İHD Şube Başkanı Nihat Aksoy imzasıyla yapılan yazılı basın açıklamasında şu ifadeler yeraldı: "Askerin 'Motorlu yürüyüş tatbikatı' olarak açıkladığı 4 Şubat 1997 tarihli Sincan sokaklarındaki tank yürüyüşünden sonra, 28 Şubat'ta toplanan Milli Güvenlik Kurulu, 'şeriat tehdidi' gerekçesiyle zamanın hükümetine 18 maddelik sert bir muhtıra vermişti.
BAŞÖRTÜLÜLER MAĞDUR EDİLDİ
O günden bu güne, oluşturulan Batı Çalışma Grupları ile insanlar fişlendi.
Sahte şeyh ve sahte başörtülüler sahneye çıkartılarak, mütedeyyin insanların üzerine gidildi. Başörtülüler okullara alınmadı, 'kamusal' alanda mağdur, günlük hayatta rencide edildi. Başta hükümetin ortağı Susurluk koruyucusu parti, ortağını sattı ve hükümet düşürüldü.
Hedef sadece mütedeyyin kişiler ve hükümet değildi. 'Şeriat geliyor' bahanesiyle, muhalif herkes susturulmaya çalışıldı.
ADRESLERİ AYNIYDI: ERGENEKON
Bugünün Ergenekon'unun babası olan Susurluğun aydınlanmasını, çetelerin ve darbecilerin yargılanmasını haykıran insan hakları savunucularına, derneğimizin o dönemki Genel Başkanı Sayın Akın Birdal'ın şahsında 13 kurşun sıkıldı. Nevroz'da, 'bayrak yaktılar' gerekçesiyle siyasi partiye soruşturma başlatıldı. Hrant Dink öldürüldü. Bayraklı Cumhuriyet mitingleri yapıldı. Gece yarısı saatlerde e-muhtıralar gelmeye başlandı. Muhtırada, 'Ne mutlu Türküm diyene' demeyenler öteki, düşman ilan edildi… Ama gün geldi Sayın Birdal'a kurşun sıkanların da, bayrak yakanların da, Hrant'ı öldürenlerin de, bayraklı miting tertipleyenlerin de adresleri aynıydı: ERGENEKON. Bütün bunlar biz insan hakları savunucularını yıldırmadı, yıldırmayacak. Çetelere ve darbecilere karşı; mağdur başörtülülerin de, Hrant'ın da, ana diliyle mecliste konuştuklarından dolayı üzerine ekran karartılanların da sesi olmaya devam edeceğiz…"
Bingöl Gazetesi