'Müslümanlığı 5 şeyle kıvırdık'HABERTÜRK'te Saba Tümer'in konuğu olan Yıldo ile sıradışı bir söhbet..
Yıldo Müslümanlığın sonsuzluğundan, kıyamet gününe kadar düşündüklerini 'Saba Tümer'le Bu Gece'de anlattı. İşte sıradışı sohbetten satır başları.. 2000 yılında 'Aydınlanma Devri' başladı. Y.: "Hintliler'in Kaligula dediği devir bitti, aydınlanma devri başladı. Bütün pislikler ortaya çıkıyor görüyorsunuz. Karanlık çağ bitti artık ışık geldi. Şimdi herkesin kendi kendisiyle yüzleşmesi lazım. Bunun bir duası var, sufiler yapar bunu. Ama bizim bunu canı gönülden yapmamız lazım. İlk önce kendini affedeceksin. Bu çok önemli birşey. Biz kendimizi affetmiyoruz. Affetmememizin kötülüğü, korkular meydana geliyor. Korku ön plana çıktığı zaman, korkunun karşılığı sevgiyi yaşayamıyoruz. Bugüne kadar yaşadığımız bazı olayların bizim için çok kötü olduğunu tabir ediyoruz. Halbuki değil. O kötü olayları da yaşattılar ki bizim farkındalığımızı arttırmak için. Onları yaşamasaydık bize daha ağır sınavlar gelecekti. Bir de karmalarımız var bizim geçmişten. Karma dediğimiz şey, mesela yapacağın şeyleri sen liste yapıyorsun, bu listeleri ertesi gün yapacağın yerde yapamıyorsun. 10 tanesi ertesi güne kalıyor. Ertesi gün bir 10 tane daha kalıyor. Bir düşün hayat boyu birikiyor. Onlar bizim biran önce yapmamız için önümüze sunuluyor ki, farkındalığa varıp tekamül etmemiz lazım. Yapamamamızın nedeni tembellik. Rabbimiz'in bu oyununda herşey var. Öyle bir oyun ki, o oyunda şeytan da devrede, nefis de devrede. Yapacağın şeyleri yaptırtmıyor, başka şeyler yap diyor. Çünkü planda, matrixdeki gibi görünmez alemden görünür aleme gelmeden Rabbin'e bir söz veriyorsun. Diyorsun ki;"Sen benim Rabbim'sin", orda kendi planını hazırlıyorsun. "Ben bu sefer sakatlığı denicem, ben futbolculuğu denicem ya da fahişeliği denicem" kendi isteğinle geliyorsun sonra görünür alemde bedenlendikten sonra kendi planını unutuyorsun." S.T.: Peki kendi planını hatırlaman için ne yapman gerekiyor? Sen kendi planının ne olduğunu biliyor musun? Y.: Öğrenene kadar çok zorlandım. İşte o kolay değil. tasavvufa girdim. Hz. Muhammed Efendimiz'le beraber peygamberler ve büyük veliler, Atatürk, Konfiçyüs, Einstein'a kadar bizim o planlarımızı hatırlamamız için birşeyler sundular biz onları unuttuk. Mesela İsa "Cenneti kazanmak istiyorsanız, bir çocuk kadar temiz olun diyor. Şimdi bunu millete nasıl anlatırız? ya da " Tabiata çıkın, çiçeklere bakın" diyor. Yani bir takım bişeyler gösteriliyor bize. Bütün mesajlar etrafımızda ayetler halinde. Geçen gün Başbakanımız söylüyor "Gören göz olun, duyan kulak olun diyor" Şimdi duymuyoruz, etrafımızda. Görmek de bişey ifade etmez, çünkü gören de anlatamaz. Sırlıdır. Çünkü bilgi öyle büyük bir enerjidir ki yakar. Onu da söylemek istemiyorum. Şimdi biz tekamülümüze geldik. Önce kendimizi affediyoruz. Sonra başkalarını affediyorsun. Sonra da "Rabbim beni affet" diyorsun. Biz daha din boyutundayız. Din boyutu bu kimse farkında değil. "Ben namazımı kılıyorum, orucumu tutuyorum hacca gidiyorum " diyor. Kardeşim sen bu 3 şeyi yapmıyorsun. Kendini affetmiyorsun, başkasını affetmiyorsun ondan sonra sadece diyorsun ki "Rabbim beni affet" "Abi biz senin eski hallerini de biliyoruz" Bazısı diyor ki "Abi biz senin eski hallerini de biliyoruz". Evet o eski halimde her yere girip çıktım. Eğer sen o yerlere girip çıkmasaydın hakkı da, rabbi de tanımazdın. Seni bu boyuta getiriyor. Öyle bir farkındalığa getiriyor ki o olaylarda o çirkinlikleri yaşadığın zaman bişeyi anlıyorsun. Evde oturduğun zaman herşey dört dörtlükse olmuyor. Bir ızdırap çekmek lazım. Mesela çocuk nasıl doğuyor, ızdırapla. Bazı arkadaşlarım "Abi bana el ver" diyorlar. Nasıl vereyim. Elle olacak şey olsaydı, herkese dokunurduk yani... Burda da çalışkan değiliz millet olarak. Sufilerimiz 1300'lerde, 1200'lerde, 1400'lere kadar öyle insanlar geldi ki Anadolu'yu şad ettiler. Onlar nur içinde yatsınlar. Onlar bunu anlattılar. Tevazuyu anlattılar, riyakarlığı anlattılar. Biz onları bıraktık, Müslümanlığı 5 şeyle kıvırdık. Müslümanlık öle 5 şeyle bitirilecek iş değil. Sonsuz birşey. Herkes biryerden birşey bekliyor o devir bitti. Herkes kendi kendini aydınlatacak... Peygamberler geldi vazifelerini yaptılar. Kitapları gönderdiler. Veliler de geldi. Onun yanında büyük adamlar geldi. Atatürk var . Konfiçyus var, çok önemli adamlar geldi Einstein'a kadar. Bize bir takım şeyleri gösterdiler. Şimdi biz bunların içinden bizim tekamülümüzü tamamlayacak doneleri almasını bilmiyoruz. Kur'an-ı Kerim'deki "Oku" ikrayı anlayamıyorlar. Okumak çok önemli bişey. Okuyacaksınız kardeşim. Geçen bir araştırma yapmışlar, bu kadar kabiliyetli bir milletin bu durumda olması, benim çok ağırıma gitti. Japonya'da 1 senede normal bir vatandaş 25 kitap bitiriyor. Bizde 10 senede 1 kitap bitiriliyormuş.. Bu bizim ayıbımız. Benim burda aydınlanın maydınlanalım dememle olacak şey değil. Burdan girer ordan çıkar. Artık gezme dolaşma devri bitti. Biz hala Osmanlı devrindeki gibi yaşamaya çalışıyoruz. Dünya şeyleri gelip geçici. Gençlerin bilhassa dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü zamanları yok. Kutsal kitapların, Mayalar'ın, Astekler'in, Hindistan'daki bilgilerin okunması gerekiyor. Mesela enteresan Mayalar'da 2012'de takvim bitiyor ve 23 Aralık 2012'de ne olacağı belli değil. Herkes zannediyor ki heryerde volkanlar patlıcak. Değil. Bütün kıyamet bizde kopacak. Kıyamet nasıl kopacak? İşte görüyoruz ani hastalıklar, ani kazalar, kanser, kalp krizleri... İnsanlar çatır çatır gidiyor niye gidiyor farkında değil. Frekans O frekans geldiği zaman zaten sen kaldıramazsın. Bu frekansı kaldırmak için; Kuran'ın ayetlerinde var. Diyor ki" kendinizi arındırın" Kimse bu arındırmayı anlamıyor. Ruhun arındırılması gerekiyor." S.T. : Ruhumuzu nasıl arındıracağız? Y.: "Sen çiçeğe baktığın zaman Yaratan'ı görüyorsun. Vay bu renkler nedir deyip farkındalığa geliyorsun. Düşünüyorsun, kendinin bir hiç olduğunun farkına varıyorsun. Şimdi bunun da farkında değiller. Ondan sonra Yaratan'ı dışarlarda arıyorlar. Yaratan bizde şah damara kadar yakın. Yunus Emre "Bir ben var benden içeri."diyor. onun farkında değiller. Biran evvel Allah'la olan Rabbimiz'le olan sözleşmelerimizi yenileyelim. her gün yenileyeceğiz, sabah kalktığımız zaman gözlerimizi kapatacağız, bir dakika gülümseyeceğiz. Her gün şükredeceğiz. Ali İmran suresi 200: "Şükredin" diyor. Kimse şükretmiyor. Ondan sonra herkes herşeyi istiyor. S.T. : Kuantumla bazı şeyleri açıklayanlar var. Bunun hakkında ne düşünüyorsun? Y.: "Mevlana diyor ki "Kuantum öyle bir şey ki durmayacaksın." Durmayacaksınız. Çalışacaksınız. Durduğunuzda hem karma yükleniyorsunuz hem de tekamülünüz duruyor. En'am suresinde: "Çalışana veririm" diyor. Ben şimdi belli bir yaşa geldim, artık çalışmıyorum ne yapıyorum? Her gün spor yapıyorum. Durmuyorum ve diyorum ki "Allah'ım ben çalışıyoum bana sıhhatimi geri ver."" HABERTURK.COM YORUM YAZIN
|
|