10–17 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle Bingöl Barosu ve Bingöl İnsan Hakları Derneği dün saat 12.00'da Adliye binası önünde basın açıklaması yaptı.
Yapılan basın açıklamasını Bingöl Barosu Başkanı Av. Erdal Aydemir tarafından okundu.
10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edildiğini hatırlatan Bingöl Barosu Başkanı Av. Aydemir, Türkiye'nin ise İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni ilk kabul eden ülkeler arasında bulunduğunu ifade ederek, “Evrensel bildirgenin ilanından sonraki yıllarda tüm dünyada insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik uluslar arası mekanizmalar oluşturulmuş ve işletilmeye başlatılmıştır.
Öyle ki artık, insanlık suçu işleyenlerin yargılanabileceği uluslar arası mahkemeler oluşturulması aşamasına ulaşılmıştır. Tüm bu gelişmelerin anlam ve öneminin dünya kamuoyunca paylaşılması, ülkemiz kamuoyunca paylaşılması, insan haklarının korunması ve güvence altına alınması konusunda tüm insanlarımızın bilgilendirilmesi insan hakları bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla bugün ve 10–17 Aralık tarihleri arasında bir kez daha tüm kesimleri insan haklarına duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.
Ülke gündeminde bulunan ve güncel olması açısından son derece hassas konularda yerel mahkemeler ve yüksek mahkemeler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatlarına uygun kararlar vermesi gerektiğini belirten Aydemir, “Yargı uygulayıcıları, yargı uygulamalarını etnisite, din, inanç ve mezhepsel ayrılıklara göre farklılaştırmadan uygulamalıdırlar. Aksi takdirde yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı tartışılır hale gelebilecektir ki bu da çok korkutucu olacaktır. Uygulama, uluslar arası objektif hukuk kriterlerine uygun olmalıdır. Bu anlamda Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu daha önceki siyasi parti kapatma kararlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından kabul edilmediği unutulmamalıdır. Siyasi partilerin kapatılmasının ülke demokrasisine bir katkısının olmadığı aksine demokratik yaşam tarzını gerilettiği ve sorunları ötelemeden başka bir sonuç doğurmadığı ülkemiz pratiğinde açıkça görülmektedir. DTP kapatma davası da bu kapsamda değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Tokat Reşadiye'de meydana gelen üzücü olaya, çocukların yargılanmasına ve Danıştay'ın katsayı kararına değinen Aydemir, şu sözleri kaydetti:
“Tokat Reşadiye'de meydana gelen 7 askerin ölümüyle sonuçlanan olay tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarılmalı azmettirici failler bulunup yargı önüne çıkarılmalıdır. Çocukların 3713 sayılı yasa kapsamında yargılanmalarını ortadan kaldıracak olan yasa tasarısının Meclis gelen kurulundan geri çekilmesi hukuk adına üzücüdür. Çünkü çağdaş dünyada çocukların yargılanması ayrı bir hukuk usulüne tabidir. Danıştay'ın kat sayı uygulamasıyla ilgili kararının açık hukukun ihlali ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünmekteyiz. Bu da eğitim ve öğrenim görme hakkının ihlali niteliği taşımaktadır. Ceza İnfaz Yasası'nın, kişilere göre farklı uygulanması, kişilere özel infaz rejimlerinin yaratılması yasa önündeki eşitlik ilkesine aykırıdır. Bingöl Barosu ve Bingöl İnsan Hakları Derneği olarak öncelikle ilimizde, bölgemizde ve ülkemizde yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekmek amacıyla tüm kamu kurum ve kuruluşlarını, kamuoyunu, insan haklarının korunması, geliştirilmesi açısından, yaşanan insan hakları ihlallerinin takipçisi olmaya çağırıyoruz.”
Yapılan basın açıklamasının ardından Bingöl Barosu'na bağlı avukatlar ve İnsan Hakları Derneği üyeleri Genç Caddesi'nde insan hakları kitapçıklarını dağıttılar.
Mehmet Ali YILDIRIM
Bingöl Online Haber Servisi