu tartışmada üçüncü taraf olan insan hakları örgütlerini bugüne kadar ki tüm seçimlerde, seçim gününe dair tuttukları raporları kamuoyu ile paylaşmaya çağırıyoruz. Son olarak ise halkımızın iradesini hiçe sayarak, KCK operasyonları ile binlerce seçilmiş siyasetçimizi cezaevlerine gönderenlerin, yani seçilmiş siyasetçiler üzerinde baskı ve siyasi soykırım uygulayanların, kaybetmeye başladığı kavşağa girdiğimizi belirtiyor; partimizden dualarını ve desteklerini esirgemeyen halkımıza tekrar teşekkürlerimizi sunuyoruz.”