İlimizin siyaset arenasında sıkça ismi duyulan, tanımış avukatlarımızdan Ercan Arslan; ülke gündemi ve yerel siyaset alanında samimi ve ilginç değerlendirmelerde bulundu.
Kürt Açılımı kısa bir süre içerisinde sonuç alınabilecek bir hadise değildir
Demokratik açılım süreci konusunda açıklama yapan Arslan, “AK Parti iktidarı, Kürt sorununun çözümü ile ilgili ciddi bir çaba içerisindedir. Biz bu çabaya çok olumlu bir şekilde bakmak zorundayız. Çünkü bu sorun en fazla bölgemiz halkını etkilemektedir. Kürtlerin varlığı dahi yıllarca tartışıldı. Kürtlerin ve sorunun var olup olmadığı sürecinden, AK Parti iktidarının bu sorunun çözümü noktasında bir çaba ortaya koyması bile bizleri memnun etmiştir. 1990'lı yıllarda siyasetçilerin Diyarbakır'da yaptıkları konuşmalarında Kürt realitesini tanıyoruz gibi açıklamalar çok heyecan vermişken, bugün devlet televizyonunda Kürtçe yayın yapılmaktadır. Kürt Açılımı kısa bir süre içerisinde sonuç alınabilecek bir hadise değildir. Çünkü Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren bu sorun vardır. Özellikle darbe anayasalarında hiçe sayılmış bir halkın, çok büyük bir sorunu çözülmek istenmektedir.. Kürt halkının sorunlarının konuşulmaya başlanması bile ilk aşama için olumlu bir mesafedir. Asıl çözümün yeni anaya ile mümkün olacağına inanıyorum' dedi.
Türk ve Kürt halkının ayrılması Fizik kurallarına da aykırıdır
Yıllarca aynı topraklar üzerinde kardeşçe yaşayan Türk ve Kürt halkının ayrılmasının Fizik kurallarına da aykırı olduğuna dikkat çeken Arslan, “Tarihsel süreçteki birliktelik ve özellikle Kurtuluş Savaşı'nda Türkler ve Kürtlerin bu ülkenin kuruluşunda birlikte etken olduğu apaçık ortadır. Kurtuluş Savaşı, Kürtler ve Türkleri etle tırnaktan öte bir araya getirmiştir. 30 yıllık savaş ortamı, can ve mal kayıplarına rağmen her iki halkta da var olan birlikte ve eşit olma psikolojisi korunabilmiştir. Şer güçlerinin bölünme çabaları bu halkları etkilememiştir. Dolayısıyla bir bölünme psikolojisini imkânsız görüyorum. Birilerinin bölünme hayali varsa hayalleri kursağında kalır diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Psikolojik olarak bile her insan Türkiye'nin geleceğine umutla bakar hale gelmiştir
12 Eylül'de yapılan referandumdaki değişikliklerin halka ne zaman yansıyacağı konusunda bir değerlendirmede bulunan Arslan, “12 Eylül'de yapılan Anayasa değişikliklerini yeterli bulmamız mümkün değildir. Çünkü mevcut Anayasa yapılış tarihinden itibaren baskıcı bir anlayış ortaya koymuştur. 12 Eylül'de halkın ortaya koyduğu irade memnuniyet vericidir.. Yasaların şekillenmesi biraz zaman alabilir, ama referandum gününden itibaren Türkiye'nin önü açılmıştır. Psikolojik olarak bile her insan Türkiye'nin geleceğine umutla bakar hale gelmiştir” ifadelerine yer verdi.
Türkiye'de normalleşme süreci başlamıştır
“Türkiye'de bir özgürlükler sorununu görüyoruz” diyen Arslan, temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanmasından kaynaklı anayasal sorunların olduğunu ifade ederek, “Zaman zaman platformlarda türbanı yasaklayan bir hükmün bulunmadığı söylense de genel olarak anayasanın altı çok doldurulmamış bazı tanımları bahane edilerek birilerinin türban üzerinden hürriyetlere müdahale etme şansı da söz konusu olmuştur. Biz türban sorununun Türkiye'deki hürriyetlere dair bir yasakçı zihniyetin ürünü olduğunu kesin olarak düşünüyoruz. İnsanlar arasında iticiliğini kaybetmiş bir sorunu, tekrar gündeme getiren birileri Müslüman gayri Müslim, laik anti laik çatışma ortamı yaratmak istemektedir.. Bu çatışmacı ortam unutulmuşken birilerinin tekrar türbanı bir sorun olarak gündem yapması çok samimi bir olay değildir. Fakat Türkiye'de normalleşme süreci başlamıştır. Temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanması ile ilgili bu tür gündemlerin yaşatılması doğru değildir. Bu tür suni gündemlerin yaratılması ülkeye zarar verir” diye konuştu.
Biz siyaseti uzun soluklu olarak görüyoruz
2007 yılında yapılan genel seçimlerde Bingöl Milletvekilliği için AK Parti'den aday adayı olduğunu hatırlatan Arslan, “Biz siyaseti uzun soluklu bir hareket, siyasetimizin merkezinde de insanı görüyoruz. 2007 yılında milletvekilliği adaylığı nasip olmadığında biz yine o günkü çizgide AK Parti'nin belirlemiş olduğu adaylarla birlikte seçim çalışmalarına katıldık. Çünkü biz Bingöl'ümüzün sorunlarının AK Parti iktidarında daha çok çözüm bulunacağını düşünüyorduk, bu düşüncemizden de sapma olmamıştır.
Biz siyaseti mevki ve makam için yapmadık
2009 yılında AK Parti'nin İl Başkanlığı seçiminde aday olduğu belirten Arslan, AK Parti İl Başkanlığı adaylığından neden çekildiğini şu sözlerle açıkladı: “O tarihteki seçim çalışmalarımızın sonunda siyaseti insan merkezli ve Bingöl'e hizmet odaklı yaptığımız için o günkü koşullarda yarışı Bingöl'ün yeni kabinede bir bakan ile temsil edilmesi tarihine denk gelmesi ve yakalamış olduğu pozitif ivmeyi siyasi çekişmeyle biraz zayıflatır düşüncesi ile adaylığımızdan geri çekildik. O dönemde dostlarımız da çekilmemden dolayı üzülmüştüler, ama biz siyaseti mevki ve makam için yapmadık. Tamamen Bingöl insanına hizmet odaklı olarak yaptık. Kişisel makam yarışıyla bu büyük tercihi bertaraf edemezdik.
İnsanın karakteri siyaset çizgisinde de yer bulmalıdır
İnsanların sadece siyaset alanına mahsus bir karakteri olmaması gerekir. Siyasete dair ilkeler insanın kişiliğinde de yer almalıdır. Daha doğrusu insanın karakteri siyaset çizgisinde de yer bulabilmelidir. Bir insanın hayatının her alanında gösterdiği ahlaki değerlere bağlılığı siyaset alanında da göstermesi gerekir. Sadece halkın beğenisini kazanmak için karakter ortaya koyan siyasetçi, seçildiğinde gerçek kimliğine döndüğünde ciddi bir çelişki ortaya çıkar ki bu durum halk ile siyasetçi arasında güvensizlik nedeni olacaktır. Toplumla siyasetçi arasındaki güven limiti ancak istikrarla sağlanır. Siyaset öncesi, seçim süreci ve seçilmişlik süreçlerinde aynı kişilik önemli bir esastır.
Aile siyaseti anlayışı artık sona erdirilmelidir.
Özellikle bölgemizde de hissedilen aile siyaseti anlayışına vurgu yapan Arslan, “Eleştirdiğimiz en önemli hususlardan biri de aile siyaseti anlayışıdır.. Hem siyasi partiler kendi bünyesinde siyasetçiye yer verirken, hem de toplum siyasetçiye bir yetki verirken bu yetkinin mutlak surette siyasetçinin kendisi tarafından kullanılmasını talep eder. İradenin anlamı da budur. Oysa maalesef bugünkü uygulamada siyasetçi halktan almış olduğu bu yetkiyi seçilmişlikten sonra yakın çevresi ile paylaşma gibi bir hastalığı var. Seçilmişin yakın akrabasından medet umma gibi kötü bir alışkanlık var. Bu bizim artık terk etmemiz gereken bir hastalıktır.
Siyasetçi siyaset gömleğini çıkardığında en az başladığı gün kadar ayakta durabilmelidir
Biz siyaseti, sadece hizmet aracı olarak görüyoruz. Siyasetçi siyaset gömleğini çıkardığı anda da başladığı gün kadar ayakta durabilmelidir. Bunun ölçüsü nedir diye sorarsanız, bir siyasetçi siyaseti bittikten sonra gelip Bingöl'ün Dörtyolu'nda şanıyla, şerefiyle, alnının akıyla gezebiliyorsa, her platformda Bingöl insanı ile yaşamını idame ettirebiliyorsa ne mutlu ona” şeklinde konuştu.
Bingölümüzün sorunlarına karşı özel bir duyarlılığımız var
Aktif olarak görev almasam da halkımızın sorunlarını bir yerlere taşıma, günden oluşturma, çözüm önerisi sunma gibi bir hissiyatımız var. Bu anlamda 2009 yılında Devlet Demiryollarımızın barajlar sebebiyle iptal edilebileceği öngörüsü ve duyumlarımız üzerine gerek basın aracılığıyla kamuoyuna paylaşım, gerekse resmi kurumlar nezlindeki çalışmalarımızın, yine gençlerimizin ciddi düzeydeki işsizliğine çare olunması için çağrı merkezlerinin kurulması önerimizin de hayal olmadığı görmek bizleri memnun etmiştir.
Sayın Cevdet Yılmaz'ın bakanlığı hizmete dönüşmüştür.
2007 yılı seçimlerinden itibaren tanışma fırsatı bulduğum Sayın Cevdet Yılmaz'ın kabinede görev alması her Bingöllü için onur ve umut vesilesi olmuştur. Özellikle Başbakanın 12 Eylül referandumu için Bingöl ilinde yaptığı miting konuşmasında bakanımız ile ilgili beğenileri bizlerin bu düşüncesini pekiştirmiştir. İlimizin sorunlarına vakıf olan, bu yönde ciddi bir özveri gösteren bakanımızın bu çabası sorunlarımızın çözümüne ciddi bir etken olmuştur. Bu bakanlık çocuklarımızın eğitim ve gelecek hedeflerinde çıtayı yükseltecek kadar etkili olmuştur.
Üniversitemiz hızla büyümektedir, üniversite yönetimini kutluyorum
Yeni üniversiteler arasında fiziki alt yapısını bu kadar hızla oluşturmaya çalışan başka üniversite yoktur herhalde. Akademik kariyer noktasında da üst sıralarda olduklarını duymak oldukça sevindiricidir. Bu hızlı çalışma ile yakın zamanda şehrimizin dokusuna önemli ve olumlu etki edecek üniversite olma yolunda çalışmalar gösteren üniversite yönetimimizi kutluyorum.
En küçük ilçemiz olan Yedisu doğumlu siyasetçinin yeteneklerinden mahrum kalamayız
Aday belirlemelerinde bölge kriterlerini değerlendiren Arslan; 'seçmen sayıları nazara alınarak bazı belirlemelerin yapılması elbette mümkün olabilir. Ancak burada belirleyici olan siyaset yapmak isteyen kişinin kendine mahsus özellikleri olmalıdır. Sadece şu ilçeden olmak aday olmak için avantaj olarak görülemeyeceği gibi, en küçük ilçemiz doğumlu olmak da aday olmak için dezavantaj olarak kabul edilemez. Liyakatinden şüphe edilemeyecek bir siyasetçinin sırf en küçük ilçe olan Yedisu İlçesi'nden olmasını aday olmaya engel kabul etmek hem hizmet bekleyenler bakımından haksızlık olur hem de adaletsiz bir durum olacaktır. Önümüzdeki seçimde aday belirleme kriterlerinde kişi merkezli değerlendirmelerin de çok önemli kriter olarak nazara alınacağını düşünüyorum.
2011 seçimlerinde adaylık için istişare aşamasındayım
Siyaseti kesinlikle halk merkezli yaptığını beyan eden Av. Ercan Arslan; 'Siyasetimde yönüm her zaman halkıma dönüktür. Siyaset yapma sebeplerimi Bingöl halkıyla istişare etmekteyim. Bu istişareler aday olmam noktasında kabul görür ise, bir iradeden kaçmamız mümkün değildir.' dedi.