Ülke genelinde partilerine yönelik cadı avının devam ettiğini kaydeden Özsoy, “partimizi referandumda çalışamaz hale sokmak için sudan gerekçelerle ve hukuksuz bir şekilde binlerce kişiyi tutukladılar. Referandumdan evet çıkarmak için daha kaç kişinin canını yakacaksınız? Devlet yetkililerine sorsanız ‘terörle mücadele' gerekçesini öne sürecekler, ama daha önce de söyledik tekrar söylüyoruz. Bingöl'de ve ülke genelinde HDP ve DBP'ye yönelik tutuklamaların terörle mücadeleyle uzaktan yakından bir alakası yoktur. İktidar olma, iktidarda kalma, başkanlık sistemini zor, sindirme ve baskı ile getirmek ile ilgisi vardır. Zorla bu sistemi getirseniz dahi bu memleketi böyle yönetebileceğinizi mi zannediyorsunuz? Bunca zulmün size bir faturası olmayacak mı diye düşünüyorsunuz?” dedi.
“Bir yıl önce Türkiye vatandaşlarının vizesiz bir şekilde Avrupa'ya seyahat etme hakkını konuşuyorduk, vizesiz Avrupa her secim öncesi hükûmetin vatandaşa vaadi idi” diyen Özsoy, şunları söyledi: “Bugün cumhurbaşkanı, başbakan, ve hükûmetin bakanları Avrupa ülkelerine sokulmuyor, sınır dışı edilip Avrupa'ya giriş yasağı konuluyor. Hükûmetin yanlış politikaları yüzünden nereden nereye geldik. Bağırıp çağırarak dünyaya ayar verebileceğini düşünenler sonunda özür dileyip, yalvar yakar duruma düşüyorlar. Rusya ve Israil ile yaşananlar bunun en yakın örnekleri. Yakında Avrupa'dan hükûmet yetkilileri için yakalama tutuklama kararları çıkarsa şaşmamak lazım. Dış politikada iyice sıkışan hükûmet içeride kendisi gibi düşünmeyen herkese saldırarak sonuç amaya çalışıyor. Aslında hükûmet kocaman bir bataklığın içinde debelenip duruyor ve kendisi ile birlikte tüm ülkeyi derin bir siyasi ve ekonomik bataklığın dibine doğru çekiyor. 16 Nisan referandumunda memleketin bataklığa çekilme durumuna ‘hayır' diyerek dur deme şansımız var. Yavuz Kıtay da Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, daha önce tutuklanan il eşbaşkanlarımız ve yöneticilerimiz ve binlerce arkadaşımız gibi bir referandum rehinesidir. Bunu gerçeğin bir daha altını çizmek gerekiyor. Koşullar ne kadar zor olursa olsun, bu zulmün önünde diz çökmeyeceğiz. “