Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi ve Medya Başkan Yardımcısı Şeyhmus Tanrıkulu, Bingöl İl Başkanı Refik Alpaya ve beraberindeki teşkilat üyelerinden oluşan heyet, Bingöl Online'a nezaket ziyaretinde bulundular.
Hâkim Bayraktar tarafından karşılanan HÜDA PAR GİK Üyesi ve Medya Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMALI, MAL VARLIKLARINA EL KONULMALI”
HÜDA-PAR'ın verdiği ‘Türkiye'den İsrail'e giderek Gazze'deki soykırıma katılan çifte vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılması, mal varlıklarına el koyulması ve müebbet hapisle cezalandırılmasına' ilişkin kanun teklifi doğrudan TBMM Genel Kurulu'nda ele alınacak. Teklife göre; el konulan mal varlıkları, Aile ve Gençlik Fonu'na devredilecek.
Türkiye pasaportu taşıyan en az 4 bin kişinin Gazze'de soykırıma fiilen iştirak ettiğinin basına yansıdığını ve bunun HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu tarafından da dikkat çekildiğini hatırlatan Tanrıkulu,
“Türkiye pasaportu taşıyan ve Siyonist İsrail hedefleri için askerlik yapanların toplam sayısı ise bunun çok daha üzerinde. Gazze'de ve dünyanın herhangi bir yerinde kadınları, çocukları, bebekleri vahşice katleden, bu suretle bütün insanlığa karşı suç işleyen soykırımcı katillerin daha sonra Türkiye'ye gelip hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmeleri kabul edilemez. Bütün mazlumlara karşı bir sorumluluğumuz vardır” dedi.
Tüm siyasi partilerin bu anlamda kanun teklifine destek vermesi gerektiğini ve bunun bir insani görev olduğunu ifade eden Tanrıkulu, sivil toplum, medya ve toplumun diğer tüm katmanlarının bu konuda sesini yükseltmesi ve destek vermesi çağrısında bulundu.
“İSLAM ÜLKELERİNİN LİDERLERİ DAHA CESUR DAVRANMALI”
Kanun teklifinin 158. Sırada olduğunu ve yakın zamanda görüşülmesini umut ettiklerini belirten Tanrıkulu, İslam ülkelerinin bu konudaki yaklaşımlarına da dikkat çekti.
“Vahşi cinayetleri dile getirecek, anlatacak kelime kalmadı. Amerika başta olmak üzere Batı, bu katliamlara destek veriyorlar” diyen Tanrıkulu;
“Batı'nın özgürlük, insan hakları, savaş hukuku gibi sözde savunmalarının da Filistin'deki katliamla ne kadar gerçekten uzak olduğunu görüyoruz. Savaş hukuku, insanlık hukuku, adalet çiğneniyor, insanlar göz göre göre soykırıma uğruyor. Emperyalist ülkelerin katliamları bir yana, İslam ülkelerinin liderlerinin birkaçı dışında çoğunluğunun bu kadar aciz kalmasını kabul edemiyoruz. 57 İslam ülkesine rağmen caydırıcı olunamıyor. İslam ülkelerinin daha cesur davranmasını, soykırımın durdurulması için daha net bir irade ortaya koymasını bekliyoruz."