11 ayın sultanı olan Ramazan ayında bir haftayı bugün geride bıraktıklarını ifade eden Bölgenin tanınmış âlimlerinden olan Molla Sahap Korkutata, İslam'ın rükünlerinden bir rükün olan ve Allah nezdinde en sevilen, mükâfatını sadece Allah'u Teâlâ tarafından verildiği bir ibadet olan Ramazan orucu ve Ramazan ayı hakkında birbirinden değerli açıklamalarda bulundu.
Ramazan ayının rahmet ve mağfiret ayı olduğuna dikkat çeken Korkutata, Müslümanların bu ayda bol bol sadaka verilmesi, namazların cemaatle kılınması ve Kur'an ile haşir neşir olmaya gayret gösterilmesi gerektiği şeklinde önemli tavsiyelerde bulundu.
‘Ramazan Kuran'la şan, şeref bulmuştur'
Ramazan deyince akla gelen ilk şeyin oruç olduğunu belirten Korkutata, “Biz Müslümanlar şunu bilelim ki bu Ramazan Kur'an ayıdır. Ramazan Kur'an'la şan, şeref bulmuştur. Kur'an'la değerli ve kıymettar olmuştur. Cenab-ı Allah Kur'an'ın bu ayda indirildiğini bizlere buyuruyor. Madem Ramazan ayı Kur'an'la değer bulmuştur ve bu ayda insanlar için farz kılınmıştır. Dolayısıyla insanlarda bu ayda Kur'an'i bir hayat yaşamaya gayret etmelidir. Eğer bu ayda Kur'an'a iltifat edilmiyorsa bilinsin ki kupkuru bir oruç tutulmuştur. Dolayısıyla Resulullah(S.A.V.) Efendimiz şöyle buyuruyor; ‘Çok oruç tutanlar var ki acıkma ve susamaktan başka kendilerine bir şey yoktur.' Müslümanlar unutmamalı ki tek kurtarıcı Allah'ın kelamı olan Kur'an'dır. Aynı zamanda nurdur, yol gösterendir ve hidayettir. Dolayısıyla insanlar bu ayda Kur'an'ı Kerim'i tamamen gözden geçirmelidir. İnsanlar eğer bu Ramazan ayında tuttukları oruçla cennete girmek istiyorsa, Allah'ın rızasına ulaşmak istiyorlarsa Kur'an'i bir insan olmalılar ki oruçları da İslami bir oruç olsun. Çünkü Ramazan ayı oruç ve Kur'an ayıdır. Bu yüzden insanların kendisini sorgulamaları lazımdır. Ben İslam'ı ve Kur'an'ı ne kadar yaşıyorum diye. Bu konuda sürekli kendi muhasebesini yapmalı ve nefsini Kur'an'la ıslah etmelidir. Ramazan ayının Kur'an'sız olarak hiçbir değeri de yoktur. Ramazan ayının Kur'an karşısında bir yaprak kadar kıymeti yoktur belki ama Kur'an-ı Kerim Ramazan ayına değer katmıştır. Artık Ramazan ayı geldiği vakit Kur'an'ı hatırlamak lazımdır. Kur'an'ın manasını tefekkür etmek lazımdır ki Kur'an'la ihya olalım.” vurgusunda bulundu.
‘Kimler oruç tutabilir ve kimler tutmayabilir?”
Açıklamasının devamında Ramazan ayında en çok sorulan sorulara cevap veren Korkutata, “Nasıl oruç tutulur, kimler oruç tutar, güzel ahlak nasıl olur, zekât ve fitre nasıl verilir şeklinde ki insan hayatında bilinmesi gereken tüm dersleri kendi içindeki kanunlarla belirtir. Dolayısıyla bu Ramazan ayında herkesin hem oruç tutması hem de Kur'an'cıl bir yaşam tarzı olması lazımdır. Ancak kendisine zarar verecek derece hastalığı bulunan kişiler, güvenilir yani oruca karşı olmayan doktorlardan bu bilgiyi alıyorsa, o zaman hastalığından dolayı oruç tutması da caiz değildir. Meşakkatli bir yolculukta bulunan kişilerde hastalar gibi oruç tutmaları farz değildir ancak her iki kısım insanlarda söz konusu sıkıntıları ortadan kalktıktan sonra orucunu kaza etmekle mükelleftirler. Çocuk emziren kadında sonradan kefaret vermek ve orucunu tutmak şartıyla orucunu yiyebilir. Kronik hastalığı olanlar ve piri fani dediğimiz ihtiyarlar da tutma takatinde değillerse bunlarda orucunu yer, kefaretlerini verir, sonrasında kazada etmezler.”şeklinde tavsiyelerde bulundu.(Nihat Kanat-İLKHA)