Bingöl İl Müftülüğü, ‘Kutlu Doğum' haftası kapsamında ‘Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı' konulu konferans düzenledi.
Hafta sonu Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi'nde Kur'an-ı Kerim tilavetinin okunması ve İl Müftüsü Mecit Can'ın selamlama konuşmasıyla başlayan program, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Dr. Seyit Ali Topal'ın “Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı ve Birlikte Yaşamayı Güçleştiren Unsurlar” konulu konferansıyla devam etti.
Hz. Muhammed'in (A.S) her alanda çok iyi bilmemiz gerektiğine vurgu yapan Topal: “Bir hayatın bütün yönlerini kuşatan siret de dediğimiz Siyer-i Nebi'yi çok iyi bilmemiz gerekmektedir. Siyeri Nebiyi ne kadar iyi bilir ve anlarsak, Kuran ı Kerim'i de o ölçüde bilir ve anlarız. Ahlakı Kur'an-ı Kerim olan Hz. Peygamberi çok iyi tanımalıyız. Araştırmalar gösteriyor ki dünyada en çok okunan kitap Kur'an ve bugün bizler Müslümanlar olarak O Kerim kitabı okuyoruz. Ne yazık ki Kur'an-ı Kerim mükemmel bir kitap lakin onu okuyup ondan ders alması gereken bizler mükemmel bir toplum değiliz, demek ki, aksayan doğru gitmeyen bir şeyler var. Bizim aksayanları düzelterek makul mümin ve Müslim bir insan olmaya ihtiyacımız vardır. Birlikte yaşamanın olmazsa olmazı sevgidir ve kardeşliktir. Mekke'den Medine'ye hicretten sonra Peygamberimiz ilk iş olarak Medine de kardeşlik toplantısı gerçekleştirdi ve Ensar'la Muhacir'i henüz bu konuda ayet inmediği halde dünyada emsali olmayan bir kardeşlikle kardeş ilan etti” dedi.
Muhaddis Said El-Hudri'in ‘Peygamber (A.S) Bir gün bir hutbesinde Allah-u Teala bir kulunu dünyada kalmak ile ahiret arasında muhayyer bıraktı ve o kulda ahiret nimetlerini tercih etti' sözünü anımsatan Topal, şunları söyledi: “Bunu söyleyince Ebu Bekir'in ağlamaya başladığını gördüm. Neden ağlıyor diye hayret ederken biraz sonra anladım ki Ebu Bekir bizim en akıllımız çünkü Peygamber (a.s) ın bahsettiği kul kendisiymiş. İşte bu Hz. Ebu Bekir in peygambere düşkünlüğünü gösterir. Ey Ebu Bekir neden ağlıyorsun? Maddi ve manevi yardıma koşan sensin, bana en düşkün sensin, mağara arkadaşımsın eğer ümmetimden bir kişiyi dost ve kardeş edinecek olsam ben seni kardeş edinirdim ama etmedim zira İslam sebebi ile meydana gelen kardeşlik her şeyin üstündedir. ”Peygamber efendimiz Hz. Ebu Bekir'i o kadar sevmesine rağmen bütün müminleri aynı ölçüde severdi. Bu nedenledir ki sahabenin her birisi Peygamber bu toplumda en çok beni seviyor diye zannediyordu çünkü Peygamber efendimiz gerçek ve yürekten seviyordu asla kimseyi kayırmıyor ve ayrımcılık yapmıyordu. Ne yazık ki biz bu kardeşliği farklı kardeşliklere indirgedik. Biz Müslümanlar başka kardeşlikleri din kardeşliğine tercih edersek ahirette mesul olanlardan oluruz. İslam kardeşliği ilahi bir nimettir bu kardeşlikle birlikte yaşamanın bir takım olmazsa olmaz kuralları vardır en önemlisi sulh içerisinde olmaktır. Tartışmaları kavgaya dönüştürmeden sonlandırmaktır. Zira Peygamber Efendimiz “Ey müminler bir birinizle ilgi ve alakayı kesmeyin, basit sebeplerle dostluklarınıza son vermeyin, bir birinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin tutmayın, bir birinize haset etmeyin, ey Allah'ın kulları kardeş olun diye” buyuruyor. Müminlerin toplum olarak huzura erebilmesi için önce ailesinde birlikte yaşama usulünü bilmelidir. Eğer ailede beraber yaşamanın olmazsa olmaz kuralları bilinmiyorsa o toplumda birlikte yaşama ahlakından bahsetmemiz uygun olmayacaktır.”