İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi Bingöl Eski Milletvekili Kazım Ataoğlu ve İl Başkanı Hasan Kızılboğa, parti binasında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Milletvekili Lütfü Türkkan'ın “Küfür” olayına da değinen Ataoğlu, Türkkan'ın dokunulmazlığının kaldırılması durumunda hukuk önünde işlem göreceğini anımsattı.
“Bingöl ve Genç halkı, Meral Akşener'i bağrına basmıştır”
Ataoğlu, “Bildiğiniz gibi 5 Kasım Cuma günü İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener' in ilimizi ziyareti esnasında müessif ve talihsiz bir hadise yaşanmış ve bu olay bir kısım basın ve medya tarafından bir hafta boyunca bütün Türkiye'nin gündeminde tutulmuştur. Öncelikle şunu ifade etmem gerekir ki, Bingöl'de ve Genç ilçemizde halkımız Sayın Meral Akşener'i büyük bir coşku ve heyecanla karşılamış, bağırlarına basmışlardır. Bunun bir abartı olmadığını Sayın Genel Başkanımızın programını yakından izleyenler de gördüler. O gün bu çirkin hadise olmasaydı bütün Türkiye Bingöl'deki o güzel heyecanı coşkuyu konuşacaktı. Olmadı maalesef. Bu güzel tabloya gölge düşürüldü ve gözden düşürülmeye çalışıldı.
“Tükkan'ın dokunulmazlığı kaldırılırsa artık hukuk gereğini yapacaktır”
“Öncelikle şunun bilinmesini isterim ki, şehit kavramına ve şehit ailesine saygı konusunda, milletvekili olduğum 1991 yılından bu yana, bütün şehit cenazelerine koşa kosa gelip katılan biri olduğumu bütün memleket bilir. Bu müessif hadiseden sonra ertesi gün hem İYİ Parti Milletvekili Lütfu Türkkan'ı ve hem de Sayın Genel Başkanımı aşağılayıcı paylaşımlarda bulunduğu için ilgili şahsi (Tahir Gürman) kınamıştım. Aynı günün akşamı genel başkanımızın isteği doğrultusunda Lütfü Türkkan Grup Başkanvekilliği görevinden istifa etmiş ve yaptığı hatadan dolayı özür dilemiştir. Şimdide hakkında dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili düzenlenen fezleke Meclis'e intikal etmiştir. Eğer Meclis'te dokunulmazlık kaldırılırsa artık hukuk gereğini yapacaktır.”
“Devlet memurlarımızı miting yapılan alana gelmeye zorladıklarını biliyoruz”
Yıllardır şehit ailelerimizin, gazilerimiz ve güvenlik korucularımızın problemlerini çözmekten aciz bu hükümet yeri geldiğinde onları kullanmak gafletini gösterebilmektedir. Maalesef bunun en son örneğini geçtiğimiz gün Bingöl'de gördük. Bir kısım devlet görevlilerinin güvenlik korucularımız ve devlet memurlarımızı miting yapılan alana gelmeye zorladıklarını biliyoruz. Allah akıl fikir versin, ne günlere kaldık. Şehitlik kavramı ve şehit aileleri ile güvenlik korucularımız istismar edilerek onlar üzerinden siyaset yapılmamalıdır. O bakımdan buradan hükümete tavsiyemiz korucuları istismar etmeyi bırakın da öncelikle onların özlük haklarını düzeltin. Korucu kardeşlerimizin maaşlarını insanca geçinebileceği bir seviyeye çıkartın. Şehit ve gazilerimizi istismar edeceğinize onlar adına toplanan paraları dağıtın” dedi.
“Şehit kardeşi olmak başkalarına küfür ve hakaret etme hakkı vermez”
Partilerindeki her kademenin Türkkan'ın kınadığını söyleyen Ataoğlu; “Tekrar Lütfü Türkkan olayına gelecek olursak, biliyorsunuz Sayın Genel Başkanımdan ve Partimizin her kademesindeki yöneticilerimizden il ve ilçe başkanlarına kadar herkes milletvekili Lütfü Türkkan'ın haksız olduğunu söyledi ve eleştirdi. Hata yaptığını yüzlerce defa söyledik, haykırdık ve bunu kabul etmediğimizi ifade ettik. Peki, siz her şeyden önce bir kadın olan Genel Başkanımıza bu aşağılık sözleri sarf eden o şahsı Allah rızası için bir defa olsun kınadınız mı? AK Parti'nin her kademesindeki insanlara söylüyorum bir tek kişi bile olsa kınadınız mı? Genel Başkanımıza söylenen sözler herhangi birinizin anasına bacısına söylenseydi nasıl tepki verirdiniz, söyler misiniz? Şehit kardeşi olmak hiç kimseye, başkalarına küfür ve hakaret etme hakkı vermez. Şehit kardeşi olmak daha ağır başlı olmayı, daha vakarlı bir duruş sergilemeyi gerektirmez mi? Bir başka hususa değinmek istiyorum.
“Şehit annesi ‘kimse bize bakmıyor' diyor! Utanmadınız mı?”
“Bu şahsın rahmetli kardeşi 1997 yılında henüz 14 yaşında günahsız bir sabiyken bir patlayıcıya denk gelerek vefat ediyor. 15 sene sonra çıkan bir yasayla sivil şehit statüsü veriliyor. Geçenlerde TRT köye gidiyor, şehidimizin annesini mezarının başına götürüyorlar. Çekim yapıyorlar. Eli öpülesi annemiz Zazaca konuşuyordu, dinleyince gerçekten çok duygulandım, gözlerim yaşardı. Çok güzel bir Zazaca'sı vardı. Konuşmasının bir yerinde “kimse bize bakmıyor" dedi. Bu şehit annemizi istismar edenler şimdi soruyorum size o konuşmayı dinledikten sonra hiç utanmadınız mı? Vefat edeli 21 yıl olmuş bu şehidimizin mezarını şimdiye kadar niçin yaptırmadınız? Bu şehidimizin mezarını yaptırmak ve o eli öpülesi annemize sahip çıkmak hiç mi aklınıza gelmedi? Ya da o köyde böyle bir şehidin varlığından haberdar mıydınız? Mesela devlet erkânından kimseler gidip bu aileyi ziyaret etmiş miydi? Mesela bu şehit annesinin elini öpüp hayır duasını almış mıydınız? Ben o yıllarda milletvekiliydim ve bu taziyede bulunmuştum” diye konuştu.
“Türkiye'nin Her Yerinden Her Yöresinden Oy Almak İstiyoruz Ve Bunun İçin Çalışıyoruz”
Ataoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Daha önce Siirt'in bir ilçesinde, geçen hafta da Bingöl'de Sayın Genel Başkanımızın gezileri provoke edilmeye çalışıldı. Bu tür komplolar ile Meral Hanım'a denmektedir ki; sizin Doğu ve Güneydoğu da ne işiniz var(!) Yarın ve sonraki günlerde de bu tip tertipler ve provokasyonlar devam edecektir, biliyoruz. Zaten denmemiş miydi ki "bunlar sizin daha iyi günleriniz." diye.
Biliyoruz ki Türkiye'de iktidara gelmek için ülkenin her yöresinden oy almak gerekiyor. İYİ Parti böyle bir misyonu yüklenmiş, ülkemizin her yöresini kucaklayan politikalarıyla iktidara doğru yürüyen bir parti. Biliyoruz ki bir kısım partiler doğudan oy alıyor, batıdan alamıyorlar, bir kısmı batıdan oy alıyor buralardan alamıyorlar. Bizi İYİ Parti olarak Türkiye'nin her yerinden her yöresinden oy almak istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz.
İktidarın özellikle şehit ve gazi aileleri üzerinden ilimizde yaşanan bir olayı Türkiye sathına yayıp gündemde tutmaya çalışmasının bir sebebi; hayat pahalılığını, rüşveti, yolsuzluğu, dövizin yükselişini milletimizin gözünden uzak tutmaya çalışmasıdır. Diğer bir sebebi ise biz İYİ Parti'nin önlenemeyen yükselişini kesmeye çalışmaktır. Bundan sonraki süreçte özellikle bizim bölgemizde yani Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bin bir türlü entrika ve tuzaklarla karşı karşıya kalacağımızı biliyoruz. Sözlerimi sonlandırırken şunu ifade etmek isterim ki, gücü silah olarak kullananlar bilsinler ki gün gelir o silahlar kendilerine döner.”