Arslan: siyasetçinin muhatabı halktırSiyasetçinin muhatabının halk olduğuna dikkat çeken Avukat Ercan Arslan, “Halk, siyasetçinin ahlaki değerlere bağlılık durumuna göre siyaset ömrünü belirleyecektir” dedi.Yaptığı açıklamalarda önemli mesajlar aktaran Arslan, Bingöl siyasetinde aday belirlemede klişeleşen bölgeciliği eleştirdi. Arslan, sitemize yaptığı açıklamada 2009 yılında gerçekleşen Ak Parti 3'üncü Olağan Kongresi'nde neden çekildiğini de açıkladı. SİYASETÇİNİN OLMAZSA OLMAZI AHLAKİ DEĞERLERE BAĞLILIKTIR Bir siyasetçi için olmazsa olmazı ahlaki değerlere bağlılık olduğunun altını çizen Arslan, “Siyasetçinin olmazsa olmazı ahlaki değerlere bağlılıktır. Nedir bu değerler; dürüst olmak, yalandan uzak durmak, sözünün eri olmak, kişisel menfaatler peşinde koşmamak, ahde vefa gibi. Siyasetçinin muhatabı halktır. Halk, siyasetçinin ahlaki değerlere bağlılık durumuna göre siyaset ömrünü belirleyecektir. Siyasetçide olması gereken diğer özelliklerin bazıları ise şöyle sıralanabilir. Bir kere bilgi, birikim ve liyakat itibariyle toplumsal sorunlara çözüm üretebilecek düzeyde olması, iyi iletişim becerisinin bulunması gerekir. Aslında bütün bu özellikler, kişinin siyaset yapma iradesini ortaya koyduğu tarihten önceki yaşamında şekillenmiş olmalıdır. Siyaset iradesi ortaya konulduktan sonra eğer geçmişinde bu hassasiyetler ve özellikler yok ise toplum tarafından kabullenme noktasında ciddi bir sıkıntı yaşayacaktır” diye konuştu. SEÇMENLE İLETİŞİMİ GELECEK SEÇİM DÖNEMİNE BIRAKMAK YANLIŞTIR Siyasetçinin iki yönü kendisini oldukça rahatsız ettiğini ifade eden Arslan, kendisini rahatsız eden bu iki yönü şu sözlerle açıkladı: “Ülkemiz siyasetçisinin iki yönü beni oldukça rahatsız ediyor. Birincisi seçim süreci ile seçimden sonraki süreç arasında ciddi bir davranış değişikliği yaşanılmaktadır. Oy almak için her türlü alçakgönüllülüğü gösteren, seçmenin her isteğine kayıtsız şartsız onay veren siyasetçi, maalesef seçildikten sonra milletin efendisi olma eğilimi göstermektedir. Hâlbuki halkın iradesine mazhar olmuş siyasetçinin sadece seçilmişliği bile alabileceği en büyük onurdur. Kendisine bu onuru bahşeden seçmene karşı, onun efendisi olmaya kalkışmak, iletişim için gelecek seçim dönemini beklemek haksızlıktır. Bir diğer husus ise; seçilmişin halk iradesi ile verilmiş yetkiyi yakınlarına devretme veya onlarla birlikte kullanma anlayışıdır. Halk, kendisine temsilci olarak kesinlikle siyasetçinin kendisini yetkilendirmiştir. Şu veya bu derecede yakınının seçilmişlere ait yetkiye dâhil olmasını kabul etmek mümkün değildir. Bu durum siyasetçi hakkındaki kanaatin olumlu veya olumsuz olmasına önemli derecede etki eder.” BU KARARI VERİRKEN BİNGÖL'ÜMÜZÜN MENFAATİNDEN YANA İRADEMİ KOYDUM 2009 yılında gerçekleşen Ak Parti 3'üncü Olağan Kongresi'nde neden çekildiğini açıklayan Arslan, “Öncelikle şunu belirtmek isterim ki aktif siyasette hiçbir zaman makam ve mevkii hedefim olmadı. Kamuoyuna duyurduğum il başkanlığı adaylığım, tamamen bu makam aracılığı ile Bingöl'ümüzün var olan sorunlarının çözümüne katkıda bulunmaktı. Bu talebim, halkın her kesiminden ve özellikle de parti delegelerince beklemediğim düzeyde destek buldu. Az önce belirttiğim üzere biz bu talebimizi halkımızın sorunlarına çözüm bulmak için ortaya koymuştuk. Bunu başarabilmemiz için aynı düşüncede siyaset yapanlarla siyaset yapmamız temel koşuldu. Gelinen noktada bazı siyasetçilerin hala özgüven duygusuna sahip olmadığını ve gerçekten siyaset yapma amaçlarının halka hizmet olmadığını gördüm. Kendi siyasi geleceğini, rekabetçi ortamı yok ederek devam ettireceğini düşünenler parti içi gelişmelerde uyuşmazlık iradesini ortaya koydu. Bu uyuşmazlığın teşkilat yapılanmalarında parti disiplinine uygun olmadığını, seçilmem halinde devam edecek parti içi uyuşmazlık ve çekişmenin Bingöl'ümüzün menfaatine olmadığını gördüğüm için de seçime dahil olmadım. Ben bu kararı verirken Bingöl'ümüzün menfaatinden yana irademi koydum” ifadelerini kullandı. BÖLGECİLİK KRİTERLERİNİN OLMASI YANLIŞTIR Milletvekili adaylarının belirlenmesinde genelde Bingöl merkez, Genç ve Solhan nüfusuna kayıtlı kişiler aday gösterilmesi eleştiren Arslan, bu konuda yaptığı eleştirileri çok net ifadelerle şöyle açıkladı: “Bu belirleme, bilinçli olarak yapılıyorsa elbette bunu doğru bulmam mümkün değildir. Türkiye'yi idare edecek Başbakan İstanbul nüfusuna kayıtlı olmalıdır gibi bir kriter ne kadar yanlış ise ilimiz adayları belirlenirken de böyle bir kriterin uygulanması yanlış olacaktır. Herşeyden önce milletvekilliği yasama organı üyeliğidir. Bu görevin en iyi biçimde ifa edilmesi şu veya bu ilçeden olmakla tesis edilecek bir durum olmadığı gibi, kişilerin beceri ve yetenekleri de nüfusuna kayıtlı olduğu ilçeye göre belirlenemez. Bu tür bir kriterin uygulanması diğer ilçelerimizin sorunlarını çözecek temsilcilerinin bulunmadığı yönünde olumsuz bir kanaat nedeni olacak, böylece vekil ile temsil edilmeyen ilçelerimizin dışlanmışlık duygusunu zamanla tamir edilemez hale getirecektir. Bu sebeple yakın gelecekte böyle bir kriterin olmadığının, belirlenecek adaylarla ortaya konulması, gerçekten bu görevi layıkıyla yerine getirebilecek olan diğer ilçelerimizden olan kişilerden de mutlaka yararlanılması faydalı olacaktır.” CEVDET BEY OLDUKÇA İYİ BİR PERFORMANS GÖSTERİYOR Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın bakan olması kendisi için bir sürpriz olmadığını söyleyen Arslan, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın kabinede oldukça iyi bir performans gösterdiğine vurgu yaparak, “Kabineyi genel olarak değerlendirdiğimizde Cevdet Bey'in oldukça iyi bir performans gösterdiğini düşünüyorum. Türkiye idaresinde yer almak belli bir alışma dönemi gerektirse de Cevdet beyin buna alışması kanaatimce çok hızlı olmuştur. Görev alanı itibariyle çok önemli bir noktada olduğunu düşünüyorum. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin gerek bölgesel gelişim, gerekse ülke ekonomisine yapacağı katkı bakımından hayati önemi olan projeleri de içine alan çalışma alanında oldukça başarılı bir çalışma yürütmektedir. Bu yoğun çalışma temposu içinde Bingöl'ümüzün ihtiyacı olan temel yatırımlarla da yakından uğraştığını takip ediyorum. Yakın zamanda Bingöl-Diyarbakır ve Erzurum duble yol yapımının 2010 yatırım programına alınması tamamen Cevdet Bey'in çabası ve etkisiyle olmuştur. Bu hizmetlerinin çok ciddi bir şekilde devam edeceğinden hiçbir kuşkum bulunmamaktadır. Bir kere Cevdet Bey'i kötü alışkanlıklarımızdan olan kahvehane merkezli dedikodu ve yerel siyaset çekişmelerine asla ve asla dâhil etmemek, bir anlamda parti farkı gözetmeksizin Bingöl açısından siyaset üstü kabul etmek gerekir. Bu yoğun çalışma temposunda o'na her Bingöllünün destek olduğunu hissettirmek çok önemli. Gerek sivil toplum örgütlerinin, gerekse kamu kurumlarının kendi çalışma alanlarında bu yüksek çalışma temposuna ayak uydurması, fikirler üretmesi ve hayata geçirilebilecek projelerle sayın bakandan yardım istemesi faydalı olacaktır. Eminim ki Bingöl için yapılacak her türlü çalışma bakanımız tarafında destek bulacak ve hayata geçirilmesi sağlanılacaktır” diye ifade etti. HALKLARIN KARDEŞLİĞİNİ, EŞİTLİĞİNİ, YASAKSIZ BİR TÜRKİYE OLGUSUNU TESİS ETMEK ZORUNDAYIZ Demokratik açılım hakkında düşüncelerini söyleyen Arslan, bu açılım ile birlikte ülkenin çok önemli bir süreçten geçtiğine dikkat çekerek, “Bir kere temel hak ve özgürlükler alanında çok ciddi sorunlarımız var. Yeni bir anayasa ile önemli bir mesafe alacağımızı düşünüyorum. .Düşünce ve ifade, din ve vicdan özgürlükleri konusunda henüz evrensel gelişmişlik noktasından epey uzağız. Yıllardan beri ülkemizde temel haklardan vazgeçilmez olanı, yaşam hakkını ortadan kaldıran sorunlar yaşıyoruz. Bundan dolayıdır ki akan kanın mutlaka ama mutlaka durdurulması gerekiyor. Halkların kardeşliğini, eşitliğini, yasaksız bir Türkiye olgusunu tesis etmek zorundayız. Bu sürecin mutlaka desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. .Herkes ama herkes barış ortamının tesisinde elini taşın altına koymalıdır. Önyargılardan, felaket senaryolarından vazgeçilmelidir” ifadelerine yer verdi. HALKA HİZMETİN HAKKA HİZMET OLDUĞUNA YÜREKTEN İNANIYORUM 2011 yılında gerçekleşecek olan genel seçimlerde halkın kendisine olan desteği hissettiği takdirde milletvekili adayı olacağını belirten Arslan, “Halka hizmetin hakka hizmet olduğuna yürekten inanıyorum. Eğer bu inancıma Bingöl halkının desteğini hissedersem ve koşullar itibariyle halkımızın çözüm bekleyen sorunlarına çözüm olmak yönünde katkımın olacağını hissedersem elbette Bingöl'ümüze hizmet etmeyi şeref ve onur kabul ederim. Uzun zamandan beri mesleğim gereği sürekli halkın sorunları ile iç içeyim. Bu tecrübemi ve birikimimi hakkın rızasına ve halkın duasına dönüştürmek için kullanmak en büyük idealimdir” şeklinde konuştu. Bingölonline Haber Servisi YORUM YAZIN
|
|