Anneler Gününde ‘Annelerin Mahzun' olduğunun belirtildiği basın açıklamasında çeşitli taleplerin bulunduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi.
“Bu yıl anneler gününü, annelerin yürek acılarıyla ve onlara reva görülen sorunlarla karşılıyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Mayıs ayının ikinci pazarında anneler günü vesilesiyle demeçler verilecek, annelerin ve anneliğin önemine ve onları mutlu etmek gerektiğine dair konuşmalar yapılacak. Oysa mutluluk kendiliğinden ya da verilen demeçlerle gelmez. Her şeyden ama her şeyden önce hayat hakkına saygı duymak gerekir. Annelerin en değerli varlıklarının, evlatlarının hayat hakkı hiçe sayılarak hangi anne mutlu edilebilir ki?
Dünyada ve ülkemizde kadınların ve annelerin içinde yaşadıkları eşitsizlikleri, baskı ve şiddeti göz önüne aldığımızda bunların kendiliğinden ortadan kalkmayacağını kolayca görebiliriz. Yoksulluk, eşitsizlik, cins ayırımcılığı ve şiddet bu denli yaygınken anneleri “anneler günü”yle avutmak mümkün değildir. Adana'da, Diyarbakır'da, Hakkâri'de, Batman'da tutuklanan, çocuk mahkemeleri yerine yetişkinlerle aynı koşullarda yargılanan ve yaşlarından büyük cezalara çarptırılan çocukların anneleri mahzun. Karakolda başlayan ve cezaevinde devam eden şiddet sonucunda hayatını kaybeden Engin Ceber'in annesi mahzun. Özel harekât polisinin dipçik darbeleri ile ölümden dönen Hakkârili çocuğun annesi mahzun. Mardin'in Bilge köyünde, koruculuk yapan erkeklerin otomatik silahlarından çıkan kurşunlarla hayatına kaybeden çocukların anneleri ve annelerini kaybeden çocuklar mahzun.
Kriz nedeni ile işten çıkarılan kadınlar mahzun. Aynı nedenle eşi işsiz kalan ve evde tencere kaynatamayan, çocuklarını nasıl doyuracağını bilemeyen anneler mahzun. Kriz bahanesi ile çocuk bakım üniteleri kapatılan, kreş hakları ellerinden alınan çalışan anneler mahzun.
İşte bu yılki anneler gününü böyle karşılıyoruz. Kreş hakkından yararlanamadığı için işinden ayrılmak zorunda kalan ve/veya süt izninden yararlanamadığı için bebeğini gerektiği gibi besleyemeyen annelerin mutlu olması mümkün değildir. Çalışmak istediği halde iş bulamayan, bulsa bile güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalan annelerin mutlu olması mümkün değildir. Annelerin anneler gününü kutlamanın en güzel yolu sorunlarını çözmekten geçmektedir. Annelere verilecek en anlamlı armağan ise artık çocuklarını yitirme kaygısı yaşamayacakları bir barış ortamıdır. Bunun için biz Eğitim Sen olarak ülkemizde barışın ve huzurun sağlanmasını, sorunları şiddetsiz bir şekilde çözecek yöntemlerin bulunmasını istiyoruz. Bunun yanı sıra annelerin, çocukların ve dolayısıyla toplumun genelinin mutluluğunun sosyal adaletten, eşitlikten ve özgürlükten geçtiğine inanıyoruz ve Anayasamızla da güvence altına alınmış olan sosyal devlet ilkesinin bütün gereklerinin yerine getirilmesini, ayrıca emekçi annelerin çalışma yaşamındaki sorunlarının giderilmesi için aşağıdaki önlemlerin alınmasını talep ediyoruz. Cins ayırımcı yasaların ve uygulamaların ortadan kaldırılmasını, çalışma yaşamına eşitlik, iş güvencesi ve sosyal güvence getirilmesini, Kadının ev içi üretimin görünür kılınması yönünde politikalar geliştirilmesini, Eşit, parasız ve nitelikli eğitim ve sağlık ve sosyal güvenlik olanaklarının yaratılmasını, Kadınların politik yaşama katılmaları, uluslar arası normlar çerçevesinde pozitif destek politikalarıyla yasal güvence altına alınmasını, En az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50'den az çalışanın bulunduğu işyerleri için çalışma alanına yakın ortak bebek bakım üniteleri ve kreşlerin açılmasını, Doğumdan dolayı ücretsiz izne ayrılan kamu çalışanı kadınların, izinde geçen sürelerinin emekli keseneklerinin devlet tarafından ödenmesini ve emeklilikten sayılmasını, İşe almada, terfi ve yükselmelerde olumlu ayrımcılığın uygulanmasını, kadın istihdamını arttırmaya yönelik istihdam politikalarının oluşturulması yönünde somut adımların atılmasını, Eğitimde cinsiyetler arasında eşitliği sağlamaya yönelik etkili mekanizmaların geliştirilmesini, En son Mardin'in Bilge köyünde on altısı kadın, altısı çocuk toplam 44 kişinin yaşamına mal olan katliamın sorumlusu durumundaki koruculuk sisteminin lağvedilmesini, İLO'nun “Aile Sorumlulukları Olan Kadın ve Erkek İşçilere Fırsat ve Davranış Eşitliği Sağlanması”na ilişkin 156 sayılı sözleşmesinin, “Annelerin Korunmasına” ilişkin 183 sayılı sözleşmesinin ve 191 sayılı önerisinin ülkemiz tarafından onaylanması ve uygulanmasını istiyoruz”