KHK'lar mağdur ediyorPartisinin Bingöl mitingde konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, KHK'lar ve Güvenlik soruşturmaları sonucu mağdur edilen insanların FETÖ'nün hazırladığı devlet hafızası üzerinden mağdur edildiğini söyledi.HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, partisinin Bingöl mitingde konuştu. Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmeler, ekonomik darboğaz, faiz, aile kurumunda yaşanan çözülme ve dağılma ve son olarak FETÖ soruşturmaları üzerinden yaşanan mağduriyet ile Güvenlik Soruşturmalarına değinen Yavuz, devletin bir dönem herkesi FETÖ'ye selam vermek zorunda bıraktığını söyledi. Yavuz, “Şimdi de ‘niye selam verdiniz, selam veren teröristtir yakalayın' diyerek cezalandırıyorsunuz. Allah'tan korkmuyor musunuz peki? Sen bu memleketin düzenini bozuyorsun haberin olsun. Bu memleketin sinir uçlarıyla oynuyorsun, bu memleketin kılcal damarlarını tahrip ediyorsun, yapamazsın bunu. Buna hakkın yok.” ifadelerini kullandı. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan HÜDA PAR Bingöl Mitingi, İlahi Ses sanatçıları, Mustafa Altıntop ve Hikmet Kıyançiçek'in seslendirdiği ilahi ve marşlarla devam etti. HÜDA PAR İl Başkanı Orhan Açıkbaş ve HÜDA PAR Bingöl Milletvekili Adayı Hamdullah Tasalı'ın selamlama konuşması ardından Bingöllülere hitap eden HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. İç ve dış gündemle ilgili hükümetin yanlış politikalarını eleştiren Yavuz, HÜDA PAR'ın çözüm önerilerine vurgu yaparak, halkın 24 Haziran Milletvekili seçiminde kendilerini desteklemelerini istedi. HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz'un konuşmasından satırbaşları: “HÜDA PAR, bütün sorunları uzlaşma ve anlaşma ile çözme taraftarıdır” Değerli kardeşlerim! Türkiye'de bütün siyasal iktidarların yapmış olduğu bir yanlış var; çünkü iktidarlar düzeltmek zorundadır. En önemli yanlış ise sonuçlarla uğraşmaktır. Sonuçlarla uğraşma siyasetleri bize fayda getirmemektedir maalesef. Bakınız 90 yıllık, neredeyse bir asırlık cumhuriyet tarihi boyunca her gelen iktidar, sistemi değiştirme sözü vermesine rağmen bir bakıyorsunuz ki sistemin izin verdiği ölçü içerisinde maalesef politikalarını icra edebildiler. Evet, atılan doğru adımları, dile getirilen doğru sözleri önemsiyoruz, bunları küçük görmüyoruz. Zaman zaman televizyon ekranlarında basına vermiş olduğumuz demeçlerden de bu hakkı teslim ediyoruz. Bu memlekette taş üstüne taş koyan herkesten Allah razı olsun, teşekkür ediyoruz. HÜDA PAR, bütün sorunları uzlaşma ve anlaşma ile çözme taraftarıdır. Çatışmayı bir tarafa koyuyor. Son dönemlerde vermiş olduğumuz bütün siyasi kararlarda bunu göz önünde bulundurduk. “Bir lokma huzuru, bir lahza huzuru bu millete, bu memlekete hediye edeceğiz” Çünkü çatışma, bu memlekete zarar verdi, bu millete zarar verdi, hatta kaybettik. O zaman, ne çatışmacı bir üslubu kullanacağız ne de çatışmaya davet çıkaracak bir eylemin içerisine gireceğiz. Evet, çatışmayacağız, uzlaşacağız ve anlaşacağız. İktidarlara yanlışlarını cesur bir şekilde hatırlatacak, hakaret etmeden, çatışma ortamına girmeden, şiddeti silahı bir yolla yöntem olarak asla kabul etmeden bir lokma huzuru, bir lahza huzuru bu millete, bu memlekete hediye edeceğiz. “Aile kurumu sos veriyor” Dedi ki; bütün iktidarlar maalesef sonuçlarla uğraşır. Bakınız aile kurumu sos veriyor, tehlike çanları çalıyor. İnsanlar artık birbirlerinden umduklarını bulamıyorlar. Oysaki toplumun temeli ailedir. Boşanma oranları hızla yükselmeye, evlenme oranları da düşmeye devam ediyor. Bingöllü Dindar kardeşlerimiz, fedakâr kardeşlerimiz, geleneklerine göreneklerine bağlı kardeşlerimiz! Siz de bu değişimi görüyorsunuz maalesef. Gençlerimizin durumuna bakın, gençlerimizin geleceklerine bakın. Çok fazla bir beklentileri yok gelecekten. Öyle mi? Çok tehlikeli. Anne ve babalarını 10 dakika dinlemeye tenezzül etmeyen, ancak müdahale edilmediği zaman bilgisayarın, internetin önünden 10 saat boyunca kalkmayan bir gençlik var. Bingöl'de de böyle, Yozgat'ta da böyle, İstanbul'da da böyle. Küresel Deccal yeryüzünün şeytanı 11, 12 bin kilometre öte taraftan bir bilgisayar tıklaması ile gençlerimize nasıl giymelerini gerektiğini talimat olarak veriyor, nasıl beslenmeleri gerektiğini talimat olarak veriyor ve nasıl düşünmeleri gerektiğini talimat olarak veriyor. Heeey Bingöllü kardeşlerim! Bunun sebebini biliyoruz. Biliyoruz, gençliğimiz gidiyor. Onun için basit şeylere takılmıyoruz. Şu binada evladımız var, yangın çıkmış. Yetişiyoruz, evlatlarımızı kurtarmanın derdindeyiz. Şeytanlar gençlerimizin elinden tutup onları deccalın sahte cennetine sürüklemeden önce onların elinden tutmak istiyoruz. Hem dünya hem de ahiret saadeti ile onlara gelecek vaat ediyoruz. Hedefimiz, evlatlarımızı, bu nesillerimizi ahlaksızlık yangınından, bu maneviyatsızlıktan, şeytanın, Deccal'in onları sürüklemeye çalıştığı çukurdan kurtarmaya çalışıyoruz. Sonuçlarla uğraşarak biz meselelerimizi çözemeyiz. “Bir ticarethaneye dönüşmüş adeta eğitim kurumları” Eğitime bakın! Gençlerimizin eğitimi düzgün değil. Bir ticarethaneye dönüşmüş adeta eğitim kurumları. Yükseköğretimden ilköğretime kadar dünyanın sayılı üniversiteleri arasında neden Türkiye'den bir üniversite kolay kolay yer almıyor. 100 yıldan beridir hep sonuçlarla ulaşıldığı için değerli kardeşlerim. “Bankalara borcu olmayan bir vatandaşımız kaldı mı?” İktisada bakın acaba faize bulaştırılmayan, bankalara borcu olmayan bir vatandaşımız kaldı mı? Bu ülkenin kazanımlarının farkındayız ama kaybettiklerimizi de dile getireceğiz. Bundan 15-20 yıl önce bankaların önünden geçmeyen Bingöllü kardeşim! Eğer senin de cüzdanında en az iki bankanın kredi kartı var ve bankalara borçlanmışsanız ters giden bir şeyler var. Hakaret etmeden, kimseyle çatışma ortamına girmeden bunları dile getireceğiz. Bu yangını söndürmeye gayret edeceğiz. Anlaşarak, uzlaşarak yapacağız. Yoksa hep beraber kaybederiz. “Türkçülük ve laiklik üzerinden dindar bütün insanlar hedefe konuldu” 90 küsur yıl önce bir sistem kuruldu. Bu sistem bu halka benzemedi. Bu sistemin iki saç ayağı var; biri laiklik diğeri ulusçuluk, ulusalcılık. Türkçülük ve laiklik üzerinden dindar bütün insanlar hedefe konuldu. Burada, bu bölgede, Diyarbekir'de, Dağkapı Meydanında Şeyh Said Efendi laiklik gerekçe gösterilerek idam edildi. Batıda, İskilipli Atıf Efendi aynı gerekçeyle idam edildi. Dediler ki; ‘Laiklik, din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.' Bu memlekette hiçbir zaman dindarlar devlete müdahale etmediler ama devlet yine de dindarlara müdahale etti. Müdahale etmekle kalmadı, ‘Sen benim düzenimi bozuyorsun, benim yeni kurmuş olduğum sistemde sana yer yok' diye dindar insanları katletti, idam etti. “Devlet ırkçılık yaparak milyonlarca vatandaşını küstürdü” Evet, ‘Türkçülük üzerinden ben yeni bir ulus inşa ediyorum herkes Türk'tür' dedi. Kürdü yok saydı, Zazayı yok saydı, Arabı yok saydı, Allah'ın benim ayetimdir dediği Kürtçeyi yasakladı, Zazacayı yasakladı. Ne oldu? Kaybettik. Sorun bu. PKK diyorsunuz; PKK bunun sonucudur, nedeni değildir. Sen, kendine bakan yönleriyle bu meseleyi düzeltmezsen, yaptığın yanlışını düzeltmezsen daha çok vahim sonuçlar ile karşılaşacaksın. İşte laiklik ismi altında dine ve dindarlara yapılan zulümden doğuda batıda nasibini aldı. Ama devlet ırkçılık yaparak, Türkçülük yaparak milyonlarca vatandaşını küstürdü. Milletinin sağduyusuna güvenen, bu şekilde hareket eden insanlar artık diyorlar ki: ‘Yeter kardeşim, canımız yanıyor. Lütfen, Ey devlet! Ey siyaset Kurumu! Sonuçlarla uğraşma. Her zaman bombaladık diyorsun, vurduk diyorsun, öldürdük diyorsun, inlerine girdik diyorsun. 40 yıldır duyuyoruz bunları. Sanırım sen gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklenmişsin. Üçüncü, dördüncü, beşinci düğmeyle uğraştırma bizi. Evet, sen önce kendi düğmeni bir doğru ilikle. Vallahi gerisi gelecek. “Gelin, bu sefer HÜDA PAR diyelim” Bingöllü kardeşim! HDP ye oy veren kardeşim! AK Parti'ye oy veren kardeşim! Diğer partilere oy veren kardeşlerim! Bizi iyi dinleyin, bizi iyi tanıyın. Gelin, bu sefer HÜDA PAR diyelim, HÜDA PAR'ın vekillerini meclise gönderelim ki bu hakikatleri dile getirsin. YORUM YAZIN
|
|