Yüzyıl önce İslam beldelerine yönelik başlatılan fiili işgalin, batı yanlısı diktatörlerin eliyle yerini kültürel bir işgale bıraktığı kaydedilen açıklamada: “Kemalist rejim topyekûn Müslüman kimliğine savaş açmıştır. Bunun bir ayağı da Hicri takvimi kaldırıp yerine Miladi takvimi koyarak, Müslüman toplumun kendi tarihiyle olan hafızasını silmeye kalkmıştır. Yıllarca sistematik bir tarzda sürdürülen, Müslüman kimliği yok etme politikaları zaman içinde etkili olup, Müslüman toplumun içinde kendi kimliğine yabancı, taklitçi, kültürsüz bireylerin yetişmesine neden olmuştur. Toplumumuzda Yılbaşı ve Noel kutlamalarının gün geçtikçe olağanlaşması bu yozlaşmanın en açık tezahürlerindendir” ifadelerine yer verildi.
Yılbaşı kutlamalarının, ‘Tahrif edilmiş Hristiyanlık ve pagan kültürünün bir yansıması' olarak değerlendirilen açıklamada: “yılbaşı ve Noel, Küresel kapitalist sistem tarafından tüketimi artırmak ve pazarı genişletmenin bir imkânı olarak görülmektedir. Son yıllarda giderek daha fazla kanıksanan, kutlanması normalleştirilen, Noeller, Müslümanlıkla, İslam'la, hiçbir şekilde bir araya getirilemez. İslam, bir bütün olarak anlaşılmalı ve Müslüman hayatının tümünü kuşatmalıdır. İbadette Müslüman ahlakta, siyasette, iktisatta ve sosyal hayatın diğer kalan kısmında gayri İslami bir hayat yaşamak en hafif tanımıyla tutarsızlıktır. (Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Bakara/85)” denildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Rabbimiz, kitabında sürekli bizi tutarlı olmaya ve bizden olmayanların geleneklerinden ve cehaletlerinden uzak durmaya davet ederken, bizlerin kalkıp sürekli batının sosyal, siyasal, ekonomik, ilişkilerini vahyin önüne koymamız ne yazık ki kitaptan uzaklaşmamız ve onu hayatımıza hâkim kılamayışımızın sonucudur. Batıya, Hristiyanlık ve İslam dışı herhangi bir dünya görüşüne göre yaşamak sapma nedenidir. Bilinmelidir ki küçümsenen bazı ayrıntılar sonuçları itibariyle büyük yıkımlara neden olmaktadır. Ahlaki veya siyasi sapmalar, itikadi sapmaya neden olacağından ‘ne olacak ki bu kadar da abartılmamalı anlayışına düşmemek gerekiyor'. Yılbaşı, sevgililer günü, babalar ve anneler günü gibi vahşi kapitalizmin, ağına insan katmak için uydurduğu ve dayattığı bu tür geleneklerin, hayatımızı şekillendirmesine karşı olmak ve bir öze dönüş ruhunu yakalamak zorundayız. Kaldı ki dükkânlarının camlarını her vesileyle gayri İslami propagandaya sahne kılan Müslüman esnaf İslam tarihinin önemli günlerinden maalesef haberdar bile değildir. Yakın zamanda geri de bıraktığımız hicri yılbaşına duyulan ilgi bunun en önemli örneğidir. Allah Resulü, ‘Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeye özenmeyiniz' buyurmaktadır. Bir biçimde Yahudi ve Hristiyanlığa benzeme sayılacak ve en temelde Tevhide aykırı olan bütün bu gelenekleri bir kez daha reddetmenin imani bir zorunluluk olduğunu kamuoyuna duyururuz.”