Alevi açılımında sürprizler yeni yıldaAlevi açılımında sona yaklaşıldı. Hükûmetin önce Madımak Oteli ve cemevlerinin statüsü konusunda adım atması bekleniyor. İzzettin Doğan'ın gündeme getirdiği &';Otel tamamen yıkılsın.” teklifi masanın en üstünde duruyor.İsrahim Doğan'ın haberi AK Parti hükûmetinin başlattığı Alevi açılımında son viraja girildi. Yeni yılın ilk ayından itibaren hükûmet, açılım konusunda adımlar atmaya başlayacak. Öncelikle, cemevlerinin statüsü ile Madımak Oteli'nin durumu masaya yatırılacak. Madımak Oteli'nin satın alınıp yıkılması dâhil birkaç plan üzerinde çalışılıyor. Alevi açılımının koordinatörlüğünü üstlenen Yrd. Doç. Necdet Subaşı'na göre, cemevleri ve Madımak konusundaki talepler bugünden yarına her an karşılanabilir. Sadece prosedür tartışması yaşanıyor. Alevilerin taleplerini çalıştaylarda görüşen hükûmetin geçen hafta düzenlediği 6'ncı oturum ‘siyaset' başlığını taşıyordu. Bu konuda söz söyleyebilecek her kesimden isim programa davetliydi. Ancak Alevi açılımında sona yaklaşıldıkça, camianın bazı aktörleri rol kapma derdine düştü. Bu da siyasi bir düşüncesi olmayan Alevileri endişelendiriyor. Açılım sonrası oluşacak tablodan pay almak isteyenlerin başında Ali Balkız geliyor. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı Ali Balkız, açılım başladığında, bu işin öncülüğünü yapan Reha Çamuroğlu'nu ‘düşkün' ilan edip küçük düşürmeye çalışmıştı. Çamuroğlu'nun Aleviler nezdinde saygın bir yere gelmesi istenmiyordu. ABF Başkanı, bu defa Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan'ı hedef aldı. Balkız, bianet adlı internet sitesine verdiği mülakatta, İzzettin Doğan'ı da ‘düşkün' ilan edip MHP'ye yakınlaşmakla suçluyor: &';Sivas'ta Madımak Oteli'ni kuşatıp orayı yarım saatlik kuşatmadan sonra ateşe verenlerin içerisinde MHP'liler de vardı, Ülkü Ocakları ve komando dediğimiz genç militanlar da vardı... MHP bu konuda herhangi bir özür dilememişken, işin içindeki rolünü kabul etmemişken, ‘bu yanlış olmuştur' bile dememişken, İzzettin Doğan'ın bu olay hiç yaşanmamış gibi MHP'ye meyletmesi evet onda düşkünlük halidir.” ALEVİLER: AK PARTİ'YE OY VEREBİLİRİZ Ali Balkız'ın cepheyi genişletmesinde Alevi açılımının siyaseti yeniden şekillendirecek olması yatıyor. Zira, kısa süre önce yapılan ve sonuçları Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önüne konan bir ankete göre, &';AK Parti'ye oy verebilirim” diyen Alevilerin oranı yüzde 7'den yüzde 23'e çıktı. Alevi oylarının CHP'den AK Parti ve MHP'ye kayması üzerine Balkız, pastadan pay kapmak için SHP çatısı altında gerçekleştirilecek ‘solda birlik' projesine destek kararı aldı. Balkız'ın ismi şimdiden yeni partinin genel başkanlığı için geçiyor. Bir Alevi yetkili, &';Bu partiye en büyük desteği Aleviler verecek. Ali Balkız bunu bildiği için sanki hareketin başındaymış gibi yeni partiye ilişkin ilk açıklamayı kendi yaptı. Partinin başına geçmesi sürpriz olmaz.” diyor. ABF, Kasım 2008'de Ankara'da Alevilerin taleplerine ilişkin bir miting düzenlemişti; hükûmetin Alevi açılımını başlatmasından sonra da iki miting gerçekleşti. Yine camianın içinden bir isim bu mitinglerin, solda kurulacak yeni parti için sosyal zemin kazanma, kitlesel destek sağlama amacına hizmet ettiğini iddia ediyor. Balkız'ın bu kadar istekli olması ve öne çıkma girişimine rağmen Alevi camiasından önemli isimler yeni partinin içinde ABF'nin yer almasını istemiyor. ABF bünyesindeki Alevi örgütlerin yarısını temsil eden Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Tekin Özdil, &';Siyaset yapmak isteyen, ABF'den istifa etmeli!” diyerek tavrını ortaya koydu. Ercan Geçmez ve Fevzi Gümüş gibi isimler de bu görüşe yakın. Alevilerin büyük bölümünün oy verdiği CHP ise açılımdan ve oy kaybetme ihtimalinden endişe duyuyor. Dersim tartışmalarının yaşandığı günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan'a &';Alevilerden sana hayır yok, başka kapıya” diyerek AK Parti'nin Alevilerden oy alamayacağını öne süren Deniz Baykal, dolaylı yoldan açılımdan rahatsızlığını dile getirdi. 6'ncı Alevi Çalıştayı'na birçok kesimden isim katılırken CHP'den sadece Bayram Meral masadaki yerini aldı. Kemal Kılıçdaroğlu, Yılmaz Ateş, Durdu Özpolat gibi Alevi kökenli milletvekillerine davet gitmesine rağmen hiçbiri icabet etmedi. ALMANLARIN ALEVİ İLGİSİ Açılım sonrası oluşacak yeni durum karşısında sadece ABF ve CHP değil, Alman hükûmeti de bu süreci dikkatle takip ediyor. Almanya Büyükelçiliği yetkilileri Alevi açılımında atılan her adımı yakından izliyor. Açılım daha kamuoyuna duyurulmadan çalıştayların başlayacağını öğrenen Alman Büyükelçiliği, bu konudaki sorumlularla görüşmek için hayli çaba sarf etti. Alman yetkililer, &';Almanya'da yaşayan birçok Alevi var. Türkiye'nin onlarla ilgili atacağı her adım bizi de güvenliğimiz açısından ilgilendiriyor” düşüncesiyle sürece müdahil olma kararlılığını gösterdi. Peki bundan sonra ne olacak? Açılım kapsamında hükûmet, 7'nci çalıştayı ocak ayı sonuna doğru yapmayı planlıyor. 3-4 günlük kamp şeklinde gerçekleştirilecek programa, her çalıştaydan üçer kişinin davet edilmesi bekleniyor. Burada Alevilerin taleplerine ilişkin bir rapor hazırlanacak; 300 sayfayı aşması beklenen ana raporu Necdet Subaşı yazmaya başladı. Raporun Mart-Nisan 2010 gibi Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önüne konması bekleniyor. Hükûmet raporları beklemeden Alevilerin 6-7 başlıkta toplanan taleplerini karşılamak için harekete geçecek. Alevi Açılımı Koordinatörü Necdet Subaşı, rapora ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: &';Bu değişiklikler Meclis'e çok erken gelebilir, bizim raporun tamamlanması bile beklenmeden, Alevilerin öteden beri gündeme getirdiği pek çok konuda adım atılabilir. Bizim rapor bu adımları atmak için bir fırsat değil. Rapor çok daha derin bir şeyin peşinde: Hem devlet hem Aleviler hem diğer inanç toplulukları için bir hareket noktası, bakış açısı oluşturabilecek.” MADIMAK YIKILSIN! Hükûmet cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi tartışmaları yanında Madımak Oteli'ne ilişkin de nasıl bir yol izleyeceğine karar vermeye çalışıyor. Müşteri bulmakta zorlanan otelin sahibi normal fiyatın üç katını istiyor. Bu konuda görüşmeleri sürdüren Devlet Bakanı Faruk Çelik, otel sahibini &';Eğer normal fiyatından satmazsan istimlak ederiz!” diyerek uyardı. Hükûmet, oteli aldıktan sonra ne yapacağına ise karar veremiyor. ‘Müze, kitapçı, çiçekçi olsun' gibi önerilerin ötesinde İzzettin Doğan'ın gündeme getirdiği &';Otel tamamen yıkılsın.” teklifi masanın en üstünde duruyor. Zorunlu din dersine ilişkin Alevilerin talepleri de karşılanacak. Bu dersin zorunluluktan çıkarılıp genel kültür dersine dönüştürülmesi planlanıyor. Aleviliğe ilişkin seçmeli bir ders müfredata konulacak. Bu dersi verecek öğretmenlerin nerede yetişeceği şimdilik belirsizliğini koruyor. Hukuki olarak ilahiyat mezunları veriyor; ancak fen-edebiyat fakültelerinde bu dersi verecek kişilerin yetiştirilmesi de gündemde. Sünni vatandaşlar içinse din eğitimi verecek ayrı bir dersin programa eklenmesi planlanıyor. Necdet Subaşı, Alevi çalıştaylarıyla işlerinin çok kolaylaştığını anlatıyor, &';Bu noktada inanılmaz bir bilgi akışına sahibiz.” diyor. Devletin Aleviliğe bakışının değiştiğini, birçok bilginin de bundan sonra gözden geçirileceğini aktarıyor: &';Bir mühendislik çabası içinde değiliz. ‘Hangi Alevilik?' sorusu ortada kalıyor. Herhangi bir Aleviliği, bir formu, ‘iyi olan budur' diye dayatma çabası içinde değiliz. Biz istiyoruz ki, Aleviler kendileri için en iyi olanı açık yüreklilikle dile getirsin. Alevilerin talepkârlıktan öteye geçerek bize önerilerde bulunması, Alevi toplumunun çıkarlarına dayalı ne tür şeyler yapılması gerektiği konusunda tartışma başlatmaları gerekiyor. Kendilerini geliştirmek için çaba göstermeleri lazım. Sürecin tamamlanması için bunlar şart.” (Aksiyon) YORUM YAZIN
|
|