Tarihi Kaya Kilisesi KeşfedildiBingöl Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nebi Butasım: '2021 yılı yüzey araştırmasında daha önce bilim insanları tarafından keşfedilmemiş kaya odaları ve kaya şapeli (küçük kilise) keşfedilmiştir. Bingöl ili Kardeşler Köyü, Yedievler Mezrasında bulunan kaya odaları tıpkı Zağ Kaya yerleşkesi gibi katlı odalara sahip bir yapıdadır.'Bingöl Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nebi Butasım, Bingöl'de 2019 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde “Bingöl İli ve İlçelerinde Ortaçağ ve Sonrası Yüzey Araştırması” yapıldığını söyledi. Bu kapsamda yeni bir kilise ve yerleşim yerinin keşfedildiğini aktaran Butasım, 2021 yılı yüzey araştırması ekibinin, Doç. Dr. M. Zahir Ertekin, Arş. Gör. Hakan Can, Bakanlık temsilcisi Özlem Alkan ve sanat tarihçi Musa Başaran'ın katılımıyla gerçekleştiğini belirtti. Butasım, açıklamasında şu sözlere yer verdi: “2021 yılı yüzey araştırmasında daha önce bilim insanları tarafından keşfedilmemiş kaya odaları ve kaya şapeli (küçük kilise) keşfedilmiştir. Bingöl ili Kardeşler Köyü, Yedievler Mezrasında bulunan kaya odaları tıpkı Zağ Kaya yerleşkesi gibi katlı odalara sahip bir yapıdadır. Dört katlı olan kaya odalarının büyük bölümü maalesef tahrip olmuştur. Zağ kaya odaları gibi tek parça halindeki büyük bir kaya oluşumuna yapılan kaya odaların bir kısmı sağlamdır. Kaya yerleşiminde tespit edilen 7 oda ve bir şapel bulunmaktadır. Kaya yerleşiminin en dikkat çekici alanı, kayalığın güney alanında bulunan kaya oyma şapeldir. Şapel, küçük olan kiliselere verilen isimdir. Şapeller bir azizin adına ayrılmış ve daha büyük ölçekteki bölgede bulunan kiliselere bağlı küçük kiliselerdir. Küçük çapta kiliselere verilen isim olan şapelin bulunması bu alanın ilk dönem Hıristiyanlara ait olduğunu ve bu şapelin bağlı olduğu büyük bir kilisenin varlığını kanıtlayan verilerden biridir. Şapel doğu batı doğrultuda 7 metre uzunluğa ve 2.30 metre genişliğe sahiptir. Şapel'in güney cephedeki girişinde dikdörtgen bir narteks bulunmaktadır. Narteks/giriş-hazırlık bölümü, dikdörtgen planlı olup yuvarlak kemerli iki niş ile süslenmiştir. Narteksten sonra şapelin Naos denilen ana mekânına geçilmektedir. Naos, yani ana mekân karşılıklı yuvarlak kemerli kör nişler ile hareketlendirilmiştir. Nişlerin arasında kemer aralarında üçgen süslemeler bulunmaktadır. Şapelin doğu kısmında kısmen tahrip olmuş apsis yer almaktadır. Güney duvarına bitişik oldukça küçük bir oda bulunur. Bu oda daha çok rahiplerin kişisel ibadet ettikleri yer olarak tabir edilmektedir. Kaya oymanın bir diğer dikkat çeken bölümü ise dikdörtgen planlı üst kattaki odadır. Ön cephesi tamamen yıkılmış olan odanın içinde üç adet kayaya oyulmuş sarnıç bulunmaktadır. Ağız kısımları dar aşağı doğru genişleyen bu sarnıçların su ve yiyecek saklanan depolar olduğu düşünülmektedir. Her üç kaya deposunun iç kısımları beyaz harç ile sıvanmıştır. Bir tanesinde çift katman harç tespit edilmiştir. Çift harçlı olan deponun ağız kısmı diğerlerine göre daha geniş ve oyuntulu yapılmıştır. Ağız kısmının oyuntulu olması bir kapak ile kapatıldığını göstermektedir. Genişliği ve ağız kısmının kapak taşı için oyuk şeklinde yapılması bu kısımda daha özenli yapıldığını göstermektedir.” Söz konusu bölgede bu tür kaya oyma yapıların tek olmadığını son çalışmada bununla birlikte bir adet daha kaya oyma yerleşimi bulunduğunu belirten Butasım, kaya oyma odaların bu bölgede yoğunlukla bulunduğunu söyledi. Doç. Dr. Nebi Butasım, “Yedievler Kaya oyma yerleşiminin Zağ ve diğerlerine göre önemli özelliğinin, kısmen tahrip olsa da, Şapel'in bütün olarak sağlam durmasıdır dedi. Bu şapelin mevcudiyeti diğer kaya oymaların da o dönemki Hıristiyan halka hizmet ettiğini göstermektedir. Bilindiği gibi Zağ Kaya yerleşimi yapısı itibariyle erken dönem Hıristiyanlara hizmet eden bir alan olarak değerlendirilmektedir. Ancak Zağ'ın büyük oradan tahrip olması tarihlendirme açısından sorunlara neden olmaktaydı. Yedievler mezrasındaki şapelin varlığı hem tarihlendirme açısından yardımcı olmakta hem de Zağ yerleşkesinde benzerlik arz eden ancak tüm duvarları yıkılın ve dışarıdan görülen nişli kısmın bir şapel olduğunu kanıtlamaktadır. Bu durumda her iki alan da düşünüldüğünde bu kaya oymaların batıda yapılanlara göre daha erken bir dönemde yapıldığı ve 3. Yüzyıla kadar tarihlenebileceği anlaşılmaktadır” dedi. Yedievler Kaya Yerleşkesinin sit alanı olarak önerildiğini belirterek kesin tarihlendirme ve alanın korunması için gerekli çalışmaların başlatılacağını söyleyen Butasım, ayrıca şunlara dikkat çekti : “İlimizde çok sayıda tarihi eser mevcuttur. Ancak büyük oranda tahrip olmuştur. Halkımıza büyük bir sorumluluk düşmektedir. Tarihi eserlerimize sahip çıkmalı ve bunları gelecek kuşaklara aktarmada gerekli hassasiyeti göstermeliyiz. Son yıllara kadar Bingöl ilinde tarihi eser olmadığı şeklinde yanlış bilgiler bulunmaktaydı. Yapılan son araştırmalar gösterdi ki ilimiz tarihi eser açısından oldukça zengin bir envantere sahiptir. Bize düşen bu eserleri korumak ve tahrip olmasını engellemektedir.” YORUM YAZIN
|
|