Yönetim Kurulunun imzasıyla yapılan açıklamada, bu yıl içinde başta elektrik, temel gıda maddeleri ve doğalgaza yapılan zamların emekçi ve yoksul kesimlerin hayatını iyice zorlaştırdığı ifade edildi.
Yanlış ekonomik tercihlerin ürünü olan kriz sonucunda yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle tüm sektörlerde büyük bir işten çıkarma dalgası yaşanmakta olduğuna dikkat çekilen açıklamada: “Gazetecilerden, büro personeline, fabrika işçilerinden özel sektör çalışanlarına kadar pek çok kişi son aylarda işinden atılmıştır. Aileleriyle birlikte milyonlarca kişiyi etkileyecek ve derin toplumsal yaralar açacak bu işten çıkarmalar yaygınlaşırken, AKP hükümeti gelişmeleri seyretmekle yetinmektedir. Dahası işsizlik fonunda biriken paralar, amacı dışında kullanıma açılması istenilerek mağduriyetin boyutları daha da büyütülmektedir.
Hükümetin görmezden gelmesi, krizin olmadığı anlamına gelmemektedir. Toplumun büyük bir kesimi krizle boğuşmaktadır. AKP ise tıpkı daha önceki hükümetlerin yaptığı gibi, krizi fırsat bilip, sosyal devlet uygulamalarını bütünüyle terk etmeye çalışmaktadır. Mecliste bulunan Hastaneler Birliği yasa tasarısıyla kamu hastanelerinin özelleştirilmesi yolunda adım atılmak istenmektedir. Halkın büyük bir çoğunluğunun itirazına rağmen hayata geçirilen SSGSS yasasının olumsuzlukları gündelik yaşamda kendini göstermeye başlamışken, sağlık alanını tamamen piyasalaştıracak bu adım derhal geri çekilmelidir”şeklinde ifadelere yer verildi.
Krizin etkisinin daha da büyütmemesi için başta doğalgaz ve elektrik olmak üzere, son bir yıl içerisinde yapılan fahiş zamlar geri alınması gerektiği vurgulanan eaçıklamada : “İşten çıkartmalar yasaklamalı ve işsizlik fonunun amacı dışında kullanılmasına izin verilmemelidir. Üç gün önce verilen AİHM kararı ile artık tamamen kesinleşen Toplu Sözleşme hakkımızın gereğini yerine getirilerek, derhal kamu emekçileriyle toplu sözleşme masasına oturulmalı ve 2009 yılı zamlarımızı yeniden belirlenmelidir. AKP Hükümeti, yaşanan ekonomik krizin etkilerini en aza indirmek için çaba harcamak yerine, toplumsal gerilimi ve çatışmaları yükselten bir tavır sergilemektedir. Başbakan'ın “ya sev ya terk et” beyanında açığa çıkan bu anlayışın hemen ardından Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün Brüksel'de yaptığı ırkçı-şoven açıklamalar ve son olarak AKP Yozgat milletvekili Abdulkadir Akgül'ün, “devlete karşı geleni vurmaktan hoşlanırım” sözleri, AKP'nin geldiği nokta açısından ibret vericidir. Görülmektedir ki, AKP krizden çıkışı, tıpkı darbe ve sıkıyönetim dönemlerindeki gibi, baskıcı politikalarla toplumsal muhalefeti susturmakta aramaktadır. Yaşanan ekonomik krizin daha derin sosyal sorunlar yaratmaması için, toplumun geniş kesimlerinin çıkarlarını gözeten ekonomik ve sosyal politikalar hayata geçirilmelidir. Bugün Türkiye'nin tüm illerinde alanlara çıkan on binlerce emekçi, 29 Kasım'da Ankara'da yan yana gelerek hükümete son uyarısını yapacaktır” denildi.