Faruk Baylaz, uzun zamandır Bingöl'ün siyaseti içerisinde yer alan ve Bingöl'ün siyasetini çok iyi bilen isimler biri. Baylaz, anayasa değişikliğinin yetersiz bulduğunu ama her şeye rağmen kullanacağı oyun “evet” olacağını ifade ediyor.
Bu anayasa değişikliğinin yetersiz olduğunu ifade eden Faruk Baylaz: “Çünkü asıl yapılması gereken; demokratik açılımlar, çoğulcu demokratik adımlar, geçmiş ile hesaplaşma ve daha fazla maddenin gündeme alınması olmalıydı. Bana göre bu anayasa değişikliği; bir takım beklentilerin ve zorunlulukların kamufle edilerek kamuoyuna sunulduğu bir değişikliktir. Yapılmak istenen ile önümüze sunulan ayrı şeylerdir. Örneğin asıl amaç 12 Eylül hesaplaşması gibi görünüyor, iktidarın bugünkü varlıklarını 12 Eylül dönemine borçlu olduğunu tüm kamuoyu biliyor, bu inandırıcılığını yitiriyor. Asıl amacın, Türkiye'nin iç dinamikleriyle bir çatışma ortamı yaratılmak istendiği hissi uyandırıyor, bu da ülkede yaşayan herkesin zararına olur.” diyor.
12 Eylül'deki referandumda kullanacağı oyun rengini de belirleyen Baylaz: 12 Eylülde yapılacak referandumda kullanacağım oyum her şeye rağmen “evet” yönünde olacaktır. Çünkü bu olaya partiler üstü bir olay olarak bakıyoruz. Tamam, yetersizdir; fakat cesurcadır. İleriye yönelik bazı hantallaşmış devlet yapısının değiştirilmesinde bir ön açılımdır. Tabulaşmış bazı konuları tartışmaya açtığı için gereklidir. Tartışılmaz, eleştirilmez, dokunulmaz denen konuları gündeme getirdiği için gereklidir.” şeklinde konuştu.
Referandumda Bingöl'den nasıl bir sonuç çıkacağını da değerlendiren Faruk Baylaz: “Bence Bingöl'de kullanılan oyun p–80 i EVET olacaktır; ma bu bugün ki iktidarın güven oylaması şeklinde algılanmamalıdır. İlimizin daha önceki referandumdaki sergilemiş olduğu hassasiyetlerinde ön plana çıkacağı, bir eski hesaplaşmanın göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Referandum sonrası gelişmelere de değinen Baylaz: “Sonuç ne olursa olsun ülkemiz ve bölgemiz için hayırlı olmasını ümit ediyorum. Fakat her iki durumda da belirli bir süreç başlanmış olacaktır. Sandıktan çıkacak “hayır”ın bu süreci durduramayacağı gibi, sandıktan çıkacak olan “evet”inde çok fazla önünü açmayacaktır. Çünkü bu bir halk beklentisidir. Sistemin zorunlu sürecidir. Partiler üstüdür. Yani su kendi mecrasında akmaya devam edecektir. Ülke genelinde bir kararsızlık, bir kafa karışıklığı olduğunu düşünüyorum. İktidar ve muhalefet ülke gündemine gelen her konuda kendi türbinlerine oynuyorlar. Kamuoyunda bir bilgi kirliliği var, mesela bu oylamaya evet diyeninde, hayır diyeninde; neden evet ya da hayır dediğini bilen çok az kişi vardır. Bunu en güzel şekilde Sayın Başbakan bir ilimizdeki mitinginde açıklıyor. Sayın Başbakan etkileyici hitabetiyle halkı coşturuyor, tüm sorulara evet dedirtiyor; fakat Kılıçdaroğlu türban sorununu çözebilir mi diye soruyor. Hayır, cevabı beklenirken halk o kadar şartlanmış ki buna da evet diyor. Buna Başbakan bile gülüyor.” şeklinde konuştu.
Baylaz, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yapılan protestoyu da doğru bulmadığını dile getirerek: “Bir başka örnekte ilimizden; geçen gün Bingöl'e Kılıçdaroğlu geldi, uzun zamandan sonra CHP bölgemize ilk kez geliyor. Bu çok önemlidir, rekabet açısından, bölgenin kalkınması açısından çok önemlidir. Fakat Kılıçdaroğlu hayır dediği için bazı hemşerilerimizin taşkın davranışları Bingöl'e, Bingöl'ün misafirperverliğine yakışmamıştır. Bingöl'de siyaset bu şekilde yapılmamalıdır. Tamam, beğenmezsin düşüncelerini paylaşmazsın, oyunu vermezsin olur biter; neden yuhluyorsun ki? dedi.
Ülkenin geleceği hakkında da ön görülerde bulunan Baylaz: “Ben gelecekten umutluyum. Şimdi taşlar yerine oturduktan sonra her şey netleşir. Bizim halkımız sağduyuludur, iyi niyetlidir. Halkımız gerçekleri çabuk kavrar, insanları en tepelere taşıdıkları gibi hak etmeyeni de tepetaklak yapar. şeklinde ifade etti.