Kot taşlama atölyelerinde çalışan ve yakalandıkları silikozis hastalığı nedeniyle hayattan kopan isimlere bir yenisi daha eklendi. Bingöl'ün Karlıova İlçesi'nden Ercan Akyürek, amansız hastalığa yenik düşerek hayatını kaybetti.
Son yaşanan ölümle birlikte Türkiye'de şu ana kadar 74, Bingöl Karlıova'da ise 20 kişi bu hastalıktan dolayı yaşama veda etti. Silikozis hastalığından yaşanan ölümlerle ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim ve Toplum Gönüllüsü Semiramis Karaarslan, çocukken hayali öğretmenlik olan Ercan Akyürek'in ilkokulu bitirdikten sonra okulu bırakmak zorunda kaldığını, önce çobanlık, sonra da hayvancılığı bırakıp geçimlerini sağlamak için akrabalarının çalıştığı İstanbul'daki kot taşlama atölyelerinde çalışmaya gittiğini anlattı.
Karaarslan: “Köyden birinin kot taşlama atölyesinde iş bulmasıyla da felaket kapılarını çaldı. Ercan ve bir yaş küçük kardeşi Erhan da 2000'de sevinerek işe girdiler. Mahmutbey'deki atölyede, toz bulutunun içinde yerlerini aldılar. Erhan 18'indeydi, Ercan 19'unda. Sekiz kişinin çalıştığı atölyede nefes almak zordu. Basınç makineleriyle kotlara tuttukları kumu solumaktan ne kalitesiz maskeler koruyabildi ne de küçücük hava fanı. Bir de tozun biriktiği kör odalar vardı ki, ilk ölen işçiler 50 TL'ye orayı temizleyenler oldu. Merdiven altı ve denetimsiz çalıştıkları bu iş yerlerinde 12 saat nefes nefese, kotları beyazlatmaya devam ettiler. Erhan askere gidince hasta olduğu ortaya çıktı. İlk önce verem denildi, sonra silikozis olduğu anlaşıldı. Ve silikozisin varlığı onunla ortaya çıktı... Çocuklara haber salındı, kimi hastaneye gitti, kimi iyi olduğunu düşünüp gitmedi. Gidenler de ellerine bir rapor tutuşturulup, “İyi beslenin, yorulmayın” diye tembihlendi. Erhan kısa sürede yatağa düştü. Ercan'sa hasta olduğunu bile bile, çalıştığı her günün onu ölüme yaklaştırdığını göre göre, nefesi iyice kesilip, yataktan çıkamaz hale gelene kadar çalıştı. İstanbul'da hurdacılık yaptı. Başka şansı yoktu. Ve Erhan 2004'te öldüğünde 22 yaşındaydı. Bu kez ölen Ercan idi. Henüz 30 yaşındaydı ve ölümüyle geride gözü yaşlı bir eş ve biri 9, diğer 10 yaşında iki evlat bıraktı. Kederli ailesinin acısını paylaşıyor, cennet mekânı olsun diyorum. Yıllardır onlarla birlikte hangi şartlarda yaşadıklarını ne içip ne yediklerini, oksijenleri bitince nasıl nefessiz kaldıklarının birebir tanığı oldum. Kotlar beyazladı ama onların hayatları bir bir kararıyor, geride gözü yaşlı ailesi ve çocuklarını bırakıp gidiyorlar” dedi.