Örgüt başını muhatap almıyoruz‘Demokratik Açılım' tartışmaları sürüyor. Devlet Bakanı Yılmaz, Bingöl Şehit Aileleri Derneği'nde konuştu:Ramazan Bayramı nedeniyle memleketi Bingöl'e gelen Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Polisevinde düzenlenen resmi bayramlaşma törenine katılarak, protokolün bayramını kutladı, dışarıda bekleyen çocuklara bayram harçlığı dağıttı. Polis evinde düzenlenen bayramlaşma töreninin ardından Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve beraberindekilerle Bingöl Şehit Aileleri Malulleri ve İnsan Hakları Derneği'ni (BİŞHAK) ziyaret eden Bakan Yılmaz, şehit ailelerinin bayramını kutladı. Ziyaret esnasında ‘Demokratik Açılım' süreciyle ilgili şehit ailelerinin bir takım kaygılarının olduğunu dile getiren BİŞHAK Başkanı Ziya Sözen, taleplerini ve kaygılarını sıraladı. Sözen: “Şehit Aileleri olarak bir takım dileklerimiz var ve bu dileklerimizi ifade etmek istiyoruz. Demokratik açılım adı altında bir süreç yaşanıyor. Bizde bu süreçte Şehit aileleri olarak bir takım hassasiyetlerimiz var. Bu hassasiyetlerimizin en üst düzeyde ele alınması lazım. Tabi bununla ilgili İçişleri Bakanımız şehit aileleri ile görüştü. Buna rağmen bizim arzu etmediğimiz, istemediğimiz bir takım açıklamalar ve söylemler duyuyoruz. Tabi bunlar bireysel söylemler olabilir, hükümeti bağlayan söylemler olabilir. Büyüklerimizin nezrinde Doğunun bir ili olarak Bingöl'deki şehit aileleri adına taleplerimizin en üst seviyede gözetilmesini sadece şehit aileleri hakları ile birleştirme değil, annelerimizin, babalarımızın, evlatlarımızın canlarını verdiği bu kutsal bayrağın, bu ülkenin en ufak bir hassasiyetinin zedelenmemesini istiyoruz. Aksi halde şehitlerimiz öbür dünyada bizlerden hesap soracaklardır” diye konuştu. “Şehit aileleri ve şehitler bizim için azizdir” BİŞHAK Başkanı Ziya Sözen'in konuşmasının ardından bir açıklama yapan Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, şehit aileleri ve şehitlerin aziz ve son derece kutsal olduğunu ifade ederek, bu süreçte şehitleri hiçbir zaman siyasi polemiklerin içine sokmadıklarını ve sokmayacaklarını söyledi. Yılmaz: “Öncelikle şunun altını iyice çizmek istiyorum. Şehit aileleri ve şehitler bizim için azizdir. Gerçekten son derece kutsaldır ve siyasetin üstündedir. Biz şehitlerimizi hiçbir zaman siyasi polemiklerin içersine sokmak istemeyiz. Onları siyasi tartışmaların, siyasetin üzerinde görürüz. Şehitlerimiz ve onların geride bıraktıkları bizim için en kutsal emanetlerdendir. Dolayısıyla her zaman bizim için şehitlerimizin yakınlarına ve onların oluşturduğu derneklere, fikirlere saygımız var. Zaten bu konuda içişleri Bakanımız bu derneklerle görüşmeler yaptı, fikirlerini dinledi. Tabi şehitlerimizin hassasiyetleri var, tabiî ki yaklaşımları var. Fakat bir taraftan da elbette ülkenin menfaati, milletin menfaati her şeyin üstündedir. Gerekirse biz siyaset olarak her zaman şunu söylüyoruz, biz kaybedelim ama ülkemiz kazansın. Bazen içimize sinmese de bir takım duygusallıklar yaşasak da akılcı bir şekilde baktığımızda ülkemizin faydası varsa, o işin yapımına gidiyoruz. Burada da kesinlikle hiçbir şekilde ne terör örgütünü, nede bir başını hiçbir şekilde muhatap almıyoruz. Maalesef medya aracılığıyla çok çarpıcı fikirler yayıldı, çok dile getirildi. Biz başından beri bunun bir demokratik açılım olduğunu söylüyoruz. Bir milli birlik projesi olduğunu söylüyoruz. Bu ülkenin birliliğine, beraberliğine, kardeşliğine katkıda bulunacak bir proje olduğunu söylüyoruz. Türkiye'yi gerçekten içindeki bu kavgalardan, kısır tartışmalardan, sloganlardan, ideolojilerden kurtarıp, hem bölgesinde, hem Dünya'da güçlü bir ülke haline getirme arayışı olduğunu söylüyoruz. Bu çerçevede bütün çabalarımızı organize ediyoruz. Bu konuda henüz hiçbir şey açıklanmış değil, şunu yapacağız, şunu yapacağız gibi hiçbir şey söz konusu değildir. Fakat şunu da açıklamak istiyorum. Terör örgütüne karşı tutumumuz nettir, her zaman terör örgütüne karşıyız. Terör var diye milletimizin hakkını vermeyecek miyiz? Elbette vereceğiz. Birileriyle pazarlık yaparak değil, bu ülkenin menfaatleri doğrultusunda hareket edeceğiz. Bütün amacımız bu toplumun ekonomik olarak kalkınmasıdır. Bir takım sıkıntılara çareler bulunmasıdır. Huzurun, güvenin olduğu yerde ekonomik sıçramada olur. Hem bölgesel olarak, hem de Türkiye genelinde” dedi. “Türkiye Dünya'nın 17. büyük ekonomi ülkesidir” Türkiye'nin büyük bir Ekonomik haline gelme yolunda bir ülke olduğuna değinen Bakan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şuanda Dünyanın 17. en büyük ekonomi ülkesiyiz. Şuanda kağıt üzerinde 200'ün üstünde ülke var ama gerçek anlamda dünyaya şekil veren 25–30 devlet var. Bunlardan bir tanesi biziz. Ve biz ilk 10'a girmek istiyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında inşallah 2023 yılında bu ekonomiyi, bu büyüklüğü Dünya'nın 10 büyük ekonomisi arasına sokmak istiyoruz. Bunu ilk olarak kendi içimizdeki birlik ve beraberliği güçlendireceğiz. Enerjimizi toprağa vermeyeceğiz, israf etmeyeceğiz. Bu enerjiyi ortak hedefler doğrultusunda ülkemizin daha ileriye gitmesi yolunda değerlendireceğiz. Şehitlerimizin fikirleri bizler için her zaman değerlidir” ifadelerini kullandı. kenthaber bingolmedya YORUM YAZIN
|
|