Özgecan son olsun!Bingöllü İşadamı Ahmet Kararaslan, hunharca katledilen Özgecan Aslan'ın ölümünün ardından yaşananları ve kadına bakış açısına dair düşüncelerini kaleme aldı. İşte o yazı...![]() Özgecan'ı alçakça katledenlerin Türk, suni ve ırkçı bir partinin sempatizanı olması Özgecan'ın farklı bir mezhep ve etnisiteye mensup olması üzerinden ırkçı paylaşımların 90 yıllık akla hizmet ettiğini unutmamak gerekir. Olaya basit mantıkla yaklaşıp ırkçı, ötekileştirişi, nefret içeren yorumlarla yönlendirme yapanların 90 yıllık inkârcı tekçi paradigmaya hizmet ettiklerini unutmayalım. Egemenlerin iktidarının halklar tarafından yıkılmaması için basın yayın kurumlarının bu konularda neden tek vücut olduklarını ve idamı konuştuklarını sosyolojik gerçekleri neden gizlediklerini irdelemeliyiz. Özgecan olayı üzerinden ırkçılık kokan nefret taşıyan paylaşımları reddedip gereken tepkileri göstermemiz gerekir. Özgecan özelinde kadına şiddet konusunu siyah giyime indirgeyerek 90 yıllık paradigmaya hizmet etmeyelim. Son 30 yılda kamu görevlilerinin coğrafyamızda işledikleri tecavüz suçlarını ve sonuçlarını da unutmayalım. Muhafazakâr kadınların orduevlerinden içeriye giremediklerini, kız çocuklarının üniversitelere sokulmadığını, modern kadınların kıyafetleri nedeniyle sorgulandıklarını da unutmayalım. Hem siyah giyinelim, hem de sistemi sorgulamaktan geri durmayalım. Tüm mecralarda sesimizi yükseltip çoğalalım. Kadının 90 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca Kemalist, laik Türkçülerin ve dinci Türkçülerin metası olmaktan kurtulamadığını bir kez daha görelim. Modern batılı kadının seçme ve seçilme hakkından dem vuran Kemalist paradigmanın siyası çizgisi ile muhafazakâr kadını kullanan dinci çizginin kadını nasıl gördüğünü temsildeki oranları ile görmeyi pas geçmeyelim. Her iki zihniyet de kadını üreten, karar alan, karar veren, yöneten, itiraz eden olarak görmemekte, erkeklerin egemenliğindeki yaşamın kenardaki süsü ve yeri geldiğinde kullanabilecek bir meta olarak görmektedir. Cenneti kadınların ayağı altına seren İslamiyet'in hoşgörüsünden uzak açıklamalar ile gençlerin dinden uzaklaşmalarına neden olan sapkın zihniyetlere devleti idare edenlerin yeterli tepkiyi göstermediklerini üzülerek izliyoruz. Meclis'te kadının temsiliyetine baktığımızda yüzde 11'lik bir oran karsımıza çıkmaktadır. Kadını karar alma yetkisinde görmeyen bir sistemin kadına şiddeti sorgulamasını ve sonuçlandırmasını beklemek abesle iştigaldir. Kadın ana olabilmekte Kadın eş olabilmekte Kadın kardeş olabilmekte Kadın aynı zamanda vali, belediye başkanı, bakan, yönetici, işkadını, komutan, amir olabildiğinde kimliği sorgulanmadığında özgürleşir ve kendi olur. Özgecan son olsun, Birlikte eşit koşullarda, eşit vatandaşlık temelinde, ölmeden, öldürmeden yaşamanın yollarını zorlamalıyız. Kadına şiddet konusunda kandırmacalarla dolu açıklamaların yerine, kadının konumunu güçlendiren, şiddeti sonlandıran ortamın pratiğinin yaşanacağı günlerin yakınlaşması dileğiyle... Saygılar sunarım. Ahmet KARAARSLAN YORUM YAZIN ![]()
|
|