Musiad: geleceğimize sahip çıkalımMUSİADdan yapılan açıklamada; Terörün, iyisi, kötüsü, haklısı, haksızı, ideolojisi, milleti, dini, mazereti olamaz, tümüne karşıyız. Kimden geldiği, kime karşı yapıldığı önemli değildir. Hayatını kaybedenlerin kimliği değil, insan olmaları önemlidir. Gün, birbirimizi suçlama değil, birlik olma günüdür. İhtiyacımız, huzur, güven ve pozitif istikrardır.![]() Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve Şube Başkanları, İstanbul'daki Genel Merkezde yapılan Başkanlar Toplantısı'nda; Terör, Ekonomi ve yaklaşan 1 Kasım Seçimlerini değerlendirdi ve sonuçları bir bildiriyle açıkladı. MUSİAD Bingöl Şubesi tarafından duyurulan açıklamada, teröre tepki göstermenin hak ve görev olduğu vurgulanırken, bu tepkinin terörle ilgisi olmayan vatandaşlara veya kurumlara yöneltilmesinin toplumsal barışı zedeleyeceğine de işaret edildi. “KİMLİKLERİ DEĞİL, İNSAN OLMALARI ÖNEMLİDİR” Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiği, terörün, korkunç yüzüyle sahnede olduğu, kirli senaryolarla sosyal, ekonomik ve siyasal istikrarsızlığın amaçlandığı kaydedilen açıklamada, terörle mücadele gösterilmesi gereken hassasiyete de değinildi. “Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, sivil, asker, güvenlik görevlisi ayrımı yapmaksızın rahmet diliyor, yaralılara şifa, yakınlarına sabır diliyoruz” denilen açıklamada; “Terörün, iyisi, kötüsü, haklısı, haksızı, ideolojisi, milleti, dini, mazereti olamaz, tümüne karşıyız. Kimden geldiği, kime karşı yapıldığı önemli değildir. Hayatını kaybedenlerin kimliği değil, insan olmaları önemlidir. Düzenli toplumun unsurlarından en önemlisi, devletin, vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamasıdır. Devlet, bunu sağlamak için, etkili tedbirleri, zamanında almakla yükümlüdür. Devlet, Terörle Mücadeleyi kesintisiz sürdürürken, vatandaşa da şefkatle yaklaşmalıdır. Teröre sebep olanlar ve sebep verenlerle ilgili, güvenlik ve adli takip neticelendirilerek, gereken ceza ve yaptırımlar mutlaka sağlanmalıdır. Teröre tepki göstermek, hem hak, hem görevimizdir. Bu tepkinin, terörle ilgisi olmayan vatandaşlarımıza veya kurumlara yöneltilmesi ise toplumsal barışı zedeler” denildi. “BU GÜNLERİ DE ATLATACAĞIZ” 12 Eylül öncesinde daha kanlı bilançolarla baş edildiği, 28 Şubat'ta daha ağır sosyal travmaların altından kalkıldığına dikkat çekilen açıklamada; “27 Nisan'da daha ağır siyasal krizleri atlattık. 5 Nisan ve 21 Şubat'ta, çok ağır Döviz Maliyetlerini ödeyerek ayakta kalmayı başardık. Bugünlerdeki bilançonun ağırlığı da bizi üzüyor ama geçmişteki fırtınaları nasıl atlattıysak, bu günleri de atlatacağız. Son 2 yılda, 4. defa seçime gitmemize rağmen, 1 aydır, seçim hükümetiyle yönetilmemize rağmen, ekonomimiz, küçük hasarların dışında, hala sağlam şekilde ayakta. Birilerini şaşırtarak, büyüyoruz. Ancak ekonomi, aynı zamanda beklenti yönetimidir. Ekonomimize yön veren yetkililerimiz susmayıp, ekonominin gerçeklerini, güven telkin edici bir üslupla, çokça ve yüksek sesle anlatmalıdır” ifadeleri yer aldı. “SİYASETTE POPÜLİST YAKLAŞIMLARI DOĞRU BULMUYORUZ” Terörün zarar verdiği bir alanın da ekonomi olduğuna vurgu yapılan açıklamada, Doğu ve Güneydoğu'da ticaretin büyük yara almasının bölgede halkını makûs bir talihe hapsettiğinin de altı çizildi. Çok önemli beş ayın geride kaldığının ifade edildiği açıklamada, şunları kaydedildi; “Milletimizin 1 Kasım'da olgunlukla ve çoğunlukla oyunu kullanmalı, sandıktan çıkacak iradeye de saygı duymalıdır. Devlet ise, sandık güvenliğini sağlamalıdır. Siyasetin, 7 Haziran'dan sonra, uzlaşmaz görüntü veren tavrını doğru bulmuyoruz. Siyaset, ülkeyi yönetme ve çözüm sanatıdır. Siyasette popülist yaklaşımları da doğru bulmuyoruz. Zamanında yapılacak doğru teşvik ve desteklerle, popülizm birbirine karıştırılmamalıdır. Millete söylenen hedef ve vaatler gerçekçi olmalıdır. Gün, birbirimizi suçlama değil, birlik olma günüdür. İhtiyacımız, Huzur, Güven ve Pozitif İstikrardır.” YORUM YAZIN ![]()
|
|