Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türk Dil Kurumunca düzenlenen “Yunus Emre Anadolu Konferansları” etkinliği 20 Ekim 2021 Çarşamba günü Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi'nde Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmet Çetin'in katılımıyla gerçekleştirildi.
Konferansa Bingöl Vali Yardımcısı Muhammed Deniz Kılıç, Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Çiftçi, Bingöl İl Müftüsü Ahmet Süzen, Bingöl İl Kültür ve Turizm Müdürü Kasım Barman'ın yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Prof. Dr. İsmet Çetin; “Türkistan sahasından gelip Türkiye'nin muhtelif beldelerine yerleşen dervişler, Yunus Emre'nin yaşadığı dönemde çok yönlü insanlardı. Toplumun öncüleri olan bu dervişlerden bazıları gazilerle beraber fetihlere katılıyor, yerleştikleri beldelerde kurdukları tekke ve zaviyelerinin çevresindeki topluma yerleşik hayatın gereklerini, tarım toplumunun hayat tarzını öğretiyor, onlara öncülük ediyorlardı. Onlar, gerektiğinde çiftçi, asker, esnaf, zanaatkâr oluyor, toplumun yeni hayata uyumunu, ahenkli bir toplumsal yapı oluşturmaya gayret ediyorlardı. Bu yapılarıyla da toplumun saygısını kazanıyorlardı. Yunus Emre, böyle bir sosyal çevrede, Türkiye'nin en hareketli olduğu dönemlerden birinde yaşadı” dedi.
“Yunus Emre, Önder ve Karizmatik Bir Şahsiyettir”
Prof. Dr. Çetin, “Önder ve karizmatik şahsiyetlerden biri olarak Yunus Emre; toplumsal tecrübeler, dönemin bilgileriyle donatılmış, toplumun zihniyet dünyasının yarattığı dinî-mitik anlatılarla zenginleştirilmiş, her an mücadele eden ve mücadele etmeye hazır bir karakter yaratmıştır. “Ben” merkezli “Biz” bilinciyle hareket eden Yunus Emre, yetiştiği dönem itibariyle dinamik, mücadeleci, toplumun aydınlanması için çaba gösteren, ahlakçı bir şahsiyettir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Yunus'un düşünce dünyası ile ilgili olarak da Prof. Dr. Çetin şunları söyledi: “İnsanoğlu, beşeri anlamda varlığını idrak ettiği, akıl yoluyla algılayıp yorumladığı yaratılmış olmanın bilincine ulaşmasıyla yaratılışının hikmetini de kavradığı bir dünya tasavvur eder. Dünya; görünen-görünmeyen, soyut-somut bütün varlıkların yaratıldığı âlem olarak anlamlandırılır. Dünyayı, sorumluluk yüklenme bakımından iyi-kötü, güzel-çirkin yanlarıyla kabul eden Yunus Emre, bu karşıtlıkların nefsin kontrolü için sınanma mekânı olarak tasvir eder.” Konferans dilek ve temennilerle son buldu.