Şubat ayında provalarına başlanacak ve ‘Gönül gözü gören bir adamın hikâyesi' sloganıyla sahnelenecek ‘Rençber' oyunu, Rençber Aziz'in ‘Çıra Çıra, Ina Kenek Kum Ca Rawa, Hamal Seyfettin ve Brawo' isimli eserlerinin hikâyelerini ele alacak. Dönemin şartlarına ve darbe rejimlerine karşı eleştiri unsurları da içeren oyunun gösterim tarihleri ise 1-2-3 Mart olacak.
Rençber oyunun mimarı olan komedyen Abdullah Caf, aynı zamanda oyunun hem yazarı hem de yönetmeni olacak. Çocukluğundan beri Rençber'e hayranlık duyduğunu ifade eden Caf, “Ben çocukluğumda tanıştım Rençber'le. Onun şarkılarını dinlerken, içinde bir yerlerde olduğumu hissediyordum fakat tam anlayamıyordum. Çocuktum sonuçta. Ama üniversite çağında anlayarak dinlemeye başladığımda hayranlığım gittikçe arttı. Topluma mal olmuş bir sanatçıya karşı kendimi borçlu hissetmeye başladım. Bizler için gurbete gitmiş, hasretlik çekmiş bir sanatçıya karşı borçlu olduğumuzu düşündüm. Bu borcu ödemek için de tiyatroyu seçtim çünkü tiyatro alanında eğitim aldım. Ve bu alanda daha iyi ifade edebileceğime inandım. Sonuçta Rençber toplumda hak ettiği değeri görmemiş, şarkıları, düşünceleri sürekli yanlış yerlere çekilmiş. Oysa o hepimizin ortak sıkıntılarını dile getirmiş. Herkesin şikâyetçi olduğu darbe rejimini açıkça eleştirmiş. Onun cesareti, hepimizin bahsettiği ‘Cesur Bingöl' olgusunun temelini oluşturuyor bir bakıma. Nihayetinde oyunu yazıp sahnelenmesi için gerekli tüm çalışmaları yaptık. 1 Mart'ta Galasını yapacağız. 2-3 Mart'ta da gösterimleri olacak. Bingöl'ün yakından tanıdığı bildiği son derece önemli tiyatrocu arkadaşlarla çalışıyoruz. Keza teknik ekibimiz de öyle. Oyunumuz halkımızın desteğiyle iyi bir hava yakalarsa Rençber'i Bingöl dışında da tanıtmak için çalışmalarımız olacak. Bingöl'ün Rençber gibi bir iki değeri vardır. Bunlara sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum” şeklinde konuştu.
Oyunu izleyenlerin çok farklı duygular yaşayacağına inandığını kaydeden Caf, “Oyunumuzda Rençber'in şarkılarının hikâyeleri yer alıyor. Bazılarında kendimizi sorgulayacağız. Yitirdiğimiz değerlerimiz için üzüleceğiz. Bazılarında kahkahaya boğulacağız. Ama en nihayetinde tüm izleyenler hayatlarında o güne dek bir şeylerin eksik olduğunu ya da yanlış olduğunu fark edecektir diye umuyoruz “dedi.