Kötü karne kötü çocuk anlamına gelmezİl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Hansu, karne alan çocuklara yönelik yaklaşımlar konusunda uyarılarda bulunarak, "Şiddetten kaçının, karnedeki notlar çocuklarımızın kişiliğine verilen notlar değildir" dedi.![]() Hansu: “ Karne sonuçtur ve bir anlamı vardır” Sömestr tatili öncesi anne ve babalara bir takım önerilerde bulunarak, karnesinde zayıf olan çocuklara kesinlikle sert davranılmaması gerektiğini ifade eden İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Hansu, aksi takdirde çocukların ruhsal durumunun tehlikeye atılacağını söyledi. ‘Çok katı ve ağır tepkilerin çocuğu korkutabileceği gibi ürkütebilir, çocuğu dersten ve okuldan soğutabilir' diyen Hansu: “Bir okul döneminin daha sonu geliyor. Her öğrenci kendi karnesinde nasıl notlar göreceğini hesaplamaya başladı bile; kiminin içi rahat, kimi çok ince hesaplar içinde. Bazısı kendi durumunu düşünürken bazısı nasıl tepkiler alacağını düşünüyor. Bir karnenin iyi veya kötü olması neye göre değerlendirilir? Bu değerlendirme öncelikle, doğal olarak karnede kaç kırık, kaç geçer not olduğuna bakılarak yapılır. Genellikle de içinde kırık not olmayan karne “iyi” karne olarak değerlendirilir. Diğer bütün performanslar gibi karnedeki duruma bakarak bir öğrenciyi, bir insanı değerlendirmek, yani sadece sonuçtan yola çıkarak bir yargıya varmak anne-babaları yanlış noktalara götürebilir. Karne bir sonuçtur ve bir anlamı vardır. Önemli olan bu sonuca götüren süreci iyi değerlendirmektir. Anne-babaların dikkat etmesi gereken konuların başında çocuğun bireysel özellikleri, genel kapasitesi ve güçlü olduğu alanlar gelmelidir. Artık sadece bir tek “zekâ” veya “yetenek” olmadığını biliyoruz. Bu nedenle çocuk, örneğin matematik dersinde zorlanmakta ise onun yeterince akıllı olmadığını düşünmek hatadır. Bir çocuğun sözel veya sayısal alanlara, müziğe, spora veya doğa bilimlerine karşı bir eğilimi olabilir. Ancak okul ortamı içinde kendisinden çok çeşitli alanlarda eşit derecede başarılı olması beklenir. Çok az kimse birçok değişik alana eşit derecede ilgi duyabilir. Dolayısıyla bazı alanlara doğası gereği kendini daha yakın hisseder, diğerlerini de mecbur olduğu için öğrenir. Ailelerin fark etmesi gereken, çocuğun çok da yatkınlığı yâda merakı olmadığı halde, bir konuda bir şeyler öğrenme konusunda ne kadar çaba gösterdiğidir. Çocuk o dersi önemser ve anlamak için elinden geleni yaparsa, çaba gösterirse artık getirdiği karne notunun pek de önemi kalmaz” dedi “Çocuklarınıza sert davranmayın” Bir anane-babanın çocuğunun karnesini eline aldığında, eğer iyi notlarla dolu bir karne ise sevinip gururlandığını anlatan Hansu, karnedeki notları zayıf olan çocukların da güçlük yaşamış olabileceğinin, hayatın bir gerçeği olduğunu ifade etti. ‘Çocuğumuz karnesiyle geldiğinde bir veya birkaç kırık notu olması onu sevmememizi gerektirmez' diyen Hansu, şöyle devam etti. “Çocuğa çok sert tepki gösterelim, hatta dövelim ki o da durumun önemli olduğunu anlasın derslerine çalışsın diye düşünüp çocuğa karşı çok katı tutuma giren anne babalar çocuklarının ruhsal durumunu tehlikeye attıklarını düşünmelidirler. Aile çocuğa zayıfları için kızabilir. Ama çok katı ve ağır tepkiler çocuğu korkutabileceği gibi, ürkütebilir ve çocuğu dersten ve okuldan soğutabilir. Çocuğun kendine güvenini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu hiç istenmeyen bir durumdur. Çocuğa zayıfından dolayı kızmalı. Ama onunla konuşup, yardımcı olabileceğinizi de göstermeli, ona destek olacağınızı anlatmalısınız. Karnede zayıf olması demek hayatın sonu demek değildir. Bu zayıflar düzeltilebilir. Ailelerin yapması gereken çocukla ile ilgili olmak, onları günü gününe takip etmektir. Okul aile işbirliği her zaman istenilen bir çalışmadır. Bu çalışmada okul aile ile her yönden işbirliği içinde olursa çocuğa daha fazla yardımcı olunabilir. Zaten ana amaç da çocuğu en iyi şekilde eğitmektir. Bütün bu yazıların aşağı yukarı bir amacı var. Karne dönemi pek çoğumuz gazetelerde okumuştur; intihar eden ilkokul veya ortaokul öğrencilerinin acı sonunu. Bir ağır sonuç intihar, diğer bir ağır sonuç ise evden kaçmadır. Çocuk karnesini annesine veya babasına göstermekten öylesine korkar ki, çareyi evden kaçmakta bulur. Bu yolda kötü niyetli kişilerce su istimal edilir. Bu tehlikeli sonuçları yaşamamak için lütfen aceleci olmamaya çalışalım. “Hışımla kalkan zararla oturur” atasözünü unutmadan dayak ve ağır cezalandırma yolunu değil; işbirliği, anlayış, destek ve yardım, konuşma, anlamaya çalışma yolunu seçelim” ‘Sanal Karne' dönemi başlıyor Okul öncesi, ilk ve ortaöğretim kurumlarında 2007–2008 eğitim-öğretim yılı birinci dönemi bugün sona eriyor. Bugün karne alacak olan 56 bin 269 öğrenci ile 2 bin 790 öğretmen, iki haftalık tatil yapacak. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu eğitim-öğretim yılında karnelerle ilgili yeni bir düzenleme yaptı. Bu eğitim-öğretim yılından itibaren ''sanal karne'' dönemi başlayacak. Öğrencilerin karneleri internet üzerinden de görülebilecek. MEB, bu amaçla hazırladığı site, bugünden itibaren kullanıma açılacak. Veliler, karneleri, çocuklarının T.C kimlik bilgilerini kullanarak bu siteden görebilecekler. Böylece, özellikle zayıf notu bulunan öğrencilerin başvurduğu ''karnedeki notu değiştirme'' dönemi de son bulmuş olacak. MEB yetkileri, ayrıca karneler internet üzerinden de görülebileceği için okulların velilerden istediği ''karne parası'' uygulamasının da otomatik olarak kalkacağını ifade ettiler. Bu arada, öğrencilerin bu yıl alacağı karneler, geçen yıl uygulanmaya başlanan 100'lük not sistemine göre düzenlenmiş olacak. Karnede, öğrencilerin katıldığı etkinlikler ve okudukları kitap sayıları da yer alacak. İkinci Dönem 11 Şubat'ta Başlayacak 2007–2008 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, 11 Şubat 2008 Pazartesi günü başlayacak ve 13 Haziran 2008 Cuma günü sona erecek. Öğrenciler, bu eğitim-öğretim yılının ikinci yarısına sınavlara hazırlanarak geçirecek. Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerinde okumak isteyen ilköğretim son sınıf öğrencileri, 8 Haziran 2008'de son kez yapılacak Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na (OKS) girecekler. İlköğretim 6. sınıflar için 21 Haziran 2008, 7. sınıflar için 22 Haziran 2008 tarihlerinde birlikte yapılacak Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na (DPY-B) ve Seviye Belirleme Sınavları'na (SBS) ise ilköğretim 6. ve 7. sınıflarındaki öğrenciler alınacak. Ayrıca, ilköğretim okullarının 5. sınıf öğrencileri ile liselerin 9, 10 ve 11. sınıflarında okuyan öğrenciler, 4 Mayıs 2008'de DPY-B'ye girecekler. 2008–2009 eğitim-öğretim yılının 15 Eylül 2008'de başlaması planlanıyor. BingolOnline/Bingöl Kent Haber YORUM YAZIN ![]()
|
|