Bingöl'de 3 Aralık 2015'te 5,5 şiddetinde deprem meydana geldi. Merkez üssü Kığı-Açıkgüney olan depremde, Kiğı, Adaklı, Yayladere, Yedisu ve Sancak'ta toplam 714 ev ve işyeri ağır hasar gördü. Hasar tespit çalışmaları sonrası ağır hasar gören evler yıkılarak, “evini yapana yardım” metodu ile depremzedeler için yeni konutlar inşa edildi. Heyelan ve depreme dayanaklı olmadığı tespit edilen köylerdeki hak sahipleri için ise ilçe merkezinde 176 konut yapılması kararı verildi.
AFAD Bingöl İl Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgilere göre, daha önce ‘ödenek sorunu' yaşandığı gerekçesiyle yapımı ertelenen 176 konut için ihale aşamasına gelindi. Bingöl İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından yayınlanan ilana göre konutların ihalesi, 18 Kasım'da yapılacak. Yapım işinin yer tesliminden itibaren 550 günde yapılması planlanıyor.
Kiğı depreminin ardından hak sahiplerinin yaşadığı mağduriyet birçok kez dile getirilmişti. Son olarak Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, Kiğı ilçesindeki depremin yaralarının hala sarılmadığını iddia ederek, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un yanıtlaması için önerge vermişti.
Karduman'ın önergesinde şu ifadeler yer almıştı:
“Altı yıl önce Bingöl Kiğı Açıkgüney merkezli meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki depreminin yaraları halen sarılmış değildir. Depremin ardından köydeki birçok yapı ağır hasar almış, konut ve ahırlar kullanılamaz hale gelmiştir. Depremin ardından köy sakinleri ilçe merkezinde yaşamak zorunda bırakılmış, onlar için ilçe merkezinde yapılacağı söylenen konutlarda kalmak üzere köylerini terk etmişler. Ancak yapılacağı söylenen konutlar depremin üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına rağmen halen yapılmamıştır. Bunun sonucunda insanlar mağduriyet yaşamış, hayvancılık faaliyetleri neredeyse bitme noktasına gelmiştir. Aynı sorun 2020 depremini yaşayan Bingöl'ün Adaklı ilçesinde ve bağlı köylerinde yaşanmaktadır. Bölge sakinleri en azından EYY(evini Yapana Yardım) metodunun tekrar uygulanmasını istiyor. Deprem riskinin oldukça fazla olduğu bu bölgede depremin ardından yaşanan mağduriyetlerin giderilmemesi bölge halkında tedirginliğe ve kaygılara sebep olmaktadır.”