Siyaset gemisinde kaptan değişir mi?

Zirve Dergisi'nin özel sayısında konuk ettiğimiz isimlerden biri de, İstanbul'da önemli yatırımları bulunan ve siyaseten de yakından tanınan BİNSAT Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Bingöl oldu.

Çocukluğundan bugüne hemen her aşamanın hikâye tadında aktarıldığı röportajda önemli paylaşımlarda bulunan Cengiz Bingöl, siyasete dair de dikkat çeken ifadeler kullandı.

Fırıncı tezgahında başlayan iş hayatının İstanbul'da bir holding patronluğuna dönüşmesinin çok da kolay olmadığını aktarırken, yaşadığı her hadisenin hayatına yansıyan birer tecrübe oluşunun da altını çizdi. Yöneltilen soruları içtenlikle yanıtlayan Bingöl, satır aralarında kamuoyunun ilk kez duyacağı konuları da şu ifadelerle dile getirdi.

İşte o röportajın detayları ve kendi ifadeleriyle sorulara yanıtları…

Cengiz BİNGÖL kimdir?

1973 Karlıova/Bingöl doğumluyum. İlk ve ortaöğrenimimi Karlıova'da tamamladım. Bu süre zarfında babama işlerinde yardımcı oluyordum diğer kardeşlerim gibi.

Babam Dava Vekilliği, kereste ticareti, fırıncılık ve market işleriyle iştigaldi. Babam ticareti öğrenmemizi çok istiyordu ve yaptığı işlerde de bizlere görev verirdi. Bizler de elimizden geldiğince o işleri layıkıyla yerine getirmeye gayret ederdik.

AĞAÇ KABUĞU SOYMAK BİR TERAPİ GİBİYDİ

Öncelikle çocukluğunuzdaki iş hayatınızla başlayalım. Neler yaptınız? Bir meslek edinebildiniz mi?

Babam, işlerinde farklılık yaratmayı, çığır açmaya çalışmayı seven biriydi. Fırınımızda çalıştırılmak üzere Osmaniye'den pide ustası getirmişti. Ben de ustanın yanında yetişip ustalık seviyesine geldim ama bana haz veren ve severek yaptığım en keyifli iş, kereste ticareti için alınan kavak ağaçlarının kabuk soyma işlemiydi. Terapi gibiydi ya da ben severek yaptığım için bana öyle geliyordu.

BABAM, TERÖRDEN KORUMAK İÇİN BENİ ELAZIĞ'A GÖNDERDİ

Okul hayatınız nasıl geçti?

İlk ve ortaöğrenimimi Karlıova'da tamamladım. Üniversiteye hazırlık için Elazığ'a gönderildim. Burada İbrahim Taşel'in sahibi olduğu İstanbul Dershanesi'nde (Sonradan adı Final Dershanesi oldu) üniversiteye hazırlandım. Hukuk okumak istiyordum ancak istediğim bölüm gelmeyince tecilimi bozup askere gittim.

Hayallerinize ulaşmak için neden bir yıl daha çalışmayı denemediniz?

Karlıova'dan Elazığ'a gidişimin sebepleri vardır. Babamın hayat ve siyasi çizgisi belliydi. Refah Partisi İlçe Başkanlığı yapan, saygınlığı bulunan bir esnaftı. Bizleri de bu minvalde yetiştiriyordu. Ancak o yıllarda terör örgütü PKK gençler üzerinde ciddi bir etkiye sahipti. Bu etkiye kapılmamam, bir nevi örgütün tuzağına düşmemem ve o dönemki karanlık olaylar arasında bir kazaya kurban gitmemem için Elazığ'a gönderildim. Haliyle dilediğim bölüm olmayınca da, bir yıl daha çalışmak yerine askere gitme kararı aldım. Daha sonraki yıllarda işletme fakültesini bitirerek eğitimimi tamamladım.

MUSTAFA GÜNDOĞDU YANIMDA ŞEHİT OLDU

O dönem sivil yaşamdaki terör endişesi askerlikte de yaşanıyordu. Böylesi zorlu bir süreçte askere gitmenin tereddütlüğünü yaşamadınız mı?

Yıl 1993. Acemi birliğini Samsun'da tamamlayınca usta birliği dağıtımım Ağrı Komando Taburuna çıkmıştı. O dönem terörün en şiddetli zamanları. Sürekli operasyonlardaydık…. Bingöl'de mahalle ve okul adı verilen Şehit Mustafa Gündoğdu ile aynı bölükteydik. Operasyona gittik ve baskın yedik. Mustafa Gündoğdu, yanımda şehit oldu. Hayatımda beni en çok etkileyen, uzun süre etkisinden çıkamadığım ve halen hafızamda tazeliğini koruyan bu olayda bir hemşerimi, kardeşimi, asker arkadaşımı kaybetmiştim. Unutamadığım olaylardan biridir…

SİYASETLE İŞTİGALİM İSTANBUL'DA BAŞLADI

Askerlik dönüşü Karlıova'da yine baba mesleklerine devam mı ettiniz?

Vatani görevimi tamamlayıp Karlıova'ya döndükten hemen sonra İstanbul'a geldim. 1995'in başlarında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı.

Burada işe girdim ve İBB'de Florya Turistik Tesislerinde (Meşhur 11'ler) Tesis Amiri olarak çalıştım. Kadromuz işçi olduğu için siyaseten de rahattım. Refah Partisi Gençlik Kolları Başkanlığı'na kaydoldum ve Başkan Yardımcılığına kadar yükseldim.

Refah Partisi kapatılınca Fazilet Partisi'yle yola devam ettik. Önceki dönem Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nurettin Nebati Fazilet Partisi Bakırköy İlçe Başkanı oldu, ben de İlçe Başkan Yardımcısı... Sonra Fazilet Partisi kapatılınca ben de siyasete ara verdim.

1998'de babam vefat edince kardeşim Arafat Bingöl ile birlikte temizlik ve güvenlik şirketi kurunca ticaret hayatımız başlamış oldu. Hizmet sektöründe kendimizce yer edinmeye çalışıyorduk…

SAADET'E GEÇMEYİNCE SÜRGÜN YEDİK

Siyasetten bir süreliğine de olsa kopmak zor olmadı mı?

Siyasetten kopmamıştım ama ara vermiştim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna idi. Saadet Partisi kuruldu, oraya geçmeyince kurum içinde sürgün yedik. İşçi kadrosunda olduğumuz için de kanal temizliğine verdiler, türlü türlü sıkıntılarla karşı karşıya bıraktılar.

SİYASETİ İSTANBUL'DA YAPSAK DA AKLIM ANKARA'DA İDİ…

Yaşadığınız sıkıntılar çok sürdü mü? Neden Saadet Partisi'ne katılmadınız?

Kapanan Fazilet Partisi'nin devamıydı Saadet. Ama bizler Tayyip Bey'i bekliyor, bu yüzden de yaşadığımız sıkıntılara sabrediyorduk. AK Parti'nin kurulma aşamasında, özel sektör işlerimizin de verdiği özgüvenle ücretsiz izne ayrıldım. AK Parti kuruldu, Bakırköy İlçe Başkan Yardımcısı olarak görev alıp çalışmalarımıza başladık.

İlk seçimde AK Parti iktidar oldu ve İBB'de sürgün yediğim yerde Başmüdürlük teklif edildi. Ama benim aklım Ankara'daydı… Kültür-Tesis tecrübemden ötürü AK Parti Hükümetinin ilk kabinesinde Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Güldal Akşit'in Özel Kalem Müdürü ve Başdanışmanı olarak görev aldım. Güldal Hanım daha sonra “Kadın ve Aileden Sorumlu” Devlet Bakanı olunca burada da aynı görevde çalışmaya devam ettim. 2006'da Güldal Hanımın Bakanlık görevi sona erince bizim de Ankara serüvenimiz noktalanmış oldu ama burada siyaseti ve bürokrasiyi iyi öğrenme fırsatımız oldu.

KAMUDAN İSTİFA EDİP ÖZEL SEKTÖRDE VARLIK ARAYIŞIMIZI SÜRDÜRDÜK

İstanbul'a dönünce neler yaptınız?

Ankara'dan İstanbul'a dönünce Bahçelievler Belediyesi'nde 1,5 yıl süreyle Çevre Koruma ve Temizlik İşleri Müdürlüğü görevini yürüttüm. 2007'nin sonunda kamu görevimden istifa edip kardeşim Arafat Bingöl ile birlikte özel sektör çalışmalarına ağırlık verdim.

BİR GECEDE 10 BİN PERSONEL KAYBETTİK AMA KURUMSAL YAPIYLA AYAKTA KALDIK

Özel sektörde istediğiniz sonucu yakalayabildiniz mi?

Taşeron yasası yoktu o dönem. Kamu ihalelerine girmeye başladık. 10 kişilik Ramazan Çadırı Koruma ve Temizlik işlerini yaparken Rabbimin izniyle işlerimiz büyüdü ve 17 Bin kişilik bir çalışma kadrosuna ulaştık. Tabi bu esnada inşaat işlerine de girdik. Ancak istediğimiz neticeyi alamayınca asıl işimiz olan güvenlik ve temizlik hizmetlerine yoğunlaştık.

2017 yılının sonlarında Taşeron Yasası çıktı ve tasarının yasalaştığı gün 10 Bin personelimiz bir gecede kamu personeli oldu. Bir günde 10 Bin personelin kaybı ve kamudaki bu olanağımızın sekteye uğramasına rağmen kurumsal yapımız sayesinde özel sektördeki büyüme hedefimizi sürdürdük.

İSTANBUL'UN İLK TERMAL OTELİNİ AÇMAYA HAZIRLANIYORUZ

Bunca personel ve bir bakıma da iş kaybettiniz. Sonrasında nasıl devam etti işleriniz?

Yeni Havalimanı inşa edildi ve hizmet sektöründe büyük bir mücadelenin neticesi olarak buraya girmeyi başardık. Dünyanın ve ülkenin birçok firmasının girmek istediği Yeni Havalimanı'ndaki 8 iş kolunun tamamını (Temizlik, Lojistik, Kurye, Vale, Araç Yıkama, Renault Yetkili Servisi, Bosch Car Yetkili Servisi, özel firma temizlik işleri) aldık. Çoğu iş kolumuz 2018'den beri devam ediyor. Şu anda 11 Bin personelle kamu ve özel sektördeki birçok iş kolunda (Turizm, Catering, Ulaşım, güvenlik, temizlik, teknik, Otomotiv, cafeterya işletmeciliği, ilaçlama, peyzaj) hizmetlerimiz devam ederken, İstanbul'a ilk geldiğim dönemdeki çalışma alanım olan turizm sektörüne de girdik. Son 3 yıldır bu alanda da bir dizi çalışmalar yürütüyoruz.

Topkapı'da Porta Romanos adında 80 yataklı butik bir otelimiz var. Hedefimiz, hizmet sektörünün yanı sıra turizm sektöründe de etkin ve kalıcı bir yer edinmek. Bu kapsamda İstanbul'un ilk termal otelini açmaya hazırlanıyoruz. Beylikdüzü'nde 220 odalı termal otel, 80 yataklı fizik tedavi hastanesi ve Sağlık AVM, 260 Residence Projesi kompleksini nasip olursa 2025'in başlarında hizmete açacağız.

Dünyayı etkileyen Covid-19 nedeniyle havalimanında işler bayağı daralmış ve bu durumdan ziyadesiyle etkilenmiştik. Ama kurumsal yapımız ile bu sürecin de üstesinden geldik.

Bunca personel çalıştırırken beni mutlu eden husus; Bingöllü çok sayıda hemşerimize İstanbul'da iş imkânı sunabilmek… Manevi açıdan rahatlatıcı bir motivasyon oldu.

BİNGÖL'DE DE TERMAL OTEL PLANLAMAMIZ VAR

İstanbul'da bunca önemli yatırımı yaparken Bingöl'e de bir yatırım yapma düşünceniz var mı?

Bingöl ölçeğindeki bir ilden çıkıp dünya şehri İstanbul'da yer edinmek, ayakta kalmak, büyümek ve binlerce insanın ekmeğine aşına vesile olmaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz. Bu gururu yaşarken Bingöl için de hedeflerimizi planlıyoruz.

Bu çerçevede Ilıcalar Beldesi'nde 5 yıldızlı Termal Otel inşa ederek kaplıca ve sağlık turizmi konusunda Bingöl'e de uzanmak, burada bu alandaki turizm atılımlarını geliştirme ve yaygınlaştırma hedefimiz var çalışmalarımız devam ediyor.

Sivil toplum örgütleriyle de yakın ilişkileriniz ve aldığınız ödüller var.

İbn-i Haldun Üniversitesi, İlim Yayma Vakfı ve diğer bazı sivil toplum örgütleriyle yakın iş birliklerimiz sürüyor. Sivil toplumla bağımız dün olduğu gibi yarın da devam edecek.

Çukurova Havalimanı'nda da yer aldınız. Oradaki iş alanınız neler? Bu havalimanının bölgeye katacağı değeri nasıl yorumlarsınız?

İstanbul Havalimanı'ndaki tecrübelerimizi bir bakıma buraya da taşımış olduk. Burada da Temizlik, Catering, lojistik, otopark, ilaçlama ve Lounge işletmesi alanlarında faaliyet göstererek hem iş gücümüzü arttırmış olacağız hem de yeni istihdama katkıda bulunacağız.

Bu havalimanı Adana ve Mersin bölgesini kapsayan, çok daha yoğun uçuş trafiğine sahip, önemli donanımları bünyesinde barındıran ve hem Adana hem de Mersin'e neredeyse aynı mesafede yer alan önemli bir eser. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Bir yemek fabrikası hazırlığını olduğunu da duyduk sosyal medya paylaşımlarınızdan. Günlük 150 Bin kişiye sıcak aş imkânı sunacak bu fabrikanın özelliği ve neden bu alanda bir yatırıma yöneldiğiniz, öğrenebilir miyiz?

Bu soruya “Yemek yenmeden yaşanır mı? Onun için yemek fabrikası kurduk” esprisiyle yanıt vermiş olayım.

Fabrika merkezimiz İstanbul Esenyurt'ta olacak. Ramazan ayı iftar programları, toplu yemek organizasyonları ve yoğun katılımlı özel davetlerle alakalı alanlarda hizmet sunacak. Vardiyalı çalışınca 300 kişiye istihdam sağlanmış olacak.

Biraz daha küçüğünü, 100 kişilik istihdam olanağı sunacak şekilde Çukurova Havalimanı'nda kurduk. Bu alanda da yeniliklerimizi sürdüreceğiz inşallah.

“GEMİ BATTIĞI YERDEN ÇIKARMIŞ” DERLER! ELBET BİR GÜN…

Siyasete dönecek olursak, aslında siyasi tecrübesi olan bir isimsiniz ama hep geride beklediniz. Neden siyaseten bir göreve talip olmadınız?

Birlikte siyaset yaptığım birçok yol arkadaşım Bakan, milletvekilli ve belediye başkanı oldu. İstanbul'da siyasete devam etmiş olsam çok önemli makamlara gelme şansım olurdu. Lakin, Bingöl'de siyaset yapma yoluna girdik. Büyük ağabeyim Şahin Bingöl'ün yolunda yürüdük, onun yanında durmayı tercih ettik.

Bingöl'de siyaseten hedefimize ulaşamamamızın sebebini çözebilmiş değiliz. 2011'de az bir farkla kaybettik, sonrasında bir türlü istediğimizi yapamadık. Siyasi olarak memlekete faydalı olabilme fırsatını bir türlü yakalayamadık. Temayüllerde varız, halkta varız, anketlerde varız ama bir türlü sonuca varamıyoruz, biz de “Nasip” diyor, “Hakkımızda hayırlısı” diyerek teselli oluyoruz.

Bingöl haricinde başka yerde siyaset düşüncemiz yok. Halkımıza hizmet yolunda mücadelemizi sürdüreceğiz. “Gemi Battığı yerden Çıkarmış” derler! “Elbet bir gün” diyelim.

GEMİDE KAPTAN DEĞİŞİR Mİ?

Bu soruyla muhtemelen pek çok kez karşılaşmışsınızdır. “Gelecek süreçte gemide kaptan değişir mi?”

Bu soruyla çok kez karşılaştığım doğrudur. Bingöl'de de, İstanbul'da da, Ankara'da da bu tarz söylemlerle, neden siyasete girmediğimle ilgili telkinlerle karşılaşıyorum. Bunu zaman ve günün şartları gösterecek. Şimdilik ticaretimizde, öz işimizde enerjimizi harcayacağız. Siyaset zamanı gelince detayları vaktince konuşacak, şartların gereklerine göre bir tavır sergileyeceğiz elbette.

İki yıl üst üste seçim geçiren bir ülkeyiz. Mayıs ayında Türkiye zorlu bir sınavdan geçti ve milletimizin güven oyu ile Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde AK Parti kadroları Türkiye'ye hizmet etme görevini sürdürme başarısını gösterdi. Seçimin hemen akabinde kabine ve bürokrasideki değişim toplumda ciddi bir güven yarattı. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz'ın bu kadronun liderlerinden olması gurur ve onur verici bir olay. Bingöl'e önemli hizmetleri olan bir siyasi büyüğümüzün şimdiki sorumluluğu çok daha ağır. Ama ekonomiyi, planlamayı ve siyaseti bilen bir isim, bu bilgi birikimiyle ülkemize çok önemli kazanımlar sağlayacağına da yürekten inanıyor, görevinde muvaffakiyetler diliyorum.

Mart 2024 mahalli idareler seçiminde ise AK Parti istediğini alamasa da gelecek için Sayın Cumhurbaşkanımız öncülüğünde iyi bir hazırlık söz konusu. Değişim, dönüşüm ve enflasyon sorununun giderilmesiyle Türkiye için yeni bir başarı hikayesi yazacağına inanıyoruz.

GEÇMİŞİMİZLE GURUR DUYUYORUZ

Karlıova'dan çıkıp İstanbul'da holding patronu olmanızın çevresel etkilerini nasıl özetlersiniz?

Fırında çalışmış olmak, emekle harmanlanıp iş hayatını öğrenmek hayatımın en önemli süreçlerinden biri. Fırıncılıkla başlayıp iş dünyasında emin adımlarla devam eden yükselişimiz yer yer yadırgansa da bizler geçmişimizle gurur duyuyoruz.

Geldiğimiz nokta emek, gayret ve sabrın neticesidir. Ve tabi ki nasiptir. Asla yaptığımız, ekmeğimizi kazandığımız, alın teri döktüğümüz işlerden utanmadık, utanmayız da...! Bugün Holding patronluğumuz konuşuluyordur belki ama kanalizasyonda da çalışmışlığımız var. Bunu da açıkça söyleriz. Nihayetinde utanılacak bir şey yapmadık, Sorumluluklarım ve yüküm ağır. Bunun farkındayım. Bu bilinçle çalışıyor ve geleceğe emin adımlarla yürüyoruz. Rabbim bizleri mahcup etmesin.

Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mı?

Yaşamımızı bir film tadında gözümüzün önünden geçirmemizi sağlayan ve kendimizi bir nebze de olsa ifade etme fırsatı sunan bu güzel söyleşiniz sizlere teşekkür ediyor, sabırla okuyan tüm okurlara da saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.