Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hatice Anşin, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili basın açıklaması yaptı.
Anşin, açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“İstanbul Sözleşmesi'nden tek taraflı çekilme kararı alındığı günden itibaren, kadınların ve çocukların payına, ölüm, istismar, şiddet düştü. Sadece 103 günde yaşadığımız bu karanlık tablonun sebebi bellidir. 300'ü aşkın kadın derneğinin üye olduğu EŞİK Platformu'nun verilerine göre, Sözleşme yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2014'den bu yana uygulansaydı, bugün en az 2 bin 336 kadın yaşıyor olacaktı. Çünkü devlet, kadına karşı şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirleri almış olacaktı. Kadınları etkin şekilde koruyacak, şiddet önlenemediği koşulda da adil yargılama ve cezalandırma süreçlerini işletecekti. Kısacası İstanbul Sözleşmesi'nin yükümlülükleri yerine getirilmiş olsaydı; kadınlar sokak ortasında bu kadar rahat öldürülemeyecekti, kadınları katledenler cezasızlıkla ödüllendirilmeyecekti. Çocuğa yönelik cinsel istismarda bulunanlar, delil yetersizliği gerekçesi ile tahliye edilmeyecekti; cinsel istismar mağduru çocuk, delil sunmak için istismarcısı ile ikinci kez bir araya gelip ses kaydı almaya çalışırken tekrar taciz edilmeyecekti…
Birçok kadın örgütünün, siyasi partinin ve bireyin Danıştay'a açtığı dava, iki gün önce reddedildi. Ancak, Danıştay 10. Dairesi'nde ara karar veren heyetin değiştirildiğini ve oylamanın 3 kabul oyuna karşı 2 red oyu ile sonuçlandığını biliyoruz. Yürütmenin durdurulması yönünde oy veren üyelerden biri, uluslararası antlaşmaların yasa hükmünde olduğunu, fesih edilmesine ilişkin işlemlerde Cumhurbaşkanı'nın yürütme yetkisinin bulunmadığını belirtti. Karşı oy veren diğer üye ise; “yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereği bir işlem hangi usule uyularak tesis edilmişse, aynı usule uyularak geri alınmalı, kaldırılmalı veya feshedilmelidir” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin oyladığı uluslararası sözleşmelerin sadece yürütme organı işlemiyle feshedilmesi mümkün değildir” vurgusunu yaptı. Telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına rağmen yürütmeyi durdurma kararı vermeyen Danıştay'a soruyoruz: Kadına yönelik şiddeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık gibi, siz de mi tolere edilebilir buluyorsunuz? Şu çok net bilinmelidir ki; yaşanan her kadın cinayetinin ve çocuğa yönelik istismarın sorumlusu, tek adam hükümetidir. Kadına yönelik şiddete bedel biçenler şiddeti bitirmek istemiyor! Tacizcileri, tecavüzcüleri cezasızlıkla ödüllendirenler, yaşam hakkımıza sahip çıkmıyor! Her fırsatta erken evliliğe göz kırpanlar, çocuk yaşta evliliği yasaklamak istemiyor! Kadınlara tacizi, tecavüzü, ölümü reva görmelerine izin vermeyeceğiz. Kadınların canıyla oynayan bu kararın hesabını ilk seçimlerde sandıkta soracağız! İktidara geldiğimiz ilk hafta içinde İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesini sağlayacağız.”