Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Baroları Bitlis'te toplanarak, güncel, hukuki ve mesleki sorunları görüştü.
Toplantının ardından Bingöl Barosu tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında, baroların 5 maddede mutabık kaldıklarını bildirdi.
Seçim sürecinde Ağrı, Bingöl, Erzurum ve Diyarbakır'da yaşanan saldırılara değinilen açıklamada, “Henüz bu saldırıların acıları dinmemişken ve yine Diyarbakır'da İhya-Der Başkanına dönük saldırı ve sonrasında meydana saldırılar sonucunda 4 kişi daha yaşamını yitirmiştir. Her şeyden önce kimden gelirse gelsin, yaşam hakkına ve toplumsal barışa dönük bu saldırıları kınıyor, yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. İhya Der'e yapılan ve sonrasında meydana gelen diğer saldırılar ile farklı toplumsal kesimler çatıştırılarak, 90'lı yılların Devlet ve yönetim anlayışının hâkim kılınmak istendiği çok açıktır. Halkın sağduyusunun bu kirli oyunu bozacağına inanıyoruz” denildi.
7 Haziran'da yapılan seçimler ile toplum iradesi tezahür etmiş ve 4 partili meclis aritmetiğinin oluştuğu ve seçmen oylarının büyük oranda mecliste temsil edildiği kaydedilen açıklamada, “Ancak bu sonuca rağmen, seçim barajının bir an önce kaldırılması ilkesel olarak kabul edilmelidir” denildi.
Mevcut Anayasa, Kürt sorunu ve yargı konularının yer aldığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Mevcut Anayasa'nın toplumsal ve siyasal ihtiyaçları karşılamadığı bu nedenle aslında mevcut siyasal sorunların kaynağı olduğu ve acilen değiştirilmesi gerektiği açıktır. Bu konuda oluşan toplumsal konsensüse rağmen, iktidarlara sunduğu olağanüstü nimetler nedeniyle de bir türlü vazgeçilmeyen anayasa ile yönetilmenin ayıbı ortadan kaldırılmalıdır. Mevcut Anayasa'ya ilişkin hiçbir rezerv kabul etmeden, çağcıl, çoğulcu, eşitlikçi bir Anayasa hazırlamak yeni Meclis'in temel görevi olmalıdır. Kürt sorununun barışçıl çözümünü hedefleyen süreç geldiğimiz nokta itibariyle bütün bir topluma mal olmuştur. Bu nedenle yeni oluşan Meclis'in bir bütün olarak barış sürecini sahiplenmesi temsil görevlerinin bir gereğidir. Gerek temsil gerekse yasama faaliyetleri ile barış arayışlarına sahip çıkmak yeni dönemin temel prensiplerinden olmalıdır. Bugün Türkiye maalesef bütün siyasal soysal meselelerini yargı üzerinden çözmeye çalışmakta, doğal olarak yargı bütün tartışmaların odağında yer almaktadır. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının teminini sağlayacak bir yargı reformu adalet duygusunun temini ve toplumsal barış için şarttır. Yargının tali bir unsuru gibi görülen savunma makamını dolayısıyla savunma hakkını güçlendirecek yeni bir Avukatlık Yasasının da bu bağlamda değerlendirilmesi ve bütün bu süreçlere Baroların dâhil edilmesi gerekmektedir.”