Org. başbuğ'un seçim sonrası...![]() Bu yazıyı, bugüne bıraktım. Mahalli seçimlerin geçmesini istedim, çünkü. Anlıyorum ki, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ da, nisanı bekledi. Yani, seçim sonrasını. Bu ay konuşacakmış. Hem de iki kez. Biri, Harp Akademileri'nde yıllık değerlendirme... Diğeri de, medya temsilcileriyle karargâhta buluşma. Bunu, geçen cuma, Tuğg. Metin Gürak duyurmuştu. O bilgilendirmede, soruları da kabul etmemiş. Merak ettim, neden diye? Neden soruları almadı? Ve neden Org. Başbuğ, konuşmayı nisana bıraktı? *** Gündeme baktım; gelebilecek muhtemel sorulara. Baktım ki... Konusu darbe olan 2. Ergenekon İddianamesi, geçen hafta kabul edilmişti. Emekli ve muvazzaf subaylardan, eski Genelkurmay başkanlarına uzanmıştı, iddialar, tartışmalar... Faili meçhullerin arandığı kuyu kazıları, genişlemiş... Kayseri Jandarma Alay Komutanı tutuklanmıştı. Fark ettim ki, gündem el yakıyor; çok sıcak. Asker, rahat değil... Sonra bir de baktım... Geçen haftanın sonu da seçim günü. İşte o vakit... Neden soru almadıklarını anladım. Neden Org. Başbuğ'un konuşmaya ihtiyaç duyduğunu... Ve neden söyleyeceklerini, nisan ayına ertelediğini... Çok da hak verdim. *** Genelkurmay Başkanı'nı anlıyorum. Konuşmak istemesini... Bu arzunun, hangi ihtiyaçtan doğduğunu... Ve neden seçimlerin bitmesini beklediğini... Hatta Obama'nın gelip gitmesini... Anlamakla kalmıyor, bir de selamlıyorum. İşte budur, diyorum. Söyleyecekleri var, söylemesi gerekenler... Ama ne yargıya müdahale izlenimi vermek... Ne seçime giden siyaseti etkiler duruma düşmek istedi. Ne de, yeni ABD Başkanı'nın elini görmeden, elindeki yeni desteyi açık etmek... Terörle mücadele ve Kuzey Irak açılımlarını da aceleye getirmedi. İşte aranan asker tavrı, dedim. Memleket, züccaciye dükkânına dönmüş, zaten. Askerden beklediğimiz de bu kadarcık dikkat değil miydi? *** Aslolan şudur: Anlayış gösteren, anlayış görür. Eminim, millet de Org. Başbuğ'u anlayışla karşılayacaktır. Post-seçim mesajlarını... Post-Obama açılımlarını... Aynı duyarlılıkla kodlandığı takdirde... Konuşmayı, nisana ertelediği... Siyaseti, siyasetçilere; yargıyı, mahkemelere bıraktığı gibi... Muhatapları, halden anlayacaktır. *** Acube-i hilkat nedir, bilir misiniz? Ya da, hilkat garibesi? Türk demokrasisi nedir diye sormak gibidir. Biri neyse, diğeri de odur işte. Tuhaf yaratık da diyebiliriz. Başı, diğer uzuvlarıyla eşit gelişmemiş olan... Yetişkin bedeninin üstünde çocuk kafası var gibi, ya da tersi... Uyumsuz, orantısız... Bu tuhaflığın izalesi için... Millet rüştünü ispatladı. Sıra, askerde. O zaman, demokrasimiz de reşit sayılabilir... Bütün cüz'leriyle tamam; bütün azalarıyla kamil. Asker, askerliğini yapacak. Siyaseti de, siyasetçi... *** Değil mi ki, siyasetçinin patronu, milletir. Değil mi ki millet, emir almaz, emir verir. Milletle siyasetçi arasına girmeden... Belli bir zümreyi ya da sadece kendi içini değil, herkesi rahatlatmalı... Konuşursa Genelkurmay Başkanı... Seçimlerin ardından... Başbakan'ın kabine kuponu Oyun sezonu açıldı. Kabinede revizyon bekleniyor. Kimi meraktan, meslek saikiyle... Kimi manipülasyon gayretiyle... Medyada gene bir toto heyecanı, aldı başını gidiyor. Kim gidecek, kim gelecek... kimler kalacak? Acaba hangi bakanlar, değişecek? Boş kuponlar, dolduruluyor... *** İlk akla gelenler, seçim bölgelerinde başarılı sonuç alamayan bakanlar. Kaybedenler, sayılıyor onlar. Partilerine kaybettirenler... Toto tahminlerinde, onların isimleri öne çıkıyor:
Üzerinde en rahat spekülasyon yapılan isimler, bunlar. Ne de olsa, elde bir hareket noktası var ya. Kaybedilen iller... Yoruma açık, totoya müsait zannediliyor. Bence pek öyle değil. Bu liste, fire verir. Hatta en az yarısı tutmaz, bence. O zaman sen söyle, diyenlere... Ben de derim ki: Başbakan Erdoğan söz konusu olduğunda... Toto listesi doldurmayacak kadar tecrübem var. Hasbel kader, yani... Her lider, bir parça sürpriz severdir. Ama Başbakan, serapa sürprizlerle dolu. Şaşırtma kapasitesi bir hayli yüksektir. Bakarsınız, popüler toto listesinin hepsi tutmuş... Bakarsınız, hiçbiri. Doldurduğunuz kupon, olduğu gibi çöpe gitmiş... Size şu kadarını söyleyebilirim: Başbakan, kendi kuponunu doldururken... Kan deveranını esas alır. Tazelenme, yenilenme nerede lazımsa, orayı değiştirir. İlla sizin, benim ihtiyaç gördüğümüz koltuklar da olmayabilir, o yerler. Kendi değerlendirmelerini, bizim tahminlerden üstte tutar. Ne de olsa... Başbakan'ın oynadığı kupon, mutlaka tutar. akif.beki@radikal.com.tr YORUM YAZIN ![]()
|
|