Kürük Suyu ile ilgili yapılan tartışmaların bir komediye dönüştüğünü ifade eden Karasu, “Bingöl Belediyesinin tartışmaya katılış biçimi, verdiği cevap kurum ciddiyetinden, yasal gerekçelerden, kent yönetimi bilgisinden tümüyle uzak ve hiçbir biçimde haklılığı içinde barındırmayan, haksızlığa zemin oluşturan bir yapı ve anlayıştadır. Hiç kimsenin görüşünü almadan, kentte yaşayanların hukukunu gözetmeden ve kentte yaşayanların haklarını başkalarına peşkeş çekerek Bingöl'ü kendi keyfince yönetme anlayışına Bingöllülerin gösterdiği sessizliğin dünyada başka bir örneği yoktur” dedi.
“Şehir susuz, Uydukent Bölgesi su sorunu yaşıyor, Sayın Serdar Atalay şehir suyunu köylere veriyor” diyen Karasu, “Şehirde yaşayanlara da depo yapın, üstüne motor koyun önerisinde bulunuyor. Einstein bile yaşasaydı bunlar aklına gelmezdi. Belediyenin bir grup encümene verdiği ve basında yer alan cevap ise tam bir drama örneği. Bingöl Belediyesi özetle şunu söylüyor: ‘Bu ismi geçen köyler gidip Kürük Bölgesinde su bulmuşlar ve bu suyu satın almışlar. Bizim borularımız boş olduğu için bu suyu bizim borulara aktarmışlar ve akıttıkları sularını burdan alıyorlar. Ne acınaklı bir durum. Bir kurumun düştüğü duruma bakın.
O zaman bende gidip Kürük Bölgesinde bir su kaynağı satın alayım, suyu bu borulara akıtayım, bu suyu Bingöl'e getirip Aydınsu Mahallesindeki annemlerin ineklerine içireyim. Ben ovada büyüdüm. Ovadaki sulama sırası ve kuralları bile bu anlayıştan daha mantıklı ve gerekçeli, gerçekçi. Ovadaki mantık şu: 5 kişinin kullanabileceği kadar su varsa su önce 5 pay edilir.
Bu 5 kişi gider tüm mevcut suyu harekete geçirir ve getirir. 6'nci kişi beni alın, arkta boş yer var ve ben gidip kendi suyumu getiririm demez, diyemez. Çünkü orda bir ciddiyet var, teamül var, kural var. Diğerleri kabul etmez. Bunu hakaret kabul eder. Niye bizim elimiz ve ayaklarımız mı kırılmış, biz o var olan suyu getirmekten aciz miyiz? derler” diye konuştu.