Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bingöl Şubesi'nin açılışı, dün saat 13,30'da düzenlenen törenle gerçekleştirildi. Siyasi, bürokrasi ve iş dünyasını buluşturan törende konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak: “Bugün güzel bir taçlandırma için buradayız. Biz Bingöl MÜSİAD'ı 1 yıldan fazladır açmak istiyoruz. Ama kısmet bu güneymiş. Açılışımızı gerçekleştirdikten sonra yurdun dört yanında Bingöl'ü de dahil ederek çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Açılışın MÜSİAD ve Bingöl için hayırlı olmasını temenni eden Bakan Yılmaz ise, İl Müftüsü Mecit Can'ın yaptığı duanın ardından açılış kurdelesini kesti. Açılışın ardından Özlem Düğün Salonu'nda Gala düzenlendi.

Burada MÜSİAD'ın 24 yıllık mazisini ve gelişimini anlatan sinevizyon gösterisinin ardından Kur'an-ı Kerim tilavetiyle program başladı.

AKBANA: “YATIRIMCININ MAZERETİ KALMADI”

Gala yemeğinde açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Bingöl Şube Başkanı Ali Akbana, çözüm sürecine değindi ve bölgedeki kamusal yatırımlardaki gelişime işaret ederek iş dünyasına seslendi:

“Bölge insanı olarak son 40 yılda yaşanan acı ve sıkıntılı günlerden sonra bizlere bugünleri gösterdiği için Rabbimize binlerce kez hamd ediyoruz. Bulunduğu konum itibariyle doğu ile batıyı, kuzey ile güneyi birbirine bağlayan Bingöl'ümüz bugüne kadar bu jeopolitik kıymeti yatırıma dönüştüremedi. Ancak barış Süreciyle oluşan güven ortamı, 2007 yılında kurulan ve geldiği nokta itibari ile ilimize önemli bir vizyon katan üniversitemiz, 2013 yılında açılan Bingöl Havalimanı ve çevre illerle ilimizi birbirine bağlayan duble yollarla artık yatırımcının bir mazeretinin kalmadığını düşünüyoruz.”

VALİ: “ÖRGÜTLÜ TOPLUM OLMAK GELİŞMİŞ ÜLKELERİN BİR ÖZELLİĞİDİR”

Programda bir konuşma yapan Bingöl Valisi İbrahim Taşyapan, sivil toplumun ve örgütlenmenin önemine işaret etti.

Vali Taşyapan: “70'li ve 80'li yıllarda sonu GİAD ve SİAD ile biten örgütlerimiz yoktu bu ülkede. Çünkü özel sektörümüz bir avuç insanın elinde bulunuyordu. Çok şükür ki 80'li yıllardan sonra ülkemizde meydana gelen gelişmeleri iyi okuyan iş adamlarımız dünyanın dört bir tarafına ithalat ve ihracat yapan işleri bağlayan iş adamlarımız sayesinde hem ekonomide dünyadaki yerimizi sağlamlaştırdık. Hem de ülkemizin kalkınmasında büyük hizmetler yapıyoruz. Böyle iş adamlarımızın örgütlenmesi ile ülkemizde çok sayıda iş adamları örgütleri oluştu. Örgütlü toplum olmak gelişmiş ülkelerin bir özelliğidir. Örgütlenmek ve örgütün içerisinde sorunları aşmak yeni fikirle üretmek kalkınmış toplumların bir göstergesidir. Çok şükür ki bizim toplumumuzda bu seviyelere geldi” dedi.

OLPAK: “FAZİ İNDİRİMİ OLUMLU AMA YETERLİ DEĞİL”

Vali Taşyapan'ın ardından kürsüye çıkan MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, MÜSİAD'ın çalışmalarından bahsettiği konuşmasında, yatırımların, ülkedeki istikrara ve huzurla eşdeğer olduğunu, huzurun olduğu yerde kalkınmanın da olacağını ifade etti.

Soma'daki faciada yaşamını yitirenlere rahmet, ülkeye başsağlığı dilediği konuşmasında Merkez Bankası'nın 0,5'lik faiz indirimini yeterli bulmadığını da söyleyen Olpak: “Bir ülkenin işadamlarından beklentisi, o ülkeye daha fazla yatırım, daha fazla istihdam ve sosyal gelişimine daha fazla katkı sağlamasıdır. Biz işadamlarının bunu yapabilmesi için huzur, güven, pozitif istikrar ile hızlı ve adil ilerleyen hukuk sisteminin olmasıdır. Bugün siyasi istikrarla gelen ekonomik istikrar ve güven ortamı var. Yaklaşık bir buçuk yıla ulaşan çözüm süreci ve demokratikleşme paketi var. MÜSİAD olarak ekonominin ilerleyişiyle ilgili olarak daha önceki değerlendirmelerimiz çerçevesinde dün merkez bankasının yapmış olduğu faiz indirimini olumlu buluyoruz. Ancak bu indirimi yeterli görmediğimizi de ifade etmek isterim. Enflasyon rakamlarındaki muhtemel düşmeyle birlikte merkez bankasının faiz oranlarında daha cesur indirimlere gitmesini bekliyoruz. Elimizdeki rakamlarla Bingöl son yıllarda dış ticaretini arttırmaktadır. 10 yıl önce Bingöl'de firma başına ihracat 10 bin dolar seviyesinin altında iken bugün bu rakamın milyon dolarların seviyesinde olması sevindiricidir” diye konuştu.

YILMAZ: “SOMA FACİASIYLA İLGİLİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULDU”

Programda bir konuşma yapan Kalkınma Bakanı Dr. Cevdet Yılmaz, ilk olarak Soma'daki maden faciasında yaşamını yitirenlere rahmet, geride kalanlara sabırlar diledi.

Facianın ardından adli soruşturmaların başlatıldığını ifade eden Yılmaz: “Biliyorsunuz idari ve adli soruşturmalar olayın ilk adından itibaren başlatıldı. Mecliste bütün partilerimizin katkısıyla araştırma komisyonu kuruldu. İlgili kurumlarımız, dünya örneklerine bakarak bire takım çalışmalar yürütüyorlar. Bütün bunların katkısıyla daha olumlu adımlar atacağız” dedi.

“İŞ GÜVENLİĞİ MASRAF OLARAK GÖRÜLMEMELİ”

Kurumsal alt yapı, eğitim ve bakış açısı olarak da bir değişime ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

"İş sağlığı ve güvenliği sadece bir masraf kalemi olarak görülmemeli. Aslında insana yatırım işletmelerin geleceğine yatırım olarak algılanmalıdır. Her yıl iş kazalarından dolayı uğradığımız insani ve ekonomik kayıpları dikkate aldığınızda buraya yapılan yatırım çok anlamlıdır. Bunu bir yatırım olarak algılamamız lazım. Maalesef yeterince yatırım yapılmamasının sonuçlarını ülkemiz de işletmelerimiz de yaşıyor. Olaya farklı bir bakış açısı farklı bir zihniyetle yaklaşmamız gerektiğini özelikle vurgulamak isterim."

“ÖNÜMÜZDE 10 YIL TÜRKİYE'NİN SIÇRAMA DÖNEMİ OLACAK”

Konuşmasına, ülke ekonomisine dair veriler ve gelişmelerden bahsederek devam eden Bakan Yılmaz: “Türkiye'nin ekonomisi büyümeye devam ediyor. Birçok ülkenin yüzde 1'lik büyümeleri çok başarılı görüldüğü bir ortamda son 4 yılda ortalama büyümemiz yüzde 6 civarında gerçekleşti. Türkiye dünyada kriz varken bu başarıyı siyasi istikrarla, ekonomi istikrarla, mali disipline verdiği önemle yapısal reformlarla devam etme iradesiyle sağladı. Önümüzde dönemde 10 kalkınma planıyla üretim konusuna daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor. Türkiye'nin üretim seviyesini daha üst düzeylere çıkarması gerekiyor. Ancak sadece miktar olarak üretimi artırmak yetmez. Katma değeri daha yüksek üretim yapısına geçmemiz lazım. Türkiye'yi çok daha büyük ekonomi haline getirmenin yolu bu. 2002 yılında 230 milyar dolarlık bir ekonomimiz vardı. Geçen yıl itibariyle 820 milyar dolara ulaştı ekonomimizin büyüklüğü. Ancak hedefimiz 2 trilyon dolar. Dolayısıyla daha yapmamız gereken çok iş var. Önümüzde 10 yıl Türkiye'nin yeni bir sıçrama yapacağı bir dönem olacak. Ekonomisiyle, siyasetiyle, demokratikleşmesiyle sosyal politikalarıyla, dış politikalarıyla Türkiye'nin her alanda daha ileri gittiği yeni bir 10 yıl olacak inşallah. Bunun işaretlerini şimdiden görüyoruz. Çok şükür siyasi istikrarımız devam ediyor. Son yerel seçimlerde halkımızın teveccühüyle siyasi istikrarın devam edeceği görülüyor. Bununla birlikte tabi reformlarımızla 2023'e doğru yürüyeceğiz. Burada özel sektör son derece önemli. Bütün bu başarıları sağlarken, güven ve istikrar ortamında özel sektör kanalıyla bunları başardık. Türkiye'nin ihracatının yüzde 95'i sanayi ürünlerinden oluşuyor. İstihdamımızın yüzde 85'den fazlasını özel sektör gerçekleştiriyor. Biz ekonomi olarak özel sektör stratejisine sahibiz” dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Konuşmasında Çözüm Süreci'ne de değinen Bakan Yılmaz, bu süreci sabote etmek isteyenlerin gerekli tepkiyi halktan alacaklarına inandığını vurguladı.

“Türkiye'nin geleceğini inşa edecek isek bunu huzur ve güven ortamında inşa edeceğiz” diyen Bakan Yılmaz: “İnsanların emin olmadığı bir ortamda özel sektör yatırımlarımızı geliştirmemiz mümkün değildir. Devlet olarak Doğu'ya Güneydoğu'ya çok yatırım yaptık. Bu yılı da sayarsak, muhtelif dediğimiz bazı yatırım kalemlerini dışta bırakarak söylüyorum. 40 katrilyonun üzerinde yatırım yaptık. Cumhuriyet tarihinde hiçbir dönemde olmadığı kadar yatırım yaptık. Ama sadece bu yatırımlarla bir bölgenin kalkınması mümkün değil. Mutlaka özel sektörü daha fazla geliştirmemiz lazım” diye konuştu.

BÜYÜK SERMAYE GRUPLARINA ELEŞTİRİ

AK Parti Hükümeti olarak Doğu ve Güneydoğu'ya önemli yatırımlar yaptıklarını anlatan Yılmaz, büyük sermaye sahiplerini, bu bölgelere yatırım yapmamakla eleştirdi.

Yılmaz, şunları söyledi: “Ben bazen büyük sermaye gruplarını bu yönde eleştiriyorum. Türkiye'de büyük sermaye grupları iki konuda çok eksik verdiler. Bir tanesi bölgesel yatırımlar. Maalesef Doğu'ya Güneydoğu'ya büyük ölçekli şirketlerin çok fazla yatırım yapmadığını görüyoruz. İkincisi de araştırma geliştirme yatırımları. Bu konuda çok ciddi finansman imkânları olan firmaların yeterince yatırım yapmadığını görüyoruz. Bu iki kritik alan ülkemizin gelişmesinde çok önemli olduğu gibi, şirketlerinde kar edebilmesi açısından önemli fırsatlar sunuyor. Hâlbuki buralara bir şirket gelse analiz yapsa fırsatlara baksalar emin olun buralarda çok karlı fırsatlar görecekler.”

Gala yemeği programı, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ve MÜSİAD Bingöl Şube Başkanı Ali Akbana'nın Bakan Yılmaz'a plaket ve hediye takdimiyle sona erdi.

0