Okullarda öğretilmeyen esas şey...Öğretmenlerin 'İmamın dediği yanlıştır ey ahali, Cumhuriyet'te aile içi şiddet olmaz, yapanı bin pişman ederiz, aha yasalar...' demesiyle neler değişirdi aile içi şiddeti bilmeyen nesilde?Okullarda öğretilmesi gereken esas şeyBir okurumla atıştık. Haşur huşur bir e mail trafiği içinde. Geçen gün yazdığım “A plus dayakları” için onlar “A plus değil C minustur” demiş. “Yok” dedim. “E o zaman İslam kültürlü entellerdir onlar. Cumhuriyet bana böyle öğretmedi” dedi. “Cumhuriyet mi sizin kendi vicdanınız mı?” dedim, sonra film koptu. Bir sürü laftan sonra beni, 1970 sonrası boş beyinlilerden biri olmakla suçladı. Mektuplaşma orada sona erdi.1970'ten önce eğitim nasıldı bilmiyorum, bir zamanlar bu ülkede adabımuaşeret (TDK sözlükte böyle yazıyor) kitapları basılıp satılmış gerçekten. Bir tanesi kitaplığımda duruyor. “Sopa atmayın”ı geçtim, limuzinin kapısı nasıl açılır, martini kadehindeki zeytin yenir mi yenmez mi, yenirse nasıl kürdan tutulur ona kadar varan prens ve prenses yetiştirme gayretinde kitaplar. Okullarda öğretildi mi bunlar bilmiyorum ama onda birini kapsaydı millet yine faydası olurdu. Ama benim, kötü bir dönemde, kötüden de öte berbat bir dönemde, berbat koşullarda eğitim gördüğüm doğru. Okulum bırakın bize aile içi şiddette karşı olmayı, böyle bir durumla karşılaşırsak yasal haklarımız nediri öğretmeyi, bizlere sistemli olarak şiddet uygulamış bir kurumdur. Ailemden fiske yemedim, aile tokadının tadını yemin ederim bilmem ama okulda ha bire çekiştirildim, itelendim, kakalandım, aşağılandım. Bana özel bir durum değildi, biz “mikroplar” yığınına yapılan genel bir muameleydi. Ve görüyoruz ki bu “eğitim tarzı” coşkuyla devam etmekte eğitim kurumlarımızda. (Çok şahane öğretmenler, müdürler de var. Biliyorum. Mail bombardımanı yapmanıza gerek yok) Müdürüm beni evire çevire dövdü diye çocuklarımı dövecek değilim. Amma çocuğuma bunu yapacak olana hiç acımam, harbi girişirim, şimdiden söyleyeyim. Demek istediğim okurum Ali Bey'e katılmayı çok isterdim ama Cumhuriyetimizin öğretemediği bir sürü şey arasında bu da var. Aile içi şiddet yokmuş gibi büyüdük biz. Ders konularımıza hiç girmedi. Hani zamanında komünist ülkelerde nasıl bazı şeyler (mesela fahişelik) yokmuş gibi davranılıyordu (komünist kadınlar fahişe olmaz!) bizim eğitim sisteminde de aynen öyle bir numara vardı. Çağdaş, laik Türk ailesinde şiddet olur mu canım hiç? Tabi tabi.. Bilmiyorum şu an mesela öyle bir ders var mı? “Aile içi şiddet. Cezalar ve yasal haklar” mesela. Var mı? Yanlışım varsa düzeltin. Yanılmaktan en mutluluk duyacağım şey olur. Genel insan hakları dersi de olabilir. Ona bile fitim. Şerif Mardin, “öğretmen imama yenildi” deyince ağızlarda pek bir ekşi tat bıraktı ama yalan mı? Öğretmen yokmuş taklidi yapıyor/yapmak zorunda bırakılıyor, bir cevap vermiyor ama imamın koca dayağı konusunda yazık ki bir yanıtı var. Duymaktan hiç hoşlanmadığımız bir cevap üstelik. İmamın sesini kısmak istiyorsan senin gür bir cevap vermen lazım. “İmamın dediği yanlıştır ey ahali, Cumhuriyet'te aile içi şiddet olmaz, yapanı bin pişman ederiz, aha yasalar, aha polis, aha sığınma evi, aha ceza” demiyorsan, vatandaşını hakları konusunda eğitmiyorsan, polisini ona göre yetiştirmiyorsan yapacak bir şey kalmıyor o zaman. İş gazetelere (Hürriyet Gazetesi bu konunda hakikaten saygı değer bir çalışma yapmakta) birkaç kadın yazara ve avukatlara falan kalmakta. Boş geçiniz. Kaldı ki geçen gün Emre Aköz'ün dediği gibi artık imamın da hükmü yok aslında. Komple bir başı bozukluk, komple bir “cevapsızlık” ile karşı karşıyayız. Türkiye Orman Cumhuriyeti'ne doğru bodoslama gidiyoruz. Vatan YORUM YAZIN
|
|