2011 seçimlerinde Ankara'ya dönüp siyasete atılacağınız hatta bir bakanlık makamına getirileceğiniz düşünülüyor, sizin böyle bir beklentiniz ya da düşünceniz var mı sorusuna Akif Beki şu şekilde cevap verdi: “Bana bunu yakıştıran herkese tek tek teşekkür ediyorum. En başından beri ben Başbakanlıkta görev aldığım zaman bütün arkadaşlar bilir başbakanlığı izleyen, hep söylerdim ben memuriyette ikbal aramadım hiç, hiç düşünmedim, orada bir gelecek kendim için öngörmedim. Memuriyet hiç düşündüğüm bir şey değildi, siyasette hiç düşündüğüm bir şey olmadı. O göreve geçici olarak geldiğimi ve bir noktada bırakıp tekrar mesleğe döneceğimi hep söyledim. Ben siyaset yapmayı düşünmüyorum. Hayat ne gösterir çok da aceleci, erken şeyler söylemeyi de doğru bulmuyorum ama siyaset benim kafam da yok, öyle bir beklentim yok, ben milletvekilliğini düşünmüyorum ki gerisini düşüneyim. Ayrıca bunlar beni aşan şeyler, mizaç olarak aşan şeyler, ben gazetecilikten başka bir iş yapmadım”
Akif Beki yazdığı bir köşe yazısında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu çok sert bir dille eleştirmiş, hatta basında yer alan bazı iddialara göre bu yazının Başbakanın talimatı ile Akif Beki'ye yazdırıldığı uzun zaman basında yer aldıştı Beki bu iddialar ve buna benzer olaylar hakkında: “Ben başbakanlık sözcülüğü görevini belli bir süre yaptım, o görevdeyken o görevin gereklerini yaptım. Ondan evvel gazeteciydim, gazetecilik yapıyordum. Şimdi tekrar gazeteciliğe döndüm ve şimdi de gazeteciliğin gereklerini yapıyorum. Dolayısıyla benim görüşlerim, benim yazdıklarım ve söylediklerim kişisel görüşlerim ve kanaatlerimdir. İnandığım, düşündüğüm, hissettiğim şeyi yazıyorum, vicdanım, kalbim, aklım neyi söylüyorsa onu yazıyorum. Bu vicdan, bu kalp, bu akıl bana aittir, hiçbir zaman, hiç kimseye kiraya vermedim. Bu saatten sonra da ömrümün sonuna kadar kimseye kiraya vermeyi düşünmüyorum. Akıl benim, vicdan benim, kalp benim, hata ise hata benim, günahsa günah benim, sevapsa sevap benim hayatımın bütün sorumluluğunu tek başına kendim taşıyorum. Bu dünyada da, öbür dünyada da hesabını ben veririm. Bu tür yorumlar bana da haksızlık, eleştirdiğim kişiye de haksızlık, Sayın Başbakan'a da haksızlık. Bir başbakan hele ki Tayip Erdoğan gibi bir Başbakan düşünebiliyor musunuz kendi bakanının eleştirilmesine sevinecek? Ben Başbakan'ın o yazıdan hiç memnun olduğunu düşünmüyorum. Ben onun hoşnutsuzluğunu göze alarak yazdım çünkü doğruluğuna inandığım şeyi yazdım, yazılması gereken bir yazı olduğu için yazdım. Ben o kanaatteyim ve hala öyle düşünüyorum. Ben mesleğe döndükten sonra ilk kez hükümeti, hükümetin bir üyesini, AK Partiyi ya da herhangi bir politikasını eleştirmiş değilim daha evvel de yaptım. Hatta Sayın Davutoğlu'nu eleştiren bir yazıyı daha evvel de ele aldım. Hatta o yazı biraz daha acıtıcıydı daha ironik bir yazıydı. Biz ironiden pek anlamadığımız için bu daha doğrudan olduğu için daha çok yankı buldu. Eleştirilmesi gereken bir şey gördüğümde gene yazarım. Ahmet Davutoğlu ile ilgili bir kişisel hesabı mı var şeklinde spekülasyonlarda oldu. Diyelim ki öyle siz yazdıklarıma bakın, doğru mu, değil mi? Ona göre karar verin. Böyle farazi şeyler üzerinden bir sonuca varmak mümkün değil. Ayrıca kişisel hesap neyden dolayı olur? Aynı koltuğa talip olursunuz, ortada para olur paylaşamazsınız, aynı kadını seversiniz. Bu durum için bunlardan hangisi geçerli? Laf eveleyip gevelemeye gerek yok.” Şeklinde konuştu.
Akif Beki son günlerin gündem maddesi olan Numan Kurtulmuş'un istifasını da değerlendirdi. Bazı iddialara göre Erdoğan'ın köşke çıkacağı, Numan Kurtulmuş'un ise AK Parti'nin başına geçeceği söyleniliyor. Bu iddialar için de Beki şunları dile getirdi:
“Bu aşamada ne Sayın Kurtulmuş'un kafasında böyle bir olasılığın olduğunu ne de şartların ona böyle bir fırsat vereceğini düşünmüyorum. Geçmişte böyle bir şansı vardı. İstifa ederek kendisi için doğru olanı yaptığını düşünüyorum daha fazla o duruma katlanması iyi bir görüntü vermezdi. Bence Numan Kurtulmuş, kurtulmuş oldu fakat ben SP'ye genel başkanlık yaptığı dönemdeki söylemlerini ve politikalarını yanlış bulduğum, hakkaniyetli bulmadığım için eleştirdim. Ama Numan Kurtulmuş'a yapılanı da reva görmedim, sadece ona değil hiç kimseye reva görmem. Sayın Erbakan'ın çocukları beyanatlar vererek bir partinin genel başkanını eleştirdiler ve gidecek, eğer eman dilerse, gelir el öper af dilenirse gibi partinin büyük ağabeylerine benzer sözler söylediler, hırpaladılar, itip kalktılar. Bana göre yakışık kalmadı. O tablodan da her siyasetçinin dersler çıkarması gerektiğini düşünüyorum.”
Akif Beki ayrıca, “Kurtulmuş eğer geçmişte AK Parti içinde yer alsaydı bugün daha farklı bir yerde olacaktı” fikrini de sözlerine ekledi.