Barış ve Demokrasi partisi (BDP) Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, ülke genelindeki çatışma ortamı, Hacılar'da 8 polisin şehit edildiği saldırı ve aynı akşam BDP İl Binasına yönelik saldırıları değerlendirdi. Başsağlığı dileklerini paylaştığı değerlendirmesinde Bingöl'de partilerine yönelik saldırılara da değinen Baluken, Güvenlik Şube Müdürünün tehditlerine dikkat çekti ve saldırının polis eşliğinde yapıldığını savundu.
BÜTÜN SORUMLULUK HÜKÜMETİNDİR
“Türkiye'de yaşanan savaş politikaları neticesinde çatışmalı süreç her geçen gün daha fazla derinleşmektedir. Çatışmalı sürecin derinleşmesi beraberinde ölümler ve acıları da çoğaltmaktadır” diyen Baluken: “Son birkaç gündür yaşanan çatışmalarda asker, polis, gerilla bu toprakların onlarca genci yaşamını yitirmiştir. Her şeyden önce çatışmalarda tüm yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ve halkımıza başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Çatışmalar sonucu yaşanan acıların ve ölümlerin bütün sorumluluğu savaş politikalarında ısrar eden, soruna güvenlik eksenli politikalarla yaklaşan zihniyet ve bunun yürütücüsü hükümet olduğunu belirtmek gerekir. BDP olarak başından beri akan kanın durması ve onurlu bir barışın yaşanması için bugüne kadar hükümete defalarca çağrı yaptık. Fakat AKP hükümeti bir yandan savaşı derinleştiren politikalarda ısrar ederken diğer yandan yaşanan acılardaki sorumluluğunu saklamak amacıyla partimizi hedef haline getirmeye çalışan söylemler ve pratik içerisinde bulunmaktadır. AKP'nin bu söylemleri yerelde AKP'nin valileri ve emniyet müdürlerinin de dâhil olduğu kampanyalarla örgütlenip, meşrulaştırılmaya çalışılması toplumsal barış ve kamusal tarafsızlık açısından da son derece kaygı verici bir aşamanın işaretleridir” dedi.
BDP İL BİNASINA YÖNELİK SALDIRI
Değerlendirmesinde Bingöl'de Pazar günü akşam saatlerinde BDP İl Binasına yönelik saldırılara da değinen Baluken, polisi suçladı.
Baluken: “AKP'nin emniyet müdürlükleri de savaş politikalarının derinleşmesi amacı ile BDP'ye yönelik saldırılarda ön planda yer almaktadırlar. Bingöl'de BDP İl Binamıza yönelik içlerinde sivil polislerin de bulunduğu 15 kişilik bir grup tarafından saldırı gerçekleştirilmiştir. Söz konusu saldırganlar polis eşliğinde ve denetiminde saldırdıkları il binamızda maddi hasara yol açarak yine polis denetiminde saldırılarını sonlandırmıştırlar. Saldırı sonrası parti binamız önünde toplanan halkımıza ve il yönetimimize yönelik Bingöl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü tarafından ölüm tehditlerinin yapılması söz konusu saldırının kimler tarafından organize edildiği ve saldırı ile amaçlananın ne olduğunu ortaya koymaktadır. Parti binamıza yönelik gerçekleşen saldırı sonucu gözaltına alınan kimsenin olmaması, hukuksal süreçlerin başlatılmaması, Valinin, Emniyet Müdürünün ve yargının BDP'yi dışlayan, ötekileştiren yaklaşımları BDP'ye yönelik saldırılarda da taraf olduklarını gösteren tutumlardır. Belirtmek gerekir ki; söz konusu adli ve idari makamlar görevlerini yerine getirmediği sürece halkımız kendini, partimizi ve seçilmişlerimizi koruma gücünü ortaya koyacak iradeye ve kararlılığa sahiptir. Parti binamıza saldırının yaşanması sonucu il binamız önünde toplanarak partimize sahip çıkan halkımızın direnişi bu tür tehlikeli komplolara verilen en iyi cevaptır.”
“MÜZAKEREYE DAYALI ÇÖZÜM İÇİN ADIM ATILMALI”
Türkiye'de artan çatışmalı süreçle beraber her gün onlarca gencin yaşamını yitirdiğini söyleyen Baluken, şöyle devam etti.
“Neredeyse Suriye'deki iç savaştan bile fazla sayıda insanımız her gün yaşamını yitirmektedir. Buna rağmen AKP'li bir bakan dün yaptığı açıklamada, daha önceki süreçte yine AKP'lilerin söylemi olan üç beş Mehmet sözünü aratırcasına, bunca ölüme rağmen yaşanan savaşın kendi gündemlerine giremeyeceğini belirtmektedir. Yaşanan acıları gündemine almaya niyeti olmayanlar, tüm bu acıların da baş sorumlusudur. Açıktır ki; savaş devam ettikçe can kayıpları artacak, acılara yeni acılar eklenecektir. Yaşanan acılara son vermek ve toplumsal barışı inşa etmek için AKP hükümetinin demokratik müzakereye dayalı çözüm için adım atması, Kürt sorunun çözümüne yönelik planını bir an evvel açıklaması gerekmektedir. Toplumsal barışa en fazla tutunmamız gereken zamanlardan geçtiğimizin bilinciyle hareket etmemiz gerektiğini belirtir, kamuoyuna saygı ile sunarız.”