Kurban: chp resepsiyona katılmalıReferandum sürecinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, &';başörtüsü sorununu biz çözeriz” açıkmasından sonra CHP ve ülkenin gündeminde sular durulmuyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Çankaya Köşk'ünde tek resepsiyon verilmesi ile ilgili CHP içerisinden farklı açıklamaların gelmesi krizi daha da derinleştirdi.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum çalışmaları çervesinde ülke genelinde yaptığı mitinglerde, başörtüsü sorununu çözme noktasında, kendilerinin talip olduğunu açıkladı. Bu açıklamadan sonra, Başbakan Erdoğan'ın “teklifi getirsinler” sözlerinden sonra, üniversitelerdeki başörtüsü sorunu ülkenin gündeminden düşmeyen konuların başında gelmeye başladı. Referandum sürecinden sonra CHP'nin beklenen adımları atmaması, çözümün nasıl olacağı konusunda herhangi bir açıklama yapmaması ise eleştirilere yol açtı. Aynı zamanda başörtüsü konusunda parti içerisinden farklı açıklamaların gelmesi ile CHP içerisinde çatlakların olduğu iddiası dile getirilmeye başlandı. Son olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde köşkte tek resepsiyon verilmesi CHP içerisindeki çatlağı biraz daha gün yüzüne çıkardı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce tarafından yapılan açıklamada 29 Ekim resepsiyonuna katınılmayacağı söylendi, kısa bir süre sonra CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun “karar vermek için henüz erken” demesi, parti içerisinde farklı fikirlerin olduğu iddiası gündeme bomba gibi düştü. Şimdi herkesin merak ettiği 29 Ekim resepsiyonunda CHP'nin nasıl bir tavır alacağı ve CHP'nin başörtüsü sorunu konusunda nasıl bir çözüm üreteceği. CHP'nin üniversitelerdeki başörtüsü sorununu nasıl çözmek istediğini, 29 Ekim resepsiyonunda CHP'nin tavrının nasıl olması gerektiğini ve tüm merak edilenleri; CHP Parti Meclis Üyesi Mustafa Kurban'a sorduk. İşte ses getirecek özel haberimizin ayrıntıları. Ben CHP'de 25 yıldır politika yapıyorum. 15 yıl gibi bir süre zarfında CHP İl Başkanlığı yaptım diyen Mustafa Kurban, “Başörtüsü meselesi ne yazık ki daha önceki partiler tarafından ve en son olarak da AK Parti tarafından istismar konusu edildi. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, AK Parti'nin elindeki bu argümanı almak için özellikle bu konu uzun bir süre konuşuldu. Parti meclisinde, il başkanları toplantısında, MYK'da… Bu konunun artık ülke gündeminden çıkması lazım. Türkiyede başörtüsü sorunu diye bir sorun yok. İsteyen istediği gibi giyiniyor. Bu konudan özellikle nemalanılıyor. Şimdi CHP'nin hedefi bu argümanı AKP'nin elinden almaktır. Bunu artık ülkenin sorunları arasından çıkartmak lazım.” dedi. CHP'nin başörtüsü sorununun çözümü noktasında nasıl bir yol izleneceğine de değinen Kurban, “Bilim adamları şu anda çalışıyor. Bunun bir de yasal boyutu var; çünkü Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında deniliyor ki, Türkiye Cumhuriyeti laik bir sosyal hukuk devletidir. Laik ve sosyal hukuk devletinin gerekleri neler ise çağdaş dünya normlarında bu nasıl yorumlanıyorsa öyle yorumlanacak. Burada eğer üniversite okuyan kız öğrenciler gerçekten eğitimlerinden yoksun kalıyorsa, Cumhuriyet Halk Partisi'nin çözmek istediği konu budur. Bunu kime havale etmiş. Sencer Ayatay'a. Kim bu adam, bir profesör. Diyor ki sen bunu araştır, incele; hukuki boyutunu, sosyal boyutunu araştır. Biz bu sorunu çözelim.” şeklinde konuştu. Cumhuriyet Halk Partisi çözüm için uğraşıyor diyen Kurban, “Bunu gündeme getirelim, oturup konuşalım, bunu çözelim diyor. Sadece başörtüsü değil mesela Kürt sorununu çözmek istiyor, demokratikleşme sorunu çözülsün istiyor. CHP diyor ki artık insanları inançlarından, fikirlerinden, değerlerinden dolayı yargılamayalım.” değerlendirmesinde bulundu. 29 Ekim resepsiyonu hakkında çıkan farklı söylemlere de değinen Kurban; “Bu konuda önemli olan genel başkanın yaklaşımı ve değerlendirmeleridir, partiyi genel başkan temsil eder.” dedi. Kurban sözlerine; “Genel başkan dışındaki yaklaşımlar ve söylemler çok da şık değildir. Saygın da değildir. Grup başkanvekilimizin görüşü de saygındır tabii; ama esas olan genel başkanın yorumudur. Burada ülkenin gündemi çarpıtılıyor. Sanki birileri istiyor da bunlar istemiyor gibi gösteriliyor. Biz halkımızın inançlarına saygılıyız. 29 Ekim resepsiyonu da bu çerçevede kutlanıyorsa, parti genel başkanı nasıl uygun görmüşse, partinin alacağı karar o yönde olmalıdır. Ve bizim için de artık bu tabular yıkılmalıdır. Anadolu coğrafyasında birçok inanç, kültür bir arada yüzyıllarca yaşamıştır.” şeklinde devam etti. Kurban, bundan sonra yapacağımız çalışmalarda partimizin tek temsilcisi genel başkandır diye belirterek; parti içinde farklı guruplar yok mudur? Vardır. Bunlar kendilerini zaman zaman ortaya koyacaklardır, dedi. Resepsiyona katılıp katılmama tartışmalarına da değinen Kurban, “Cumhurbaşkanı bu ülkeyi temsil ediyorsa, bu bir ulusal milli bayramsa, eğer yetkili organlar bunun aksine bir şey görmemişse hiçbir mahsuru yoktur. Resepsiyon veriliyorsa, sen de ülkenin bir siyasal partisisen bu resepsiyona icap edeceksin. Tabii bu benim şahsi değerlendirmemdir, parti organları açısından bunu söylemiyorum.” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi'nde çok çeşitlilik her zaman olmuştur. Parti içerisinde insanlar çıkıp da konuşabiliyor diyen Mustafa Kurban, “Şu anda farklı değerlendirmeler olabilir; ama çok seslilik de olmaz. Partiyi genel başkan yönetir. Genel Sekreterlik bir makamdır ama bunlar ayrı ayrı gruplar değildir, bunlar birbirini tamamlayan organlardır. Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde farklı söylemler olsa bile, sonuçta parti bir bütün olarak, bütün organları ile birlikte yoluna devam edecektir. Cumhuriyet Halk Partisi bir kurultay yaşadı. Genel başkanı değişti, MYK'sında ciddi değişiklikler oldu. Parti meclisinde değişiklikler oldu. Bu aynı zamanda bir anlayışı da değişti. CHP eskiden Deniz Bey'in başkanlığında yönetiliyordu, şimdi se Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yönetiliyor. Her yönetimin kendina ait bir yönetim anlayışı vardır, bu doğaldır. Esas olan bugün ki yönetimin anlayışıdır. Geçmiş geçmişte kaldı. Günahları ile sevapları ile onlar geçmişte kaldı. Ama yeni CHP'nin alacağı kararlar; toplum tarafından göz önüne alınır, tartışılır. Yeni yönetimi, yeni anlayışı, yeni söylemleri esas almak gerekir.” şeklinde konuştu. CHP'nin başörtüsü sorununun çözümüne talip olması; ama çözümün nasıl olacağını ortaya koymaması ve 29 Ekim resepsiyonuna Cumhurbaşkanının eşi kapalı olduğu için katılmayacağını belirtmesi kamuoyunda tepkilere yol açtı. İşte o tepkilerden birkaçı: Ahmet Altan-Taraf Mehmet Ali Birand-Milliyet
Besbelli ki, CHP'nin 29 Ekim resepsiyonu konusunda kafası karışık veya kendi içlerinde bir zamanlama sorunu yaşıyorlar. Ortada üç seçenek var:
Hangisi olursa olsun, Kılıçdaroğlu'nun türban konusunda benimsediği yeni tutum, anlayışlı yaklaşım ile resepsiyona katılmama kararı açık bir çelişki yaratıyor. CHP bu resepsiyona katılmalı, buna karşı türbanın üniversite dışında da serbest bırakılmasına karşı çıkmalı. Fehmi Koru-Yenişafak Çankaya'yı boykotun, CHP'yi ve ondan daha çok da kendisini zor duruma düşüreceğini nasıl oluyor da görmüyor Kemal Kılıçdaroğlu?.. Her fırsatta kendilerinden "Cumhuriyet'i kuran parti" olarak söz eden CHP'nin, halkın iradesinin Meclis'e yansımasıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e saygıda kusur ederek varabileceği tek yer, halkın gözünde değer kaybetmektir… Ekrem Dumanlı-Zaman YORUM YAZIN
|
|