Özgür-Der'den iktidara adalet ve ahlak çağrısıÖzgür-Der, yayınladığı bir bildiriyle Erdoğan iktidarına yeni dönemde resmî ideolojiden ırkçılığa, eğitimden hukuka kadar pek çok alanda köklü adımlar atılması gerektiğine dair bir çağrıda bulundu.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kazandığı seçim üzerine bir açıklama yapan Özgür-Der Bingöl Şubesi, yeni döneme ilişkin talep ve beklentilerini paylaştı. Yeni dönemde önceliğin adaleti sağlama ve ahlaki kalkınma olması gerektiğinin vurgulandığı açıklamanın tam metni şöyle; “Erdoğan ve yeni kabineyi tebrik ediyoruz” Türkiye zorlu bir seçim sürecini geride bıraktı. İnancımıza ve kimliğimize düşman zihniyetin ve asırlık vesayet düzenini ihya etmeyi hedefleyen kadroların açık mağlubiyetiyle sonuçlanan seçimler sadece bu ülkede yaşayan İslami değerlere bağlı kitleler arasında değil, tüm ümmet coğrafyasında büyük bir sevinç ve şükürle karşılandı. Seçimlerde halktan bir kez daha onay alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve atadığı yeni kabine üyelerini tebrik ediyor, yeni dönemde başarılar diliyoruz. “Süratle köklü ve kapsamlı adımlar atacağını umuyoruz” 20 yıllık AK Parti iktidarları döneminde Türkiye'nin pek çok alanda önemli kazanımlar elde ettiği aşikâr olmakla birlikte acilen yüzleşmesi gereken ciddi bazı sorunlarla karşı karşıya olduğu da malumdur. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önümüzdeki 5 yıllık süreçte bu sorunların çözümüne yönelik olarak süratle köklü ve kapsamlı adımlar atacağını umuyoruz. Bu çerçevede acil bir eylem planıyla gündemleşmesi gerektiğini düşündüğümüz bazı başlıkların altını çizme ihtiyacı duyuyoruz. “Resmî ideolojik sembol ve kabuller iman esası şeklinde dayatılmaktadır” Türkiye 20 yılı geçen kesintisiz Erdoğan iktidarı döneminde vesayet düzenini kırma yolunda ciddi kazanımlar elde etmekle beraber, ne yazık ki resmi ideoloji gölgesinden tam olarak kurtulamamıştır. Halka bir türlü rüşt yaşına erişemeyen çocuk muamelesi yapmaya alışmış zihniyet anayasadan yasalara, eğitimden medyaya kadar pek çok alanda hâlâ tahakkümünü sürdürmektedir. Anayasada değiştirilemez maddelerden vekillerin yeminlerine, Anıtkabir taziminden tören dayatmalarına kadar pek çok alanda inanıp inanmadıkları, kabul edip etmedikleri sorulmaksızın insanlara resmi ideolojik dogmalar, semboller, kabuller adeta bir iman esası şeklinde dayatılmaktadır. Bu ideolojik dayatmacılık, ulusal-laik tazim ve kutsama kültürü yeni dönemde mutlaka tartışmaya açılmalı ve Kemalizm artık isteyenin bağlılık duyup istemeyenin ise reddettiği ideolojilerden bir ideoloji haline getirilmelidir. “Tek tipçi anlayışta daha fazla ısrar edilmemeli” Kemalist resmi ideoloji sadece dayatmacı olmayıp aynı zamanda bölücüdür de. Ulusalcı-laik zihniyetin Türkiye toplumunu kucaklamayıp, ayrıştırdığı bu coğrafyada yaşayan insanların ağır bedeller ödeyerek şahitlik ettiği asırlık bir hakikattir. Bu bağlamda Türklüğe herkesi kuşatan ortak bir aidiyet muamelesi yapılması adil ve gerçekçi değildir. Başta Kürtler olmak üzere bu coğrafyada yüzlerce yıldır kardeşçe bir arada yaşamış farklı etnik kimliklerin yok sayılmasını beraberinde getiren bu tek tipçi anlayışta daha fazla ısrar edilmemeli, İslam kardeşliği ve adalet temelinde toplumun tüm renklerini kuşatan kapsayıcı bir söylem ve yaklaşım geliştirilmelidir. “Eğitim düzeni ateist, bencil, sorumsuz, ırkçı gençler üretiyor…” AK Parti iktidarları döneminde eğitim alanında bina, derslik ve öğretmen sayısı ile araç ve gereçler alanında kaydedilen başarının eğitimin yönü ve hedefleri hususunda da geçerli olduğunu söylemek maalesef mümkün değildir. Kemalist dogmatik kalıplardan kurtarılamayan eğitim düzeni ne acıdır ki toplumsal sorumluluğu, insani erdem ve faziletleri önceleyen nesiller yerine Ateist, bencil, sorumsuz, ırkçı gençler üretmeye devam etmektedir. “Kardeşlik hukuku güvence altına alınmalı” Provokasyonu meslek edinmiş muhalefetin bu ülkeye sığınmış Suriyeli kardeşlerimizi bir seçim malzemesi olarak istismar çabası hiç kuşkusuz bu ülke tarihinin en çirkin, en utanç verici görüntülerini ortaya çıkarmıştır. Türkiye'ye sığınmış çaresiz, mazlum yığınları vahşice hedef gösteren, düşmanlaştıran bu söylem karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘Ensar olma' vurgusu hepimiz için bir iftihar vesilesi olmuştur. Rabbimizin bir emaneti olan muhacir kardeşlerimizin ırkçı, zalim zihniyetin insafına terk edilmeyeceğine yönelik ahlak temelli bu irade beyanı sadece Türkiye değil, insanlık adına da büyük bir kazanımdır. Gelinen aşamada bu kardeşlerimizin hukukunu kalıcı biçimde güvence altına almaya yönelik projelere ağırlık verilmeli; ırkçı muhalefetin ötekileştirme, yabancılaştırma çabalarına karşı yıllardır bu ülkede birlikte yaşadığımız kardeşlerimizin topluma entegrasyonuna yönelik adımlar hızlandırılmalıdır. “Ehliyet ve liyakat esas alınmalıdır” AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye'nin altyapı alanında kaydettiği büyük gelişmelerin; sağlıktan ulaşıma, bayındırlıktan iletişime gerçekleştirdiği sıçramaların üzerine ne yazık ki haramiliği meslek edinmiş birilerinin kirli hırslarının gölgesi düşmüştür. Yolsuzluk, usulsüzlük ve benzeri iddia ve ithamlar ahlaki bir çözülmeye işaret etmekte, bilhassa toplumun genç kesimleri arasında yoğun bir karamsarlığa yol açmaktadır. Bu konuda mal mülk, daha fazla kazanç hırsıyla değil, Allah rızası için çaba sarf edecek kadrolar öne çıkartılmalı; ehliyet ve liyakat esas alınmalıdır. İrtikapla, rüşvetle, haksız servet edinme imajıyla kamuoyunun gündemine gelen isimlerden ise hesap sorulmalıdır. Toplumsal yapıda büyük bir ahlaki seferberliğe ihtiyaç olduğu kabul edilerek bürokrasiden medyaya, eğitimden siyasete her alanda ciddi bir arınma çabası içine girilmelidir. “KHK'larla işten çıkarmalar ve yargılamalara müdahale elzemdir” Hiç kuşkusuz yargı düzenindeki çarpıklık ve adaletsiz uygulamalar hukuk devleti olma iddialarını, toplumsal barışı, huzuru en fazla sarsan, aşındıran hususların başında gelmektedir. Gerek KHK'larla işten çıkarmaların gerekse de hukukun temel ilkelerinden uzaklaşmak suretiyle yürütülen FETÖ yargılamalarının ortaya çıkardığı mağduriyet olgusuna daha fazla gecikilmeden müdahale edilmesi elzemdir. Örgüte salt ibadet niyetiyle bağlı olduğu kabul edilen tabandaki insanların karşılaştıkları mağduriyetleri gidermek ve bu insanlara bir çıkış kapısı göstermek aklın ve adaletin gereğidir. Bu bağlamda öfkeyle değil, merhamet duygusuyla ve insanları yeniden kazanma bilinciyle hareket etmenin altını önemle çiziyoruz. Rabbu'l-Alemin'in “hoşlanmadıklarınıza karşı da adaletle davranın” emrini hatırlatarak Sayın Cumhurbaşkanı'ndan seçimlerde elde ettiği başarısını hakkaniyet ve merhamet eksenli adımlarla sürdürmesini talep ediyoruz. Bizler ‘emri bil maruf ve nehyi anil münker' sorumluluğuyla hareket etme gayreti içinde olan Müslümanlar olarak doğru yapılan her işi desteklemeyi, yanlışlara karşı da uyarı vazifemizi ifa etmeyi sürdüreceğiz. Allah Teala yeni dönemde atılacak adımları, gerçekleştirilecek eylemleri sadece bu ülkede değil, tüm dünyada mazlumların, müstezafların yüzlerini güldürmeye vesile eylesin, salih niyetlerle çaba sarf edenleri mahcup etmesin, muzaffer kılsın!
YORUM YAZIN
|
|