Mazlumların Limanı Türkiye'dirBingöl Valisi Ali Mantı; Bizim temel dinamiklerimiz devletimiz, milletimiz, bayrağımız ve toprağımızdır; bu coğrafyada mazlum insanların yegâne son kale ve sığınılacak tek limanı Türkiye'dir dedi.Din istismarı ile mücadele etmek ve bu konuda toplumu Kur'an ve sünnete dayalı sahih dinî bilgi ile aydınlatmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bilgilendirme toplantıları kapsamında Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezinde ‘Din İstismarı ile Mücadele' konulu panel yapıldı. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 15 Temmuz hain darbe girişimi ile ilgili sinevizyon gösterimiyle ile devam etti. Sinevizyon gösteriminin ardından açılış konuşması yapan İl Müftüsü Mecit Can; “Ülkemizde, son zamanlarda dine dayandığını ifade eden örgütlerin baskısı altında bir takım sıkıntılar yaşandı. Milletimizin dinimiz ile ilgili sağlıklı bilgi edinme noktasında, Başkanlığımız sorumluluğunu yerine getirmek amacıyla tüm yurtta din istismarı ile ilgili Bilgilendirme toplantıları başlattı. İlimizde de öncelikle siz değerli öğrencilerimizden başlamak suretiyle bilgilendirme toplantılarımızı başlattık” dedi. “Tehdit niteliğindeki örgütleri yok edebiliriz” Din İstismarı ile Mücadele' konulu panelde konuşan Bingöl Valisi Ali Mantı, İslam'ın tüm insanlığa ait olan bir din olduğunu söyledi. Vali Mantı; “İslam dini tüm insanlığa gelen bir dindir lakin İslam dininin yürütme organı Müslümanlardır. Biz inananlar olarak bu yürütme organını icra ederken ne kadar doğruyuz buna da dikkat etmemiz gerekmektedir. Din istismarı konusuna değindiğimizde gerek eski tarihlerde gerekse de günümüzde bunun yaşandığına şahit oluyor ve zaman zaman toplumun manevi duyguları istismar edilerek kendini yenileyen hareketler ortaya çıkardığını görüyoruz. Bu doğrultuda ‘istismar sonucunda hayat bulan terör örgütlerinin varlığı karşısında millet olarak bizim asli görevlerimiz nelerdir ve hangi çözüm yolları kullanılarak devletimizin birliğini ve milletimizin bütünlüğünü tehdit niteliğindeki bu örgütleri yok edebiliriz' bunları düşünmemiz gerekmektedir” dedi. “Sığınılacak tek limanı Türkiye'dir” Vali Mantı; “Bilindiği üzere ülkemiz çok kısa süre önce dini duyguları amaçlarına araç kılan FETÖ gibi bir örgütün ihanetiyle karşı karşıya gelmiş ve milletimizin onurlu mücadelesiyle bu ihanet geri püskürtmüştür. Allah böylesi ihanetler karşısında milletimizi korusun ve devletimizin gücüne güç katsın. Toplumda mevcut böylesi hareket ve oluşumları sosyolojik açıdan tedavi edebilmemiz için çok dikkatli olmamız gerekmektedir. Kin, nefret ve düşmanlıktan öte bir ve beraber olmanın verdiği gerekleri yerine getirerek, devletimize sahip çıkmalı –ki ehil olmayan bu gibi insanlara aman vermeden de değerlerimizi hassasiyetle korumamız gerekmektedir. Toplumun sosyolojik yapısını tedavi edelim derken yeni travmalara, düşmanlıklara ve bölünmelere sebebiyet vermemeliyiz. Bu mevcut sorunlara bir cerrah titizliğinde yaklaşılmalı ve çözüm yollarını da bu şekilde dizayn etmek zorunluluğunu gütmeliyiz. Milletimiz tarihten bu yana adalet ülküsü ışığında vicdan ve merhameti göz önünde bulundurarak toplumdaki yaraları sarma gayreti içerisinde olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Din görevlilerimizin toplum nazarında bir karşılığı vardır; bunu daha güçlü bir Türkiye yolunda ve bilinçli nesiller yetiştirmek için büyük bir özen ile değerlendirmeliyiz. Devlet ve millet olarak asli vazifemiz bir ve beraber olma duygusunu yeni nesillere aşılamak olmalıdır. Bizim temel dinamiklerimiz devletimiz, milletimiz, bayrağımız ve toprağımızdır; bu coğrafyada mazlum insanların yegâne son kale ve sığınılacak tek limanı Türkiye'dir. Biz devlet ve millet olarak inancımız gereği bunu yapmaktayız ve yapmaya da devam edeceğiz” diye konuştu. “Birlik ve beraberliği tehdit ediyor” Panel moderatörü ve Diyanet İşleri Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Haydar Bekiroğlu, din istismarı konusunun, İslam ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine dönüştüğüne dikkat çekti. Bekiroğlu; “Din alanı duygularımız, kalbimiz ve inancımızla ilgili boyutlar taşımaktadır. Din, bir tarafta akıl ve mantığımıza diğer tarafta gönlümüze ve duygularımıza hitap eder. İslam dini bizlere, temel fıkhı hüküm alanları dışında fikir ve teori geliştirme imkânı sağlamıştır. İnsanların farklı görüş geliştirilmesi için müsaade edilen bu alanı bir istismar malzemesi olarak kullanan, rant ve çıkar devşirme, insanları din üzerinden köleleştirme ve robotlaştırma çabasında olan örgütler ortaya çıkmıştır. Şehadet ve cihat kavramları bu tip örgütlerin ifadelerinde geçen kavramlardır. Şehadet kavramını başka boyuta çekmek suretiyle bir gencin heyecanına hitap ederek “sen üzerine bombaları bağla git patlat, Hz. Peygamber seni bekliyor” demek bir din istismarıdır. O genci motive eden olgu, İslam'ın cihat ve şehadet kavramlarının istismar edilmesinden doğmuştur. Cihat kavramının istismar edilmesinde iki farklı gaye vardır. Birinci gaye, cihadın sadece kalemle tefekkürle sınırlı olduğunu söyleyerek, her zaman asimile edilebilen, ezilen ve ezilince ses çıkarmayan bir Müslüman toplum oluşturmak. İkinci gaye, Hz. Muhammed (s.a.v.) kılıçla İslam'ı yaydığı şeklinde bir algı oluşturarak Avrupa'daki gençlerin zihninde, bunlar hiçbir şeyden anlamaz tek anladıkları şey kılıçla kafa koparmaktır imajı oluşturmaktır. İşte bunun gibi cihat ve şehadet kavramlarının farklı gayelerde anlatılması İslam dinini yıkmak ve karalamak için kurgulanmıştır” dedi. Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre merkezinde gerçekleştirilen panele Vali Ali Mantı'nın yanı sıra Bingöl Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Hasan Çiftci, İl Müftüsü Mecit Can, Müftülük personeli, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. YORUM YAZIN
|
|