'Sağlıkta şiddet yasası istiyoruz'Sağlıkta şiddet yasası için başvuru yaptıklarını aktaran Alban: 'Sağlık çalışanına şiddet uygulayan herkese meselenin nerde sona ereceğini, devletin gücü gösterecek, sağlık çalışanlarının can güvenliğini temin edecek bir yasal düzenleme olması için TBMM'ye başvurumuzu yaptık.'Korona virüs salgınının en fazla bulaşacağı grubun sağlıkçılar olduğunu anımsatan Bingöl Türk-Sağlık Sen Şube Başkanı Kenan Alban, masa başında olan tüm sağlıkçıların sahada olması gerektiğini belirtti. Alban; “Bilindiği üzere COVID-19'a bağlı pandemi tanı, takip ve tedavi sürecinde virüse en fazla maruz kalan grup Sağlık çalışanları, hem kendileri hasta olma riski hem de hizmet verdikleri hastaları virüsle tanıştırma potansiyeline sahipler. Virüse ne kadar uzun süre ve yoğun miktarda maruz kalınırsa hastalanma riskinin ve dolayısıyla bulaştırıcılığın da o kadar artacağı öngörülüyor. Bununla birlikte fiziksel ve zihinsel yorgunluk, uykusuzluk gibi faktörler de bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek virüse bağlı hastalanma ihtimalini yükseltiyor. Sağlık çalışanları cephede virüse karşı kahramanca bir mücadele verirken cephenin şartlarını en iyi seviyede tutmak cephe gerisinde ki herkesin görevidir. Cephede virüsle kahramanca mücadele eden sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonunun bozulmaması, çalışanların iş yükünün azalması için masa başında çalıştırılan sağlık çalışanları derhal sahaya gönderilmeli. Bu salgın hastalık sürecinde kendine yakın sağlık çalışanlarını cephe gerisinde tutan, nöbet yazmayan, masa başında sağlıkçı çalıştıran idareciler tespit edilerek gereği yapılmalıdır” dedi. “SAVAŞTA DAHİ DOKUNULMAZLIĞI OLAN SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞİDDET KABUL EDİLEMEZ” Bu süreçte sağlık çalışanlarına koruyucu ekipman temin edemeyen idarecinin oturduğu koltukta hakkı olmadığını sert bir dille ifade eden Alban, sağlık çalışanları için yasa başvurusu yaptıklarını da aktardı. Alban, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Bu süreçte öncelik sağlık çalışanlarının sağlığını korumak olmalı ; Bu nedenle tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında koruyucu ekipman ve malzeme konusunda en ufak bir eksiklik veya aksilik yaşanmamalıdır. Hiçbir idareci koruyucu ekipmanımız yok diyememelidir. Çalışanına koruyucu ekipman temin edemeyen idarecinin oturduğu koltuğu işgal etmesinin hiçbir anlamı yoktur. Savaşta dahi dokunulmazlığı olan sağlık çalışanlarına şiddet kabul edilemez. Bu nedenle sağlıkta şiddet yasası istiyoruz. Türk Sağlık Sendikası olarak Sağlık çalışanına şiddet uygulayan herkese meselenin nerde sona ereceğini devletin gücü gösterecek, sağlık çalışanlarının can güvenliğini temin edecek bir yasal düzenleme olması için TBMM'ye başvurumuzu yaptık. Gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Sendikamız tarafından İçişleri Bakanlığı'na bir başvuru yapılarak Covid-19 Pandemisi ile mücadele hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılması için gerekli düzenlemelerin yapılması istendi. Sendikamız tarafından yapılan başvuruda şehitlik ve gazilik kavramlarının askeri bir anlam taşısa da ülkemizde kimi durumlarda görevi sırasında gerçekleşen sebeplerle hayatını kaybedenlere “şehit”, sakat/malül kalanlara ise “gazi” unvanı verildiği hatırlatıldı. Mevcut COVİD-19 pandemisi ile en ön safta mücadele eden ve bütün Türk Milleti'nin sağlığı için kendi hayatlarını riske atarak görev yapan sağlık çalışanlarımızın bu mücadelesi sırasında virüse yakalandığı ve maalesef bazı sağlık çalışanlarının da hayatını kaybettiği görülmektedir. Toplum sağlığı mücadelesinin kahramanları olan sağlık çalışanlarından COVİD-19 ile bu mücadele sırasında yahut ileride herhangi bir salgın sebebiyle mücadele sırasında, şiddet sonucu veya meslek hastalıkları sebebiyle hayatını kaybetmeleri nedeniyle kendilerinin Türk Milleti adına büyük önem arz eden “şehit” olarak, söz konusu durumlar sebebiyle sakat/malül kalmaları durumunda ise “gazi” olarak kabul edilmesi talep edildi. Başvuruda bu statülerin getirdiği haklardan faydalandırılması hususunda gerekli düzenleme ve çalışmaların yapılmasını istendi.” YORUM YAZIN
|
|